Kılıçaslan Meydanı!

Miryakefalon, Anadolu coğrafyasının Türk Milletine ait olduğunu tasdik eden bir zafer. Daha o yıllarda Bizans dahil bütün Avrupa tarihçilerinin, Anadolu’ya ” Türkeli ” dediğini de, hatırlatmak isterim.

Zaferi Türk Milletine hediye eden II.Kılıçaslan’ın adının en nihayetinde, Konya’da , Şehir Meydanına verilmesi hoş bir şey!

Bir hayli geç kalınsa da, gecikilse de, tarihin seyri, yanlışların düzeltilmesine bir şekilde yol göstericilik yapıyor!

Tarih ve o tarihin kahramanları bir şekilde kendilerini gösteriyorlar.

Buna ilahi adalet demek daha mı doğru, bilemiyorum!

Kılıçaslanların şehrinde, Selçuklu Sultanlarına bir türlü yapılamayan, yapılması geciktirilen iade-yi itibar noktasında neden bu kadar beklendiğini bugüne kadar çok sorduk!

Cevap alamadık!

Bundan sonrası için söylenecekler belli!

Adı şehir meydanına verildi ya…

Düşünüldü ya…

Daha ne isteniyor?

Babından verilecek karşılıkların altından,soruların muhatapları kalkamaz!

Miryakefalon’u, Selçuklu tarihini ve Selçuklu Sultanlarını 30 yıl ıskalamış bir Büyükşehir Belediyesi!

30 yıl ıskalamış bir Konya!

30 yıl ıskalamış Tarihçiler!

30 yıl ıskalamış, şehrin önde gidenleri, önde koşturanları, siyasetçileri ve şehrin söz sahipleri!

Evet, bu şehre çok güzel eserler kazandırdı Belediyelerimiz. Ancak işin ruhunu, özünü, tarih açısından söylenmesi gereken sözleri hep ıskaladılar!

Oysa tarihe yaslanarak, tarihe dayanarak çok daha yücelebilirlerdi!

Selçuklunun Başkentinde Selçukluyu bile bile neden ve niçin bu kadar uzun süre ıskaladınız denmeyecek mi, sanıyorsunuz?

Denecek de, bırakalım, onu da tarih ve devran sorsun!

*****

Bu konuları konuşa konuşa, bağıra bağıra sesleri kısılmış, seslerini kimsenin duymaya tenezzül etmediği bir çok isim var Konya’da!

Bugün onların gözleri dolu dolu, sevinçten ayakları yere değmiyor, ahir ömürlerinde bugünleride görebildiler çok şükür!

İnanın, göremeyen rahmeti rahmana kavuşmuş insanlarda az değil!

Bugüne kadar yazdıklarına, söylediklerine kimse aldırış etmemişti çünkü!

Miryakefalon hepimizin zafer günü sevgili okurlar.

Tarihin içinde kaybolmuştu, geri geldi!

Hakikatin ortaya çıktığı, güneşin balçıkla sıvanamayacağının çok şükür anlaşılabildiği bir günün ve günlerin zaferi olarak şehrin ve ülkenin gündeminde!

Dünya Şehirler Birliği yönetimine, eski bir Başkent olduğu için girebilen Konya Büyükşehir Belediyesi, çeyrek asrı aşkın zamandır yapmış olduğu büyük eserlerinin hiç birine Selçuklu Tarihini ve Medeniyetini çağrıştıran, hatırlatan bir isim veremedi.

Adeta ayaklarını sürüdü!

İnat etti!

Selçuklu Medeniyeti ve Selçuklu Sultanları olmaları ve bulunmaları gereken hiçbir program ve çalışmanın içerisinde kendilerine yer bulamadılar!

Yokhükmünde sayıldı, Konya Fatihi Kutalmışoğlu Süleymanşah!

Kudüs’e kalkan olan zaferleri kazanan Kılıçaslanlar, Sultan Mesud gibi savaş dahileri çeyrek asırdır gündemlerinde yoktu!

Şehir Meydanına Kılıçaslan Meydanı adını vermek yetmez, sevgili Başkanlar!

Miryalefalon savaşı benim sınırlarım içinde oldu, yok senin sınırların içinde oldu diye 840 yıl sonra tarihten nemalanmaya, tarihe sahiplenmeye kalkmakta yetmez!

Çünkü, bu arada Ah Derbent ah! diyesim geldi!

Ne vardı ilçe olacak?İlçe olmasaydın, yeni bulgularla, Miryalefalon’la ve nihayet bu denli kıymete binmişken, galiba kapanın elinde kalırdın!

Bilmem ki, seni nereye bağlarlardı?

Meram’a mı, Selçukluya mı, yoksa Büyükşehir seni kendi uhdesine mi alırdı?

Her neyse diyelim, yazımıza devam edelim.

Mutluluğunu tarif edemeyeceğimiz, yazıya dökemeyeceğimiz, bu işin mimarlarından bir isim vardı.

Seyit Küçükbezirci Ağabey!

Seyit Küçükbezirci Ağabeyin gözlerinde ki, heyecanı görebildiniz mi?

Prof. Dr. Ahmet Çaycı’nın, Prof. Dr. Mehmet Akif Ceylan’ın ve Yrd. Doç. Adnan Eskikurt’un azmini ve aşkını yakalayabildiniz mi?

Siz onlardan haber verin!

En nihayetinde bütün bunlar olurken, Kılıçaslanların hakkının eninde sonunda teslim edilebilmiş olması en önemli hadiseydi!

Bu bile anlaşılabildiyse ne mutlu!