Konya
°C
Yeni Meram

İSRAF VE TUTUMLULUK

İSRAF VE TUTUMLULUK- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
10.03.2021 01:43
10.03.2021 16:15
0
6897
ABONE OL
Değerli dostlarım, zaman zaman kendime şu soruyu sorarım. Üretim mi yetersiz, israf mı çılgın? Her sektörün üretim çeşitliliği farklı olduğu gibi üretim kapasite ve rekolteleri de farklıdır. Bilişim teknolojileri, sanayi mekanik, motor, tekstil, enerji, tarım ve gıda ürünleri gibi daha binlerce üretim sektörlerinden bahsedebiliriz. Bazı ürünlerin kullanıcıları toplumun tamamını kapsamaz. Her kez özel araç almak zorunda değildir. Toplu taşıma araçlarını da kullanarak ulaşım ihtiyacını karşılar. Ev sahibi olma imkânı yoksa kiralık meskenlerden barınma ihtiyacını karşılayabilir. Ancak bir ürün var ki, her insanın erişebilmesi ve tüketmesi yaşamın sürdürülmesi için zorunludur. Bunlar gıda ürünlerdir. Genelde gıda üretim kapasite ve rekoltelerine baktığımız zaman aynı oranda olmasa da bir önceki yıla göre artmış olduğunu görüyoruz. Tabi ki sektörün girdilerinin fiyat artışı gıda ürünlerinin de fiyatını artırmaktadır. Bunun yanında tüketim hızı da artmaktadır. Pahalılığın parametresi olarak genelde bu iki etkeni sebep-sonuç ikilisi olarak dikkate alırız. Kendimizi şu konuda hiç sorgulamıyoruz. TUTUMLULUK/öz ihtiyaç/öz tüketim kavramlarının toplumsal bilinç düzeyinde neredeyiz. Sadece biz değil, insanlık tüketim çılgınlığı içinde zıvanadan çıkmıştır. Doyumsuz bir nefis, tatminsiz, tutumsuz bir gençlik, hesapsız aileler. Sonuç %40’lara ulaşan boşanmalar, iskambil kâğıtlarından yapılmış binalar gibi yıkılan yuvalar, cinayetler, intiharlar vs. Dünyada her yıl 4 milyar ton gıda ürünü üretiliyor. 950 milyon insanın gıdaya ihtiyacı var. 3 buçuk milyar insanın suya ihtiyacı var. BM. raporuna göre 930 milyon ton gıda ürünü israf ediliyor, çöpe gidiyor. Ancak bu rakam doğruyu yansıtmıyor. Ölçü olarak Kongo, Meksika, Mısır ve Afrika gibi ülkeler alınmıştır. İngiltere, Amerika ve Avrupa bu ölçümün dışında tutulmuştur. Emperyalistler insan olarak bile kabul etmedikleri yoksul ülkeleri bir de israfla suçluyorlar. İsrafı Önleme Vakfının verdiği geçek rakam 1 milyar 300 milyon ton gıda ürünü çöpe gidiyor. Türkiye’nin kişi başına düşen gıda ürünü israfı/çöpe atılan 97 kg./kişi. Toplam yılda çöpe atılan gıda ürünü 7954000000 kg. Yaklaşık 8 milyon ton gıda ürünü israf. Şimdi israf ve pahalılık arasındaki korelasyona bakalım. 8 milyon ton ürün tezgahlarda, raflarda olsaydı/arz edilseydi talep sabit olduğu için, ürün fiyatlarına düşüş olarak yansıyacaktı. İsrafın önüne geçme konusunda etkili ve ciddi tedbirlerin alındığını görmüyoruz. Şöyle dendiğini işitir gibiyim. "Sorunları sıralamak kolay, çare ne, önerileriniz nedir? Eğitim ve öğretim kavramları adına bakanlık kurulmuştur. En yüksek bütçeli icracı bakanlıklarımızdan biridir. Eğitim ve öğretim kavramları iç içe girmiş iki kavramdır. Öğretim bilgi yüklemektir. Eğitim ise davranış öğretesidir. Davranış öğretileri 3 yaşından itibaren fotoğraflama, video kaydına alınırcasına belleklere kayıt edilir.18 yaşına kadar kayıtlar bir yandan devam ederken, bir yandan da kendi muhakeme ve becerilerini katarak kişiliğini tekamülleştirir. Tutumluluk/öz tüketim, en az sarfla en yüksek verim almaktır. Eğitim sistemimizi ana okulundan itibaren yeniden dizayn ederek, tutumluluk, sağlıklı yaşam ve edep kuralları/adab-ı-muaşeret konularında uygulamalı eğitim programları hazırlanmalıdır. İnanç sistemimiz, kültürel misyonumuz da bize tutumluluk sorumluluğu yüklemektedir. Allah israfı ayetlerle haram kılmıştır ve kul hakkı olarak tanımlamıştır. Bir başka ifadeyle yasaklamıştır. Her yasağın karşılığı cezadır. Ancak pek azımız israf yasağını umursuyoruz. Kuran dört husustan mutlaka hesaba çekileceğimizi ifade eder. 1-Kulun yaradanıyla arası nasıldı? Allaha karşı ibadet ve itaatinde neredeydi? 2-insanlarla münasebeti nasıldı? İnsanların hak ve hukukunu korudu mu? Allah’ın verdiklerinden muhtaçlara infakı var mıydı? 3-Doğaya, tabiata, fıtrata/yaratılışa karşı tutumu, saygısı nasıldı? Hayvanata, bitkiye, havaya, suya saygısı, tutumu ve davranışı nasıldı? 4-Eşyayla, nimetlerle arası nasıldı? İsrafı ve nankörlüğü var mıydı? Gözüm yoruldu, ruhum sıkıldı diyerek eşya değiştirme yarışı içinde miydi? Bu hesapların sorulacağı mutlaktır ve kaçınılmazdır. Bu gerçekleri bilmeyen Müslüman yoktur. Ama nasıl bir umursamazlık ki, bir türlü israf haramından kurtulamıyoruz. Vatan şairimiz Akif halimizi nasıl da güzel tasvir etmiş; İbret olmaz bize, her gün okunur ezbere de Yoksa bir maksat aranmaz mı, bu ayetlerde Anlaşılan yalnız lafzı muhkem Kuran'ın, Çünkü kaydında değil hiç birimiz mananın, Ya açar bakarız Lafz-ı-Celilin yaprağına, Yahut üfler geçersiz bir ölünün toprağına, İnmemiştir hele Kuran, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne fal bakmak için. Müslüman kardeşim, Kuran'ı mezarlıktan hayata taşımadıkça, Kuran'ın "vay o namaz kılanların haline" hitabının muhatabı olmaktan kurtulamayız. Değerli kardeşlerim, israf toplumları ifsad eden en tehlikeli sosyal bulaşıcı bir hastalıktır. Muhtaçların hakkını gasbetmeye eşdeğer bir hak ihlalidir. İsrafın ortağı ve teşvikçisi şeytandır.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.