Konya HAFİF YAĞMUR 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

İncecikten Bir Kar Yağar

İncecikten Bir Kar Yağar - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

İncecikten bir kar yağar
Tozar elif elif diye
Deli gönül hayran olmuş
Gezer Elif Elif diye.
Makam:Segâh
Beste: Sadettin Kaynak
Güfte:Karacaoğlan

Yıldız Opel Servisinin sahibi Kadim dostum Mehmet Kaplanın bunca yıllık deneyime dayandırdığı  bir değerlendirmesi var;

Konya’nın kışı bahara hocam!”

Küresel ısınma başta, diğer kimi koşullarda mevsimler de birbirine karıştı.

Kışta baharı, bahar da kışı yaşar olduk.

Uzun yıllardan sonra ilk kez kış,  kışta yaşanmaya başladı. Bakalım ne kadar sürecek?

Anadolu’nun yorganı olan kar bu yıl öylesine yağıyor, ardı arkası kesilmiyor,  buzlanma ve ayaz olmasa bir de…

Bardağın dolu tarafından bakarsak;

Ülkemizin tahıl ve pancar deposu Konya ovasında süren kuraklığa kar,  can simidi- can suyu oldu. Eğitiminde engellenmelere, trafik kazalarındaki hızlı artışa karşın bile..

Kazalarda can verenler sellerdeki alt yapı eksiklerinin neden oluşturduğu can ve mal kayıplarının önlenmesi için nutuk yerine ivedi olarak önlem  alınmalına çağrı yapıyoruz.

“Kış geldi, firak açmadadır sineme yare
Vuslat yine mi kaldı güzel fasl-ı bahara
Bari bulayım söyle de sen derdime çare
Vuslat yine mi kaldı güzel başka bahara?”
(Şevki Bey; Hüzzam Şarkı)

Küresel ısınma mevsimleri de etkiledi. Yer küre kara ve yağmura da hasret bırakmıştı. Bu kez  yurt coğrafyasının tüm bölgelerinde beyaz aydınlık yaşanırken, bir fırçadan çıkmış gibi kart postal görünümlü duygulara evriliyoruz.

Ah bir de üşütücü şu kuru ayazlar olmasa…

Kar- kış birazda şiir, öykü, roman demek.
“Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.”
(Ahmet Muhip Dranas)

Soğuk, karın yanında
İnatçı bir komiser
İhtimal ki yarın da,
Ayaz Paşa kol gezer.

Kışın akla ne sığar,
Ne de yarar işleri.
Saçakların şimdi var,
Buzdan yapma dişleri.
   (Fazıl Ahmet Aykaç)

Kar-kış, edebiyattın rengi ve zenginliğidir. Şarkılar- türküler – şiirler nostalji demeti sunuyor fırçalar da ”beyaz”a yöneliyor.
“Bahar bitti güz bitti
Artık bülbül ötmüyor
Yare tel çekem diye
Tel derdim iletmiyor.”

Teknoloji devrimi romantizmi alıp götürdü. Doğanın bembeyaz kar örtüsüne bürünmesinin güzelliği kimseyi ilgilendirmiyor. Çocukların kartopu oynamasını, kardan adam yapmasını, karlarda yuvarlanmasını eskisi gibi izleyen onların  sevincine ortak çok az, hatta yok gibi.


İstanbul’da 1620’de öylesine bir kış olmuş, deniz donmuş, Neşati de tarih düşürmüş;
“Emr-i Hak ile İstanbul’da olan kış bu sene
Belki Dünya duralı olmadı bu resme şitâ
Lâfzanü ma’nen ana dedi Neşati târih
Be meded dondu soğuktan bin otuzda derya”

Büyük usta Yahya Kemal’in Varşova’da Büyükelçi iken yazdığı “Kar Musikisi” şiiri şimdi gökyüzünde yankılanıyor;
“Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu;
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanburi Cemil Bey çalıyor eski plakta.”


Kar yağanda ustamız, sevgi şairi Feyzi Halıcı abimiz biç öyle dingin durur mu? Daha taşa, yere göğe, karaya denize sevgisini gergef gergef işleyen duyguları şaha kalkar;
“Sevdadır çevre yanımda

Bir nice nöbet tutmuştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur..

 

Gönlümde dert dilim dilim
Aşkım tanımıyor iklim
Dostlar kendimde değilim
Gitti hayatım, sevgilim
Gayri ne söylesem boştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur.

Güney kutbunu keşfeden (1906) Norveçli Amudsen “yola devam” deyip yürüseydi ve sonra da Güneyden önce Kuzey Kutbunu keşfetseydi, biraz sıcaklık götürseydi acaba dünya aşırı soğuktan biraz soyutlanır mıydı?
Van’da çadır yangınları haberleri gelince geçmişe doğru yolculuğa çıkıyorum. Yedek Subay olarak vatani görevimi yaptığım, Van’ı düşlüyorum. Konu Van olunca dostum merhum Bekir Sıdkı Erdoğan’ın kar- kışla özdeşleşen
dudağımdan Konya ayazında dökülüyor;
“Sen karşıma, her özlediğim anda çıkarsın!
İzmir’de çıkar; Kars’da çıkar, Van’da çıkarsın…
Hiç böyle vefa görmedi âlemde hakikat;
Yollar kapanır, sen yine fincanda çıkarsın!”

Her mevsim kendine özgü güzellikler içerir.
Doğanın dört, yaşamın beş mevsimi vardır;
■ Aşk, has¬ret, yalnızlık, vuslat ve hüzündür.
Hüzünde kimi koşullarda “güzellik“ gizlidir. Nitekim ünlü Fransız kadın yazarı Françoise Sagan, 1954’de kaleme aldığı ilk yapıtında “Günaydın Hüzün- bonjour tristesse) adını vermiştir. Babası bir şirketin Genel Müdürü, annesi toprak sahibi bir ailenin kızı olan Sagan, hüznün kişinin genlerinde yer aldığını, mutluluk rüzgârları estirdiğini ortaya koymaktadır.

Yollar kapandı kardan
Turna gelmez diyardan
Haber çıkmadı yardan
Bu ayrılık bitmiyor.

Derdim çok dermanım yok
Canan çok cananım yok
Onsuz adım sanım yok
Teselli kar etmiyor.

Benden kar şiirleri (*)

Kar yağanda melül, mahzun olurum

Uçarı gündüzlerde yitirdim seni.

Geceler içinde yeniden bulurum

Hatırlasam deli olurum

Hatırlamasam edemem

Hatırlarım.

Yağan kara bakıyorum sokak ortasında

Sokaklara bakıyorum gençler  kıpır kıpır,

Kanı kaynıyor baştan ayağa ateş

Karlı dağlara bakıyorum umudum üşüyor

Yolları sorarsanız dağlarla kardeş

Takvimlere bakıyorum tedirgin

Olduğuna bırakıyorum günleri

Kolumdaki saate bakıyorum ikide bir

Fotoğrafına bakamıyorum.”

Baharı özlüyorum diz boyu kar içinde

Gerçek şu ki, dört mevsimde çiçeksin

Besbelli, kış sonrası bahar da gelecek,

Ama, sen gelmeyeceksin.

Memesiz kalmış çocuklar gibi ağlar

Karların altında toprak ana.

Ağaçlar bir mahzun, kuşlar neşesiz,

Uzun ve efkârlı gecelerin beyaz karanlığında,

Büyük yalnızlık içindeyiz.

Gözlerim bildiğiniz kömürden ama

Kar üstünde seviştiğinizi görürüm.

Bakmayın kardan adam olduğuma,

Ben de duygulanır ben de düşünürüm

Siz yüreğiniz durunca dünyayı göremezsiniz,

Ben güneş doğunca ölürüm.

 (*) “Milattan Önce de Böyleydi, Sevgi “adlı şiir kitabımdan.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Akademik güneşimiz Davutoğlu, Özdemir ve Babaoğlu

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.