HAYRIYLA ŞERRİYLE 2020

İçerisinde bulunduğumuz yılın son günlerini yaşarken geriye dönüp bakmak, eminim çoğunuzun hiç düşünmeyeceği bir eylem olacaktır. Çünkü sadece ülkemiz değil tüm dünya, 2020 yılıyla birlikte çalkantılı bir sürece girmiş oldu. Savaş tehditleri ve ekonomik zorluklarla başlayan yıl, yüzyılda bir gelen salgının oluşturduğu yıkımla devam etti. Hiç şüphesiz bu yılın gelecek nesiller için hafızalarda kalacak kısmı korona salgını olacaktır. Nitekim bu salgın, tüm hayatı alt üst ederken sevdiklerimizi de aldı götürdü. Herkesin kendine göre acısıyla tatlısıyla değerlendirmesi olacaktır mutlaka, ancak benim için 2020 canım annemi kaybettiğim yıl olarak kalacak hafızamda. Bu vesile ile öncelikle bu yıl gerek virüsten gerekse de yaşadığımız doğal afetlerden hayatını kaybedenler ile cephede şehit düşen askerlerimize rahmet diliyorum. Hayrıyla şerriyle bir yılı daha geride bırakıyoruz. Şimdi burada yılın panoramasını tek tek yazacak değilim ancak 2020'nin bize kazandırdıkları ile kaybettirdiklerinin küçük bir muhasebesini yapmakta fayda görüyorum. Meşhur atasözümüzü hepiniz bilirsiniz “Gelen gideni aratır” diye, işte tam da böyle oldu 2020’nin gelişi. Toplum 2019’u yargılayıp irdelerken, akıllara ziyan bir 2020 yaşamış oldu. Durum böyle olunca bugün de 2020 inanılmaz derecede yargılanmaya, hatta 2021 için değişik senaryolar ve komplo teorileri bile üretilip sunulmaya başlandı. Evet, yaşadığımız yıl kolay bir yıl olmadı insanlık adına; bunda hem fikiriz, ancak bu yaşadıklarımızda kendi payımızın ne kadar olduğunun muhasebesini yaptık mı hiç ? Bakın bir küresel salgın geldi hayatımızı alt üst etti ve bizlere gerçekte içinde bulunduğumuz nimetlerin ne denli büyük olduğunu göstermiş oldu. Bize birçok şeyi fark ettirdi, bunun ötesinde ‘har vurup harman savurduğumuz’ bir yaşantının içinde kıymet bilmeyi öğretti. Dünyada birçok büyük olay yaşanırken biz de ülke olarak büyük acılar yaşadık. Depremler, seller, çığ felaketi, hain saldırılar ve patlamalar gibi irili ufaklı olaylar yaşadık. Hak’tan geldi amenna, ancak bu olaylardan ne dersler çıkarttık? Kayıplarımız geri gelmeyecek ama en azından bundan sonrası için değerlerimizin kıymetini bilip yaşadığımız şu günlerin hamd ve şükrünü layıkıyla yapabilmek gerek. Dedim ya, ülke adına hem yaşamsal hem de ekonomik olarak zorlu sıkıntılı bir yıl oldu, ama bunun yanında gelecek adına yüreklerimize su serpen güzel gelişmeler de oldu. Mesela en önemlilerinden birisi Ayasofya’nın 86 yıl sonra ibadete açılması ve ilk cuma namazının kılınması. Bunun yanı sıra Türkiye’nin Karadeniz’de tarihinin en büyük doğalgaz rezervini yani  320 milyar metreküp gazı bulması. Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Zonguldak’ta Fatih sondaj gemisinde yaptığı açıklaması ile Karadeniz’de bulunan doğalgaz rezervinin 405 milyar metreküpe çıkması. Ayrıca Eskişehir’de kurulu Eti Maden Tesisleri’nde ilk lityum karbonat üretilmesi. Son olarak Bilecik’in Söğüt ilçesindeki maden sahasında 3.5 milyon onsluk altın rezervi bulunması gibi sevindirici hadiseleri de yaşamış olduk. Bunlar ülkemizin geleceği adına önemli gelişmeler çünkü ülkemizde bu tip önemli gelişmeler birilerinin izni olmadan yapılacak işler değildi. Ancak bugün baktığımızda artık kendi göbek bağımızı  kendimiz kesebiliyor, yapılması gerekenleri kendimiz yapabiliyoruz. Bunlar 2020’de gördüklerimiz. Bakalım ömrümüz yeterse 2021 ve sonrasında daha neler göreceğiz? Hayrı ve şerri ile yaşadığımız yılı geride bırakırken birkaç gün sonra yaşantımıza alacağımız 2021 yılının hayırlar getirmesini Rabbimden diliyorum. Yaşadıklarımızın, bundan sonraki yaşayacaklarımız için önümüzde bizi doğruya ulaştıran yol olmasını temenni ediyorum. Gelecek yıl görüşmek üzere, kalın sağlıcakla…