Konya HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

GÜVENLİK MESELESİ

İnsanımızın istediği memleket ekonomisine katkıda bulunarak sağlıklı bir şekilde güvenlikli bir yaşantı. Sağlıkta bir hayli yol aldık kanaatindeyim. 40-50 sene önce ortalama ölüm yaşı 57’ler civarında iken şimdilerde bu rakam 75-78’lere kadar çıkmış durumda. Bir güzel yanı da bölgeler arasında da ölüm yaşında afaki farklılıklar yok.
Eskilerde sebze ve meyve ağırlıklı zeytinyağından yapılan yemeklerle beslenen Ege ve Akdeniz Bölgesi sakinleri, et, kuyruk yağı, tereyağı ile beslenen, hamur işini seven İç, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşayanlara göre daha uzun yaşarlardı. Şimdilerde bölgesel ve şehirsel ölüm yaşlarına baktığınızda arada en fazla 3 yaş görmekteyiz.
Daha eskilere gittiğimizde yaşı müsait olanlar bilirler, vefat eden rahmetli 50 yaşını bulduysa “Yaşayacağı kadar yaşamış Allah (c.c) rahmet eylesin.” denirdi. Şimdilerde 50’li yaşar orta yaş grubuna giriyor.
Önceki dönemlerde kamunun ve belediyelerin sunduğu hizmetler insan sağlığına katkı olarak çocuklar için çocuk bahçeleri, gençler içinse spor alanları yapılırdı. Sağ olsun cep telefonlarımız ve tabletlerimiz oyun alanlarına gerek bırakmadı. Sonrasında da ABD ve AB’de olduğu gibi obez bir nesil yetiştiriyoruz.
Eski insanlarımızın saf ve temiz alışkanlıkları şimdilerde çok nahoş noktalara doğru gidiyor. İnsanımız için yeryüzü güvenli bir alan olmaktan çıkmış.
Emniyet önemli tabii ki. Yıllar önce yürüyerek okula giden nesiller daha güvenli ortamlarda yaşarlardı. O zamanlar ortaokul ve liselere giden öğrenciler genelde belediye otobüslerini kullanırdı. İlkokul 1. Sınıfa giden bir öğrencinin 5 km ileride şehir merkezindeki bir okula otobüsle gidip geldiği günleri hatırlarım. Sonra ne mi oldu? Ortam güvenli olmadığından öğrenciler servislerle okullarına taşındı. O da yetmedi, servislerdeki öğrencilerin daha kontrollü ve güvenli bir şekilde okullarına ve evlerine teslimi için servislere hostes konuldu.
Bundan sonrası mı? Çocukların anne baba ve ebeveynler tarafından bizzat okullarına götürülmesi. Zaten başlamış durumda. Ailede ortalama çocuk sayıları 2’den aşağıya düşünce mi bilinmez evlatlarımız daha bir değer kazandı. Anne babanın genellikle 1 nadiren de 2 çocuğu var. Neslin devamı için az ancak yapacak bir şey var mı bilmiyoruz.
Ortam eskisi kadar güvende değil. Çocuk kaçırma, organ ticareti, uyuşturucunun onlarca çeşidi ve aile mefhumunun bozulmasıyla birlikte çocuklarımız güvende değil maalesef. Ebeveynler bebelere dahi cep telefonu alarak onları güvende tutmaya çalışsalar da onlara güvensiz sitelerde oyun imkânı vermiş oluyorlar.
Mahalleli önceleri park isterdi, oyun alanları isterdi. Geçenlerde duydum, irkildim. Başkana söyleyin mahallemizde park istemiyoruz. Haklılık payları elbette ki var. Parklar kontrolsüz olduğu için yetişkinler çocukların gözü önünde nahoş hareketler yapıyor. Yaşı küçük olanlar da bundan olumsuz etkileniyor. Düşünün bir de aynı parklarda uyuşturucu kullanıldığını…
Kamuya ait alanlar yani park, halı saha, piknik alanları, okullar, sağlık ocakları vb. yerler her kesimden insanın rahatça kullanabilecekleri yerler. Onun için bu yapıları güvenli ve kontrollü alanlara çevirmek lazım. Binaların olduğu kamuya açık yerlerle ilgili akşamları kapıların kilitlenmesi ve 24 saat kamera görüntüsü alınması lazım.
Parklara gelince büyük ölçekli parklar yapılması lazım. Buraya gelen insanların güvenliklerinin sağlanması için hem güvenlik görevlileri ve hem de emniyetle ortaklaşa devriye gezilmesi lazım. Parklara duvar örmeyip içeride de güvenlik görevlisi koymazsanız güvenlikten bahsedemezsiniz. Sadece devriye de yetmez, parklar kameralarla sürekli kontrol edilmeli.
Büyükler derlerdi ya ortam bozuldu diye. Teyakkuzda durmak lazım. Güvenli parklar, güvenli yapılar ve çok farklı güvenlik önlemleri almak lazım. Yoksa sitelerin arasında 500 metrekarelik park yapıp problemli insanları buyur etmenin bir manası yok ki.
İnsanımız oturduğu binaların dahi güvenlikli bir site olmasını arzu ediyorsa bir bildiği vardır. Site otoparkının dahi yer altında olmasına özen gösteriyorsa bir bildiği vardır.
Tüm yatırımlarda ve dinlence yerlerinde ilk hesaba katacağınız değer, güvenlik olmalı.
Önce güvenlik sonra hizmet galiba.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Asya’dan dünya liderliğine

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.