EVLERE ŞENLİK YARIŞMA!

İzledin mi, dedi bir arkadaşım telefonda. Neyi, diye sorunca, "x kanalındaki x moda programını" diye cevapladı. Kendisine iyi bir televizyon izleyicisi olmadığımı, hele ki gündüz iş vakti televizyonu açmanın aklıma bile gelmediğini söyleyince, canhıraş bir şekilde: "Yarın bu saatte şu kanaldaki o programı mutlaka izle" deyince emir telakki ettim! Ne de olsa yılların dostluğu var aramızda. "Bir şey diyorsa vardır bir bildiği" deyip ertesi gün dediği saatte geçtim televizyonun karşısına. Arkadaşımın dediği kadar vardı! Bir saatlik telefon konuşmamızda az bile söylendiğini fark ettim programı izleyince. Sevgili okurlar, arkadaşımın isyankar sözler sarf ettiği program için konuyu size de aktarayım; X kanalındaki bir moda programı. Gündüz kuşağı programı olduğunu da söylemeliyim. Jüri tarafından seçilmiş kızlarımız belirlenen süre içinde konsept yaparak jüriden geçer not almaya çalışıyorlar. Buraya kadar her şey güzel. Sonuçta elbette ki korona, hayatın durması gerektiği anlamına gelmiyor. Bunda da hem fikiriz. Ancaaak! Türk televizyonlarında yayınlanan bir gündüz kuşağı programında bu kadar hatanın olması bana "pes" dedirtti doğrusu. -Hijyen sizlere ömür! -Topluluklara karışmama kuralı çoktan mefta! -Yakın temas yok kuralı zaten masal olmuş! -Maske derseniz, "kıyafete uysun" diye olması gerekenin dışında allı güllü, morlu sümbüllü, motifli, rengarenk, model model... İzlediklerim ve gördüklerim karşısında "bu programları denetleyenler nerede?" diye merak ettim açıkçası. Yanlış bir tane olsa "amenna" diyeceğim ama bir dünya! Ya bizlerin "korona" dediğimiz salgın, bizim ülkede değil de başka bir ülkede yaşanıyor ve ben bunun farkında değilim ya da mart ayından beri koronadan dolayı "vefat etti" denen vatandaşlarımız yalancıktan ölüyorlar ve uzmanlar ise boşuna nefes tüketerek, olmayan bir şeyi anlatıyorlar aslında bizlere! Bu nasıl bir çelişki? Bir gündüz kuşağı programında, üstelik reytinginin bol olduğunu öğrendiğim, dolayısıyla milyonların izlediği bir gündüz kuşağı programında hiç mi denetim olmaz? Bu cici kızlarımıza hiç kimse söylemiyor mu, "malum o mağaza senin bu mağaza benim geziyorsunuz, bari kucaklaşıp sarılıp öpüşmeyin" diye. "En azından kamera karşısında yapmayın bunları, halkın dikkatini çekmeyelim" diye. "Millet takır takır ölürken, sizin üst baş derdine düştüğünüz yetmezmiş gibi bir de kucak kucağa olmayın bari!" diye. Hadi bu genç kızlarımızı geçtim, jüride de durum aynı! Yahu sizler bu ülkede yaşamıyor musunuz? Tamam anlıyorum, reyting kaygınız ve sizlerin de popülerliğinizi sürdürme kaygınız var!...Ama Allah rızası için, hadi program yapımcısı düşünmüyor, hadi stüdyodaki onlarca çalışan düşünmüyor, yarışmacılar zaten düşünmüyor! Bari siz, yani jüri olan kişiler düşünsün, "Bizler böylesine önemli ve ciddi bir ortamda en azından kamera karşısında mesafemizi koruyarak halka örnek olalım, halkı doğru olana teşvik edelim" diye. Hasılı; Küçük dilimi yutarak izlediğim programın sonrasında bana, " mutlaka izle" diyen arkadaşımı aradım hemen. İsyanında yerden göğe kadar haklı olduğunu ve toplum bilincimizin halen belli bir seviyeye gelmemiş olduğunu söyledim. Öyle ya, arkadaşım ve ailesi, keza bendeniz ve ailem de aynı olmak üzere mart ayından itibaren ilk günkü dikkat ve özenle kurallara uyuyor ve yaşıyoruz. Bu durumda; peki ben ve benim gibi yaşayanların günahı ne? Sorumsuzca davrananlar yüzünden niçin bizler daha özgür yaşayamıyoruz? Sizin gibiler yüzünden bizler daha ne kadar belli kalıplar içinde yaşamak zorunda kalacağız, diyor ve başkaca soruları siz okurlarımın hayal dünyasına bırakıyorum. Esen kalın.