Konya
°C
Yeni Meram

Eski Konya türküleri ve düğünleri (2)

Eski Konya türküleri ve düğünleri (2)- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
06.09.2022 01:01
05.09.2022 13:03
0
2401
ABONE OL

Değerli Yeni Meram Gazetesi Okurları; Bu günkü yazımda sizlere Eski KONYA düğünlerinde okunan ilahi ve Türkülerden bahsetmeye çalışacağım. Eski Konya düğünleri özgün kurallar çerçevesinde yapılır ve birçok aşamalardan geçerek sonuca bağlanırdı.
Merasimler genelde kız evinde yapılırdı. O zamanlar bugün olduğu gibi düğün salonları yoktu. İlk aşama GÖRÜCÜLÜK, daha sonra kız isteme sonra da şerbet içme aşamaları vardı. Düğünlerde eğlence hususu özellikle kadınlar arasında yapılan toplantılarda olurdu. Bunun ilk örneği yüzük takma merasimidir. Oğlan ve kız tarafları anlaştıktan sonra, Cuma günü her iki tarafın erkek yakınları arasında şerbet içilir ve ertesi cumartesi günü ALATURKA SAAT 07.00 de ( Alaturka saat ezani saat demektir) kız evinde kadınlar arasında geline yüzük takılmak üzere dağılırlardı. Bu merasimlerde özellikle yaşlı ve kamil kişiler ile düğünlerde bulunması gerekli o semtin hocaları da çağrılırdı.
Bu hocalar dul veya hiç evlenmemiş, sıbyan mekteplerinde Kur’an okumayı öğrenmiş, mızraklı İlmihalden dini bilgiler kapmış Ahmediye, Muhammediye okumuş ilahi söyleyebilen çocuklara Kur’an ve namazlık belleten fakat kendileri yazı yazamayan hatunlardı. Bu hocalar gerektiği zaman misafirlere ilahi ve türkü söylerler ve de hem dini hem de dünyevi zevklerini tatmin ederlerdi. Zira bazı misafirler “ÖLENGİLLE AĞLAYACAK MIYIZ? DİRENGİLLE GÜLELİM” diye akıllarından geçirdiklerinden hocalar tarafından, misafirlerin canları sıkılmasın diye türkü okunurdu. Gelin yüzük takıldıktan sonra (yüzük firuze taşlı olurdu) getirilen bir sandalyeye oturtulur ve eğence faslı başlardı.
Bu ilahilerden birkaç kesit şöyle idi;
“Bilirim aşıksın güle, Gülün halinden kim bile? Bahçedeki gonca güle, Dolaşıp söz atma bülbül.”
“Pervas edip uçar mısın, Deniz derya geçer misin, Bencileyin naçar mısın, Garip garip ötme bülbül..”
“Bilirim aşkın verde, Kararın yok bir yerde, Yüreğimde olan derde, Bir dertte sen katma bülbül.”
Misafirlerden biri “Ah hocam AŞKIN YAYLASINI bir söyleyiver” ben onu pek severim diye türkü isterdi. Hoca da şu karcığar türküyü söylerdi…
“Aşkın yaylası derler bu dağa aman aman , Al yeşil otağa kurmuş çadırlar canım,”
“Dokunmayın yarime bugün yorgundur aman aman, Avcıelinden çıkmış algındır..”
YOKLAMA; Yüzük takma merasiminden 3-5 gün sonra oğlan evinin kız evine dürü yollamasıdır. Yoklamalarda ilahi okunduğu gibi türküde okunurdu.
Misafirler hoca hanımdan Bülbül olsa mı isterler, hocada onlara “Söyleyecem yavrım” derdi.
“Bülbül olsam konabilsem dallara, Akdı çeşmim sel sel oldu göllere.”
“Seni alam giden gurbet ellere, İmana gel kanlı zalim imana, meftun oldum şu kaşlara kemana.”
Düğünlerin son aşamasında BIRAKINTILI ve TAÇ AÇMASI törenidir. Bu iki eğlencede ağırlık türkülerdedir. Hocanın yanında defçiler ve çengilerde bulunurdu. Hem kız tarafı hem erkek tarafı ayrı ayrı defçi ve çengi tutarlardı. Bu zenginlik meselesi idi. Defçi kadın veya kızlar Sultan Hamamı karşısında BENLEDİ MAHALLESİNDE otururlardı. Bunların yaşlı kadınları hamamlarda çalışırdı. Oğlan evinin veya kız evinin defçi ve çengileri ayrı ayrı söylemeye başladıkları gibi, beraberde söylerlerdi.
Örnek olarak; Oğlan evinin defçi ve çengileri şu türkü ile başlarlardı.
“Armut dalda on olur, Basmada şalvar don olur, Ben askere gidersem, Eminem kime yar olur.”
“Aman Eminem yangın Eminem baygın Eminem, küçük efesine sargın Eminem.”
“Bahçelerde patlıcan, Ben askere yazılcam, Ben askerden gelince gerdanı benli kız alıcam.”
Saygılarımla…

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.