Duyduklarınıza ‘Üçlü Filtre Testi’ uygulayın…

Son günlerde öyle ilginç ve bir o kadar da düşündürücü gelişmeler oluyor ki, akıl sır erdirmek mümkün değil. Ortalık yangın yeri adeta; yandık, bittik, kül olduk türünden.
Evet, hayatın gerçekleri elbette hepimizin yaşantısını ciddi derecede etkiliyor, buna söyleyecek tek söz yok ama bazı bölümler bire bin katılarak anlatılınca söyleyenin dahi inanası geliyor.
Neden bahsediyorum tabii ki içerisinden geçtiğimiz ekonomik darboğazdan. Hayat pahalılaştı, alım gücü azaldı, insanlar geçinmekte zorlanır oldu. Faturalar kat be kat artar oldu.
Bunların hepsine eyvallah…
Ancak bunları yaşarken düşünmekten de geri kalmamak gerek. Mesela ülke olarak ciddi bir süreç yaşıyoruz. Öyle madenimiz, petrolümüz, zenginliğimiz vs. yok.
Ürettiklerimizi satarak geçimimizi sağlıyoruz. Her ne kadar güçlü bir tarım yapımız ve alanlarımız olsa da, yine o pahalılık söylemi ile o alanda da yeterli olamayabiliyoruz.
Çok çalışmamız, az tüketmemiz, israf etmemiz gerektiği gerçeğini üzerine basa basa ifade ediyor olsak da mevcut yaşantımızdan geri durmak istemiyoruz.
Hatırlarsanız şu pandemi öncesi hepimizin dikkatini çeken ve sohbet ortamlarında birbirimize dert yandığımız bir sürü mevzu vardı. Yok millet artık ne yapacağını şaşırdı, yok şöyle varlık oldu, yok böyle lüks oldu. İşte normal evlerden 4, 5, hatta 6+1 daireler, olmadı akıllı derken en akıllı daireler, yok normal araçlardan SUV araçlar falan falan uzayıp giderdi konu. Hele bir de meşhur telefon modellerini beğenmemek ve yeterli bulmamak tuzu biberi olurdu.
Ama bugün o zamanki ekonomi alanı daralınca haliyle o yaşantıdan bu zamana gelinmiş oldu. Kısaca ifade etmek gerekir se “Attan inip merkebe binmek” deyimi yaşandı
Olaya bir de iktidar, muhalefet siyaset dahil olunca, aman Allah'ım ortalık iyice karıştı.
Mesela geçen hafta malumunuz İran’ın gaz kısıtlamasına gitmesinden dolayı bazı sanayilerde gaz ve elektrik kesintileri oldu. Fabrikalarımız bir iki gün çalışmadı. Bu yapılırken de kritik öneme sahip fabrikalar kapsam dışına çıkarıldı.
Ama bu durumu sosyal medyadan okuyanlar hayret içinde kalmıştır. Artık doğal gazımızın gelmeyecek olmasından tutun da bu uygulamaların hanelere kadar yapılacağına kadar. Yani gerçekten bu safsataya inanıp evine tüp alanlar dahi olmuştur.
Ayıptır, günahtır; bilmeden, gerçeğini öğrenmeden ortaya laf salınmasın. İnsanların vebaline girilmesin. Zaten ay sonuna ince hesaplar yaparak ulaşmaya çalışırken bir de böyle karamsarlığa, handikaba sürükleyen iftiralar, söylemler olmasın. Bugünün bir de ahiret bölümü var, unutmayın.
Konuyla alakalı bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çok güzel bir düşündürücü bu hikaye yazımın başlığının idraki için etkili olacaktır.
“Bir gün, tanıdıklarından biri, bit bilgeye rastladı ve: “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” diye sordu.
Bilge: “Bir dakika bekle” diye cevap verdi. “Bana bir şey söylemeden önce senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniliyor.”
“Üçlü Filtre de ne?” diye sordu adam.
Bilge: “Birincisi, Gerçek Filtresi” dedi. “Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?”
“Hayır” dedi adam. “Aslında bunu sadece duydum ve...”
“Tamam,” dedi bilge. “Öyleyse sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim. İyilik Filtresini... Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?”
“Hayır, tam tersi...”
“Öyleyse,” diye devam etti bilge, “onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. Faydalılık Filtresi... Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?”
“Hayır, gerçekten değil.”
“Peki,” diye tamamladı bilge, “Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve de faydalı değilse, bana niye söyleyesin ki?”
Kalın sağlıcakla…