Konya
°C
Yeni Meram

BÜYÜK AFET BÜYÜK SINAV

BÜYÜK AFET BÜYÜK SINAV- Behçet BÜYÜKGÖKMEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
14.02.2023 01:18
13.02.2023 14:25
0
1852
ABONE OL

Tarihimizin en büyük felaketlerinden biri ile karşı karşıyayız. Yüz ölçüm ve nüfus olarak birçok Avrupa ülkesinden daha büyük bir coğrafya yer ile yeksan oldu. İngiltere'nin topyekun yıkıldığını düşünün. Dehşete kapılmamak mümkün değil.
Beş yüz, belki bin yıl da bir meydana gelebilen böyle bir afet karşısında şaşkınlık içindeyim, duygum, düşüncem tarumar oldu. Çoğu zaman gözyaşlarıma hakim olamıyorum. O yüzden insicamı bozulmuş bir insanın kaleminden önü ardı düzgün bir yazı çıkmayabilir. Affınıza sığınıyorum.
Elbette Allah kullarına zulmetmez. Sebepler aleminde ellerimizle işlediklerimiz yüzünden başımıza belalar gelir. Yeryüzü bir sınav platformu ise, yaratılmışlar için bu mekan kalıcı değil ise ve iki kapılı bir handan geçip gidecek isek varlık idrakimizi ona göre şekillendirmemiz gerekecektir. Bu idrak yeryüzü serüvenimizi Kur’an da SÜNNETULLAH olarak tanımlanan ilahi yasalara göre sürdürmemizi sağlamalıdır. Yazmasam daha iyi diye düşündüm. Lakin küçük de olsa bu bir görevdi ve yazmamak görevden kaçmak olurdu. Şairin dediği gibi bedenimde değil ruhumda sızı..
Yaşadığımız bu büyük felaket varlık sahnesine çıktığımız ilk andan bu yana, insanlığın kadim fay hattını bir kez daha ortaya çıkardı. İnsanlık bir kere daha kapanmaz bir fay hattı ile ikiye ayrıldı. Varlıktaki zıtlık, yaşamdaki diyalektik bir kere daha kendini dayattı. İnsanlar adeta derin bir fay hattının iki kenarına konuşlandılar. Islah ediciler, ifsad ediciler. Yapmak için uğraşanlar, bozmak için uğraşan, bozguncular. Temiz vicdanlılar, vicdanı kararmış kara vicdanlılar. Fedakârlar, şarlatanlar. Yüreklere su serpmeye çalışanlar, yangına benzin dökme derdinde olanlar. Kardeşlerinin acısını yüreklerinde hissedenler, insanların acısını istismar edenler. Yardım etmek için çırpınanlar, kaos olsun bize gün doğsun diye el oğuşturanlar. Enkaz altından uzun uğraşlar sonunda bir insanı kurtaran ve mutluluğunu Allahuekber diye ifade edenler, habis varlığı ile oturduğu yerden Allahuekber'den rahatsız olan ve bunu kudurmuş ağızlarından salyalar saçarak kusan kitapsızlar. Dini, dili, rengi, ırkı, milliyeti farklı olduğu halde insanlık ortak paydasında bir araya gelip cansiperane uğraş verenler, depremzedeler partilerine göre enkaz altından çıkarılıyor Ak partililer önce çıkarılıyor diyecek kadar gözü dönmüş habis zihniyetli politik mahluklar. (Bu kişi bir partinin genel başkanıdır. Yuh olsun). Türkiye bize zor günlerimizde hep el uzattı, hep yanımızda oldu diye dünyanın her yerinden yardım için koşup gelenler, maaşlarını bağışlayanlar, ülke çöksün yeter ki Tayyip Erdoğan gitsin diyen vatansız, kansızlar. Krizden iktidar postu devşirmeye kalkışan Kılıçdaroğlu, üst perdeden ahkam kesen Akşener, şimdi birlik zamanı devletin ve milletin emrindeyiz, devlet vardır ve buradadır diyen Fatih Erbakan ve Doğu Perinçek. Her şey herkesin gözünün önünde oluyor ve herkes olan bitenin farkında. Bu yüce gönüllü millet engin sağduyusu ile her şeyi not ediyor. Asker neden yok, neden bütün gücüyle sahada değil, önceden EMASYA protokolü vardı her şey yolundaydı diyenler asgarisinden kötü niyetli ve bazı karanlık emellerin taşeronudurlar. 2002 Temmuz'unda millennium challenge tatbikatı yapıp aklı sıra Türk’e meydan okuyanların alayına biz meydan okuyoruz. Eskiden görevler belliydi, herkes ne yapacağını bilirdi, Kızılay yaraları sarardı diye laf ebeliği yapanlar bugün Kızılay'ın çok daha etkin olduğunu görmezden gelenlerdir. Kirli mazilerinin açılmasından hiç hazzetmeyen okçu zihniyet bari zor zamanlarda biraz ağzını tutmayı bilse. Onlara küçük bir hatırlatma yapayım. 1939 Büyük Erzincan depremi vikipediadan aynen alıntı: En fazla[6] can kaybının yaşandığı yerleşim birimlerinden biri de Tokat'ın Reşadiye ilçesi olmuş, köy ve mahalleriyle yerle bir olan kentte çoğu enkaz altında kalarak, bir kısmı da yanarak 2100 kişi ölmüştür.[7] Zorlu kış şartlarından dolayı depremden 15 gün sonra bir doktor, 25 gün sonra da Kızılay yardımı gelmiştir. Söylenecek daha çok söz var ama bugünlük bu kadar yeter.

Dileyenin dilediği gibi rahatça yalan, iftira, çarpıtma, karalama, tezvirat yağabildiği ve yayabildiği bir ülke haline geldik. Arsızlar, hayasızlar, sahtekarlar, kansızlar, vatansızlar her türlü bozgunculuğu rahatça yapacak bunun adı özgürlük olacak öyle mi!!!

Kimse kusura bakmasın.. Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.

Anlayan anlamıştır.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.