Ahi Evran’ın kadrini kıymeti bilemedik sevgili okurlar. Onu Konya’ya mal etmemek için, çabalayıp duruyoruz. Aman Kırşehir’de kalsın, kazara yönünü Konya’ya filan dönmesin diye de ödümüz kopuyor!
Ahilik ocağını yaktığı şehir olan Konya’da, o ocağın başına topladığı insanları meslek sahibi yaptığı, onları bir araya topladığını görmezden gelişimiz evlere şenlik!
Yaşadığımız zamanın ahileri için, Bedestenler yaptık, çehresini değiştirdik, geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer dercesine yeni sokaklar, caddeler tanzim ettik, çarşılar yaptık iç içe geçmeli.
Sanat altın bileziktir diye nutuklar çektik, temsili olarak, müşterisine yanlış yapan ustanın pabucunu dama attık. Ardından alkışladık, Ahi demek kardeş demektir dedik, Ahilik haftasını başlattık.
Rutin-rutin takılmak böyle bir şey.
Rutin programlarla işleri geçiştirmek buna deniyor.
Yol gösterenimiz, şu şöyle yapılmalı diyenimiz yok!
Bir başkasının söz söylemesine, yol göstermesine, şöyle yapılsa daha iyi olur demesine de, tahammülümüz yok!
Bilmemek ayıp değil, sorup öğrenmemek ayıp demişlerde kime demişler?
İnanın bize değil!
Ahi Evran çıksa gelse, niye geldin arkadaş, biz ne güzel rutin makamında takılıyorduk. Pişmiş aşa su katmaya mı geldin? Bak sana ufaktan-ufaktan selamda gönderiyoruz, sen bizi görmedin, biz seni görmedik diyeceğiz!
Ahi Evran’ın bu şehirde izi var mı?
Adını yaşattığımız bir yer, bir köşe, bir mekan var mı?
Kırşehir’de öldü diye, yıkmışız Ahilik merkezini Kırşehir’e, yaslanmışız arkamıza…
O yıllarda Konya Başkent, Kırşehir küçücük bir şehir.
Ahi Evran, Moğollara ilerlemiş yaşına rağmen karşı koyan ve bu uğurda son nefesini veren bir hürriyet savaşçısı.
Moğol Valisi Emir Cacabey’in oldukça kanlı bir şekilde bastırdığı Türkmen isyanının önderi Ahi Evran…
Ahi Evran sanat ve sanatkarın hamisi, koruyucusu olduğu kadar, onları sanatlarını ve sanatkarlıklarını icra edebilecekleri imkanları ve ortamı sağlayan da biri.
Çünkü o sanatları ve meslek sahiplerini bir arada tutmayı başarmış, onların halk ve devlet nezdinde itibar kazanmalarına sebep olmuştur.
Bugün sanat ve sanatkara dil ucuyla sahip çıktıklarını söyleyenler, onların sanat ve sanatçılıklarını ortaya koymalarına imkan tanımayanlar, Ahi Evranı değil bir defa, bin kere inceleyip araştırmaları artık bir zorunluluk haline gelmiştir..
Ahi Evranın izinden gitmek lafla olmuyor.
Büyükşehir Belediyemiz ve Merkez İlçe Belediyelerimiz Ahilik haftasında, özellikle Konyalı sanatçı ve sanatkarların elinden tutup, onlara ne gibi imkanlar sundukları bu hafta münasebetiyle şehre göstermeliydiler.
Ahilik ocağının yandığı bu şehri, Ahilik merkezi haline getirme çalışmalarının neden hiç düşünülmediği sorusunun cevabı yıllardır sürünceme de…
Konya Ahilik ocağını bu şehirde tıpkı Olimpiyat meşalesi gibi tutuşturmalı, Türkiye’nin sanatkarlarını bu şehre toplayabilecek organizasyonlara imza atabilmelidir.
Madem ki ahi kardeş demektir.
Buluşturun kardeşleri, kardeşlerle Konya’da…
Ahilik konusunda yıllardır havanda su dövdüğümüzden olacak, havanda su dövme konusunun uzmanlarının pabucu sürekli damda.
Ancak çatıların özelliğinden olacak, kavislerin ve çıkıntıların arkalarına saklanmış duruyorlar.
Bir bakıyorsunuz çatı boş. Çatıya çıkmanız lazım.
Lakin müşkülpesentlik diz boyu. Kim bakacak, kim çıkacak, nerde bu pabuçlar diye kim arayacak? Sözde meraklı olan bizler mi?
Sizin pabucunuzu dama atıyorlar gözüküyor da, gözükmesi gereken pabuçların bir teki bile nedense meydanda yok! Merak etmememiz sizce de garip değil mi?
Pabucu dama atılma mizansenlerine ve anlatımlarına gülen bizler, aslında ağlanacak hallerimize güldüğümüzün farkında değiliz.
Bu pabuçlar kimin pabuçları? Kim atmış oraya? Valla billa benim değil! Bizim de değil de… Kimin o zaman?
Bu yıl da dahil olmak üzere istisnasız her yıl, pabucu dama atılan bir tek kişi var!
Ahi Evran!
Ahilik haftanız kutlu olsun sevgili esnaf kardeşlerimiz!
ŞAHAR PAŞA ÖNCE VATAN DEDİ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.