Konya
°C
Yeni Meram

BİLMİN IŞIĞINDA DERS ALMALIYIZ-2

BİLMİN IŞIĞINDA DERS ALMALIYIZ-2- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
18.02.2023 01:24
17.02.2023 16:25
0
1689
ABONE OL

Yerkürenin merkezinde enerjinin yoğunlaşması ve fay hattının kırılması kaderdir, ancak fay hattı üzerinde dayanaksız evlerin yapılması tercihtir. Dolayısıyla tercihle kaderi karıştırmamak gerekir. Tercihimizden dolayı başımıza gelen felaketler kendi müsebbitliğimizin sonucudur. Bunu kur'an-ı Kerim şuara suresi 30 ayette şöyle ifade eder; "Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizin işleyip kazandığı sebebiyledir, Allah günahlarınızın pek çoğunu da bağışlar" Cin suresi 26 ayette Allah şöyle buyurur; "kaybı bilen sadece odur, O kaybını bilmeye dair kimseyi muttali kılmaz." Cin suresi 14 ayette Müslümanın nasıl bir nitelikte olduğunu şöyle anlatır; " Aramızda Müslüman olanlar da, hak yoldan sapmış olanlar da var, müslüman olanlar o kimseler ki; doğruyu araştıranlardır" Yine Kur'an'da kayıp bilgisine dair Allah Enam suresi 50 ayette şöyle buyurur; "De ki ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, kaybı da bilmem, size ben bir meleğim de demiyorum, ben bana vahyolan Kur'an'dan başkasına uymam de ki; körle gören bir olur mu, siz hiç düşünmüyor musunuz" Peygamberimizin peygamberliği ile alay etmek adına müşrikler sürekli Peygamberimize kayıptan haberler vermesi üzerine sorular soruyorlardı ve rahatsız ediyorlardı Allah Ahkaf suresi 9 ayetinde peygamberini şu şekilde uyarıyordu; "Ben türedi/kendiliğinden ortaya çıkmış bir peygamber değilim, ne bana ne de size yapılacakları bilmem ben sadece bana vahyolunana uyarım ben ancak apaçık bir uyarıcıyım" buyuruyordu. Allah, Kitab-ı Keriminde bunları apaçık beyan ederken siz; "zaten deprem olmasaydı da ecelleri gelmişti öleceklerdi" ifadesi ile nasıl oluyor da Allah'ın ilmine muttali olma gafletine düşüyorsunuz. Yürek yakan ikinci bir konuya temas etmeden geçemiyorum. Depremin oluş anından itibaren dakikalar içinde başta hükümetimiz, devletimiz, belediyelerimiz, bürokratlarımız ve tüm sivil toplum kuruluşlarımız ayağa kalktı, şahlandı, bütün gücüyle, varlığıyla felakete odaklandı, elinden gelen her çabayı ortaya koydu. Bu tabloya sadece biz değil dünya şahitlik etti. Saatler içinde dünya Adem'den kardeşliğimizi idrak etmişçesine harekete geçti. Öncelikle sözlü beyanlarla geçmiş olsun dileklerinin yanında, insan unsurları, bilgi, teknik araç-gereç ve lojistik destek konularında çok büyük gayretleri ortaya koydular. Bu anlamda Türk milletinin bir evladı olarak Adem'den kardeş kabul ettiğim bu topluluklara minnet ve şükranlarımı arz ederim. Hal böyleyken sosyal medyada karşılaştığımız paylaşımlar deprem kadar yürek yakıcı, insaf dışı, ahlaka mugayir, akıl yoksunu paylaşımlar olduğunu müşahede ediyoruz. Değerli Dostlarım, hukukta da haberde de dayanak olan evrensel anlamda 3 temel ilke vardır. İlmen yakın kaynaklar, aklen yakın kaynaklar ve aynel yakın kaynaklar. Bu üç kaynak itibarıyla felaket değerlendirildiğinde; Türkiye'nin yüz ölçümünün 7'de 1'ini yaklaşık 110.000 kilometre kareyi içine alan, bir alanda vuku bulan dakikalar, içinde cereyan eden bir felaket. Bu felaket 13 milyon nüfusun barındığı bir kitleyi içine alan bir felaket, bu felaketin yaşanmasında eleştirilecek en önemli husus 3-5 yılın 10 yılın 20 yılın değil, belki 60-80 yılın yanlış, eksik bilim dışı imarlaşma planlamalarının akıbeti sonucu karşımıza çıkan bir tablo olarak düşünülebilir. Bunda mevcut hükümetin de yanlış ve hatalarının olduğu bir gerçektir. Ancak bu felaketin yaşanmasını müteakiben dakikalar içinde devletimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, belediyelerimiz, ordumuz ve bütün unsurlarımızın harekete geçirildiği aynel yakin olarak görülen bir hakikattir. Gözlerimizle şahit olduğumuz bir gerçektir. Hal böyleyken bir siyasi partinin genel başkanı deprem bölgesinde dolaştığını ve bir tek Kızılay çadırını dahi görmediğini, ancak kendisinin Kızılay çadırında kaldığının bile farkında olmadığına şahit olduğumuz bir tabloyu sizlerin vicdanlarınıza bırakıyorum. Hal bu kadar açık ve ortadayken dezenformatif anlamda devlete ve devletin unsurlarına, sivil toplum kuruluşlarımıza ve tüzel kuruluşlarımıza haksız mahiyetteki saldırıları kabullenmek ve anlamak mümkün değildir. Onların arkasında tek kabul edilebilen gerçek dezenformasyondur ve hizmetleri akamete uğratma ifsat ve fesatlığından başka bir şey değildir. Bu nedenle hiçbir kardeşimizin her şey apaçık ortadayken imkanların bile bazen imkansız olduğu tabloyu göz önüne alarak gerçekleri konuşmanın yararlı olduğuna inanıyorum. Bu nedenle bu beyefendilerin tezvirat mahiyetindeki dezenformasyonuna katılmak mümkün değildir. Bu ifadeler ve anlayışlar canhıraş çalışan, ölümüne açtığı deliklerden iple kendini aşağı sarkıtarak bir can kurtarabilir miyim heyecanı içinde olan unsurlarımızı ve insanlarımızı derinden yaralayan zırvadan başka bir şey değildir. Hele hele bunları paylaşmanın hiçbir manitığı, ahlaki ve akılla izah edilir bir yönü ve yanı da yoktur. Değerli Dostlarım, bu vatan hepimizindir, hepimizin yüreği yanmıştır.Şu gerçeği bilelim ki; çelime takarak yol alınmaz, yolların önündeki engelleri açarak yol alınır. Biz nerede yanlış yaptık bunun sebep sonuç analizlerini yaparak bilme/ ilime akla ve ahlaka sarılarak gerçek dışı mütevekkililik körlüğünden çıkıp fiili tevekkülün temel unsurlarına sarılarak yol almak zorundayız. Büyük vatan şairimiz Akif bu konuyu şöyle özetlemiştir;
"Allah'a dayan!
Saye sarıl!
Hikmet'e ram ol!
Yol varsa budur
Bilmiyorum başka çıkar yol"
Birlikte yaşayabileceğimiz bir başka ülke ve vatan yoktur. Vatanımız sağ olsun! milletimiz var olsun ve milletimizin başı sağ olsun! Rabbim merhum ve merhumelere şehit muamelesi ile rahmetini esirgemesin inşallah. Herkese selamlar saygılar.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.