Konya
°C
Yeni Meram

AİLE VE İLETİŞİM (2)

AİLE VE İLETİŞİM (2)- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
18.10.2022 01:46
17.10.2022 16:47
0
1636
ABONE OL


Edep kurallarının esasta 4 temel bileşeni vardır. Saygı, nezaket ve zarafet, hilm, ve sabırdır.
Saygı; Bireylerin karşılıklı olarak, ötekileştirmeksizin birbirlerine muhabbet mahiyetinde davranışlar sergilemesidir. Bir başka ifade ile farklılıkları zenginlik kabul ederek muhataba değer vermeyi ifade eder. Kibre, enaniyete ve gurura kapıları tamamen kapatır. Sadakat ve minnet duygularını geliştirir.
Nezaket ve zerafet; Bireylerin karşılıklı olarak birbirlerine gösterdikleri estetik davranışların bütünüdür. Ağırlıklı olarak beden dilinin sergilendiği davranışlar kümesidir. İletişimin en etkili unsuru beden dilidir. Etkili ve doğru iletişimin %57'sini beden dili oluşturur. Beden dili bireyin sergilediği davranışların muhatap üzerinde yarattığı olumlu güven duygusudur. Bazen imalı bir bakış, kaş göz hareketi veya el kol hareketi saniyeler içerisinde muhatapta bütün güveni sarsar.
Hilm/yumuşak/mülayim;
Öfke, şiddet ve hiddet içeren davranışlardan ve anlayışlardan soyutlanmış sükunet içinde olabilmeyi ifade eder. Öfke beyinin muhakeme merkezinin işleyişini bloke eder. Dolayısıyla öfkenin hakimi olduğu atmosferde kargaşa ve kavgadan başka bir netice beklenmez Bu nedenle hilm son derece önemli, hayatımızın her safhasında ve kesitinde sergilememiz gereken bir edep kuralıdır. Öfkenin hakim olduğu ortamda doğru karar almak mümkün değildir. Bizim kültürümüzde öfkenin şeytandan olduğu kabul edilir. Öfke insani olmayan şeytani bir sıfattır.
Sabır; Olumsuz bir olayın veya olgunun olumlu ya çevrilmesi için ortaya konan gayretlerin/çalışmaların sürecine sabır denir. Toplumda sabır kavramı yanlış algılanmakta ve yorumlanmaktadır. Sanki sabır olumsuzluğu kendi haline bırakıp, kendiliğinden olumluya evrilmesinin bekleyiş süreci olarak kabul edildiğini görüyoruz. Bu durum yanlışın ve olumsuzlukların ortadan kalkmasına değil, daha da güçlenmesine ve katlanarak artmasına neden olan bir anlayıştır. Adab'ı muaşeret kuralları evrenseldir. Hiçbir ırk, renk, dil, din ve coğrafi bölge farkı gözetmeksizin her yerde, herkese, her zaman uygulanması gereken kurallar bütünüdür. Çocuklarımızın daha kişilik gelişim sürecinde adab'ı muaşerat kurallarının aile içinde yaşayarak hafızalarına kaydedilmelidir. Daha sonra gençlik ve erişkinlik dönemlerinde hafıza hazinesinde yer edinmiş davranışları hayatına yansıtarak doğru aile yapılarının inşasına katkı sağlayacaktır. Bu nedenle öncelikle aile içi ilişkilerde ve iletişimde edep kurallarımızın bütün bileşenleri ile birlikte uygulanması çok büyük önem arz etmektedir. Aile içinde sürekli olarak yaşanan tartışmalar ve kavgalar çocukların hafızalarında kaydedilmektedir. Aynı şekilde başta sigara olmak üzere birçok kötü alışkanlıkların yaşanması da, anı tankı olarak bildiğimiz çocukların beyninde amigdale çekirdeğinde depolanmakta daha sonra hayatın herhangi bir döneminde uygulanmaktadır. Bu durumda annenin babanın çocuğa bu davranışları yapmaması yönündeki telkinlerinin hiçbir etkisi ve inandırıcılığı olmayacaktır. Ebeveynler bu anlamda suçlu ve sorumludur.
Yıllar önce gecenin bir yarısında bir arkadaşım beni aramıştı. Oğlunun gece 03.00'te hanımının kolunu kırdığını söylemişti.
Ben de kendisine,
-Değerli kardeşim aynı yaşta sen de hanımının kolunu kırmıştın değil mi? Hatırladın mı dediğimde çok öfkelenmişti.
Evlilik, iki farklı cinsin hayatını birleştirdiği bütünleşme olgusudur. Her iki cinsin birbirinden anatomik, fizik ve fizyolojik olarak farklılıkları vardır. Bu farklılıkların neden olduğu anlayış ve davranışlarda, etkileşimlerde ve koordinasyonlarda farklılıkların olması normaldir. Dolayısıyla evlilikle birleştirilmiş hayatın farklı zaman ve kesitlerinde küçük anlaşmazlıklar ve tartışmaların olması da doğaldır. Evlilikte uyum problemlerinin en yoğun yaşandığı süreç ilk 6 ay, daha sonra 1 yıl ve en son 2 yıldır. Bu süreçlerde eşler birbirlerinin aykırı taraflarını fark ederek mutluluğu 12'den vurmak adına 12'nin Optimum çarpanlarında buluşmaları gereklidir. 12’nin en optimum çarpanı 3*4 olmalıdır. Eşlerden biri 3 adımlık bir özveride bulunurken diğeri 4 adım, bir başka zamanda da biri 4 diğeri 3 adım olacak şekilde yaklaşımlarla değişiklik gösterebilirler. Ancak hedef daima mutluluğu 12'den vurmak olmalıdır. Biri bir adım gelirken, diğerinden 12 adım gelmesini beklemek veya biri iki adım gelirken diğerinden 6 adım gelmesini beklemek evliliğin sürdürülmesini mümkün kılmaz. Mümkün olsa bile mutluluk kavramı yaşanmadan ömür tüketilmiş olur.
Sağlıklı ve mutlu ailelerin inşası adab'ı muaşeret kuralarının ilke edinilerek etkin ve doğru iletişim kurmakla mümkündür. Etkili ve doğru iletişimin en büyük engeli yalan ve inattır. Her ikisi de şeytanın sıfatıdır. Hz Adem’i yasak ağaçtan yemeye ikna eden/kandıran şeytan idi. Şeytan, Allah'ın Adem’e itaat etme emrine karşı geldi, cennetten kovulma pahasına da olsa inat etti, itaat etmedi ve cennetten kovuldu. Gençlerimizi şeytanın ve şeytanlaşmış insanların şerrinden korumanın ve barış içinde yaşamanın yolu, ancak etkili iletişim eğitimlerinin uygulanması ve yaygınlaştırılmasıyla mümkündür.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.