Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

“Mikail Bayram’ın değeri bilinmedi”

Konya Aydınlar Ocağı, geçen yıl vefat eden Prof. Dr. Mikail Bayram’ın birinci vefat yıl dönümünde anma programı düzenledi. Konevi Derneği salonundaki programa Ankara’dan konuşmacı olarak katılan yayıncı ve editör Dr. Mehmet Akif Koç, merhum Mikail Bayram ile tanışma ve çalışma süreci ile hocanın ilmi yönünü anlattı.

Açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü insanları yaşarken de hayırla yâd edebilmenin önemine vurgu yaparak, “ Biz Aydınlar Ocağı olarak Mikail hocama sağlığında hak ettiği değeri vermeye gayret edip programlar yaptık ama bunlar kendisini ne kadar memnun etmiştir, bilemeyiz” dedi.
Daha sonra söz alan merhum Mikail Bayram’ın kızı Fatma Zehra Bayrak, fotoğraf sunumu eşliğinde kısa bir teşekkür konuşması yaparak “Ben babamın Türk Dili ve Edebiyatı tahsili yapan kızıyım ve onun evladı olmaktan son derece mutluyum. Babam tarihçi olmanın yanında aynı zamanda şairdi ve 84 yıllık ömrünün emeklilik dönemini şiir yazmaya ayırmıştı. Şiirlerini ilk dinleyen ben olurdum ve musahhihliğini de yapardım. Babamla ilgili böyle bir program düzenlemiş olmasından dolayı Konya Aydınlar Ocağı’na ve değerli katılımcılara çok teşekkür ediyorum” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen yayıncı ve editör Dr. Mehmet Akif Koç Mikail Bayram ile ömrünün son beş yılında tanıştıklarını kaydederek “Ben esasen Orta Doğu üzerine çalışıyordum. Mikail hocam 79 yaşına gelmişti ve bin beş yüz sayfa civarında notlarının kitap haline getirilmesi gerekiyordu. Ben bu çalışmada onun editörlüğünü yaptım. Bunlar nehir söyleşisi tarzında notlardı. Bu çalışmayı yaparken Mikail hoca ile epey zaman geçirdik ve onu yakından tanıma imkânım oldu” diye konuştu.

 

İran Devriminin Lideri Ayetullah Humeyni’nin 1964 yılında Türkiye’de sürgün dönemi yaşadığını hatırlatan Koç, “Mikail Bayram Humeyni ile bu sürgün döneminde tanışıp sohbet etmiş ve notlar almış. Geniş ve elit bir çevresi vardı. Seyyid Hüseyin Nasır, Muhammed Hamidullah, Halil İnalcık, İlber Ortaylı, Zeki Velidi Togan gibi pek çok yerli ve yabancı dostları vardı” dedi.
Kendi tez çalışmasında da Mikail Bayram’dan edindiği bilgilere yer verdiğini anlatan Koç, “Mikail Hoca Moğolların Anadolu’yu istilası, Doğu meselesi, Ermeni tehciri gibi pek çok konuyu araştırdı, Osmanlı ve klasik İran şiiri üzerine çalışmalar yaptı. Hocanın şiir yanı çok güçlüydü. Günümüzde aruz vezni ile yazabilen son şairlerdendi. Fakat bunları yayınevlerinde bastıramamış ve 2004-2055 yıllarında ofsette bastırabilmiş. Halbuki bu eserin bir yayınevinde basılması lâzımdı” diyerek sözlerini sürdürdü.

 

Mikal Hoca ile çalışmalarının pandemi sürecine rast geldiğini kaydeden Koç, “O dönemde sağlık sorunları yaşıyordu. Hocanın tarihleri ve şahsiyetleri karıştırmaya başlamasıyla birlikte çalışmayı sonlandırdık. Bu dönemde hocanın Selçuklu Anadolusu ile jübile yapmasını çok istemiştim, şükür öyle de oldu. Bu noktada Hocanın Türk düşünce hayatındaki yerine vurgu yapmak istiyorum. Mehmet Azimli hoca, Müslüman düşünürler içinde belli dönemlerde devletin zulmüne uğrayanları yazardı. Benden de Mikail Bayram’ı yazmamı istemişti. Zira Mikail Hoca akademyanın taşrasına itilmişti” dedi.
Mikail Bayram’ın beş önemli çatışma alanı olduğuna dikkat çeken Koç, “Türkiye’de Çaldıran Savaşından beri İrancılık-Anadoluculuk vardır. Mikail Hoca Hoy’dan göç etmiş, özü itibariyle İranlı ve Sunni bir Türkmen aşiretindendir. Köklerinin İran’dan gelmiş olması akademide sürekli karşısına çıkarılmış. Bu hocanın birinci çatışma alanıdır” diyerek devam etti.
Akademya da 1960-70’li yıllardan bu yana süregelen şehirli-taşralı ayrımının varlığını işaret eden Koç, “Mikail Hoca bunu hem talebeliğinde hem de hocalığında derinden yaşamış. Nuretin Topçu gibi ona da akademide görev verilmemiş ve öğretmenlik yapmıştır. Bu da hocanın ikinci çatışma alanıydı” dedi.

 

Mikail Bayram’ın Mümin, İslâmcı ve İslâm’ın politik yönüne inanan bir insan olduğuna da vurgu yapan Koç, “Halil İnalcık bir eserinde Selçuklu’dan Osmanlı’ya geçişi anlatırken Mikail Bayram’a atıf yapmıştır. Bu çok değerlidir. Hatta o kadar ki, kıskanılacak derecede değerli bir başarıdır. Nitekim İnalcık’ın altyapısını hazırlamasıyla Mikail Bayram’a Bilkent Üniversitesinde görev verilecek ve orada tarih çalışıp Farsça dersi verecekti. Lojman bile ayarlanmıştı fakat son anda İrancı olduğu gerekçesiyle bu iş engellendi. Oysa hocanın Şii olması söz konusu değildi. İrancı olarak kodlandığı için Şii zannedilmesine ve ilminin değerlendirilmemesine gönül koydu. Tarih alanına İlahiyattan geçiş yapmıştı ve bu sebeple zaten sıkıntı çekerken doçentliği de birkaç yıl geciktirildi. Bu da hocanın üçüncü çatışma alanıydı” diyerek sözlerini sürdürdü.

 

Mikail Hocanın bildiği dillerin başına bela olduğunu anlatan Koç, “Hoca ömrünün son yıllarında, İngilizce öğrenmemiş olmasını hata olarak yorumluyordu. Onun kadar Arapça ve Farsça bilmeyenler çok daha iyi yerlere geldiği halde o İngilizce ya da Fransızca bilmediği için Konya’da kaldı. Oysa Selçuklu tarihçiliğinde hem Arapça hem de iyi derecede Farsça bilmek önemliydi. Tamam, Hoca bu dilleri bilmenin ekmeğini yedi ama İngilizce öğrenmemek pişmanlığı oldu. Bu da hocanın bir başka çatışma alanıydı” dedi.
Okumuşların cemaatleri ve taşranın tarikatları olduğunu, anlatan Koç, “Bunlar İslâmın ana damarı olarak da sayılabilir. Bundan başka bir de tercüme üzerinden bir damak eklendi. Bunlar Mevdudi, Şeriati, Seyyid Kutup, Hasan El Benna gibi kaynaklardan besleniyordu ve geleneksel damarla çatışan, onun kadar olmasa da etkiliydi. Ben hocayı ikinci sınıfta sayıyorum ve biraz da Selefi olarak görüyorum. Bu damarlar hep çatışma halindedir ve Mikail Hoca azınlık olan tarafta kaldı. Bu da beşinci çatışma alanıydı” diyerek devam etti.
Mikail Bayram’ın tarihe bakarken kendini bir tarafın müdafi olarak konumlandırdığını ve tarihçilikte bunun metot sıkıntısına yol açtığını anlatan Koç, “Mesela ben İslâm tarihini Oryantalistlerden okuma taraftarıyım. İslamcılar, kimseyi ‘hataları olsa bile’ üzmemek için güzelleme yapmışlar. Mikail Hoca da bir kavga görünce onu yazmış. Yazarken de bir tarafın müdafî olmuş. Oysa tarihçilik, bir kişi hakkında elli olumsuz belge varken, olumlu otuz belgeyi de dikkate almayı gerektirir. Böyle bir tespitinde Mevlâna ve Şems ile ilgili olumsuz kaynaklara itibar ettiği için Mikail Hoca magazin gündemi yapıldı. Onunla ayrıştığımız nokta da burası” dedi.

 

Bayram’ın farklı alanlarda kalem oynatabilen bir hazerfan, bir entelektüel olduğuna işaret eden Koç, “Muazzam Farsça, hatta iyi derecede Pehlevice bilirdi. İran üzerine uzmandı. Şiiliği bilirdi ama belli çevreler onu magazin tarihçisi gibi sundu. Yusufağa Kütüphanesinden çalınan el yazması kitapların nerede olduğu İnterpol tarafından tespit edilip Türkiye’ye iade edilmesi istenince, kitapların Yusufağa’dan çıkarıldığına dair belge, kayıt gerekli oldu ama yoktu. Bu aşamada Mikail Hoca Yusufağa’da kitaplardan aldığı notları devlete belge olarak verdi ve çalınan kitapların çoğu, onun belgelemesi sayesinde Türkiye’ye iade edildi” diyerek konuşmasını tamamladı.
Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü günün hatırası olarak konuşmacı Dr. Mehmet Akif Koç’a kitap takdim etti.

Kaynak: HABER MERKEZİ

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Konya’da motosiklet minibüsle çarpıştı: 2 yaralı

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.