Şehirlerde merkezi büyümeler devam ediyor. Şehirleşme dedikleri bu olmalı. Konya şehir merkezinde bir nüfus artışı olmasına rağmen uzak bölgelerde nüfus devamlı düşüyor. En iyimser olanlar da yerinde sayıyor. Bizi aldatan da göç verdiğimizi bilmediğimizden nüfusumuz artıyor diyoruz. Halbuki ülkedeki nüfus artış hızının altında kalan Konya genelinde sayımızı artıyor diye es geçiyoruz.
Asıl mesele şehrimizin 28 ilçesinden merkeze bir göç var. Bunu daha önce de vurgulamıştık. Bugünkü konumuz bütün yollarımızın çıktığı Alaaddin Tepesi etrafındaki yerleşim birimleri. Bir zamanların erişilemez, paha biçilemez taşınmazları şu anda eski ilgiden uzak.
Teknoloji değişiyor. İnsanımız daha ısı ve ses yalıtımı olan, su yalıtımı olan, otoparkı olan, daha yaşanabilir konutlarda oturmak istiyor.
Biliyorsunuz bütün yolların çıktığı Alaaddin Tepesi’nin etrafında Alaaddin Bulvarı var. 3 Merkez ilçemizin Selçuklu Karatay ve Meram ilçelerimizin sınırları var. Mahalle birleşmelerinden ve isim değişikliklerinden nasibini almadıysa Selçuklu’da Hamidiye ve Ferhuniye mahalleleri, Meram’da Sahipata, Karatay’da da Şems mahallelerine bir göz atmak istedik.
Şehir merkezlerindeki bu konutların imarı blok nizamı. Blok nizamını da Avrupa’dan kopya etmişiz de, kötü kopya olmuş. Avrupa kentlerinde blok nizamlarının önündeki yollar hem geniş, hem de yeşil alan ve otopark için yer ayrılmış. Bizimkiler yeşil alan ve otopark alanlarını yutmuşlar.
Bahsettiğimiz mahalleleri çıkartamayanlar olabilir. Zafer, Şemsi Tebrizi Türbesi etrafı ve Alaaddin’den muhacir pazarına iniş etrafındaki yapılar. Binalar mı genelde yığma, 4 ya da 5 kata imarlı ve çoğunlukla kiracıların oturduğu, depreme karşı son derece dayanıksız binalar.
Meram Sahipata Mahallesi’ni ele alalım. Önceki dönem başkanlarından Mustafa Özkafa döneminde mahallede yol ve kaldırımlarda bir parke kaplama çalışması yapılmış. Daha da hiçbir şey yapılmamış. Yapılacak da bir iş yok ki. On binlerce insanın yaşadığı bir mahalle de bir tane park olmazsa bu çocuklar, gençler ne yapacak! Bilgisayar ekranının önünde günlerini gün edecekler.
Haydi ev önlerinde park yeri yok. Bari kamulaştırıp katlı otoparklar yapmak lazım o da yok. O zaman her işimize otomobil ve cep telefonu ile hallettiğimiz bir dünyada niçin bu mahallelerde yaşayalım. Selçuklu’da Zafer semtini ele alalım. Dar sokaklarda bırakın araç park etmeyi yayalar yürümekte dahi zorlanıyor.
Karatay Şems Mahallesi ve civarı da aynı dertten muzdarip. Bereket versin 800 araçlık bir Şems otoparkı var. Selçuklu tarafında da Büyükşehir Belediyemizin işlettiği 2 adet katlı otopark var. Meram tarafındaki Mimar Muzaffer Caddesi’ndeki trafiği anlatmaya gerek var mı?
Asıl konuya gelelim. Bu çöküntü bölgeleri için ne yapılabilir. Mülkün değerinin düştüğü bu alanlarda ticari alanlar dışındaki tüm konutlar insanlar için birinci dereceden barınma yeri olarak görülmüyor.
Çok büyük kapsamlı bir kentsel dönüşüme girmeye kalksanız imar düzenlemesi yapıp kat artışı vermeniz lazım. 10 metre genişliğindeki sokağa 8 kat uygulandığında insanlar tüneline girmiş gibi olurlar. O zaman kat artışı çözüm değil.
Başka bir alternatifi 3 merkezi ilçe ve Büyükşehir Belediyesi tüm imkanlarını buraya aktarıp kamulaştırarak yeni bir düzenleme ile yer altı otoparklı iş yerleri ve konutlar yaparak çağdaş mimariyi yansıtan ne varsa yapılır. Peki belediyeler tüm güçlerini bu bölgeye Belki de 10-15 sene aktardığında şehrin hizmet bekleyen diğer mahalleleri ne olacak! Muamma. O zaman sanki kamulaştırmada çözüm değil sanki.
Pekala zaten ticari alanlar, Ana arter üzerindeki binalar vatandaş tarafından yıkılıp yeniden (tabanı otoparksız!) yapılıyor. Ana arterleri çözdüğünüzde ara sokak üzerindeki binalar ne olacak. Bu da olmayacak gibi.
Başka bir alternatif Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Büyükşehir Belediyemizin birlikte ve başarıyla uyguladıkları bina cepheleri sağlıklaştırma projesi gibi yapılsa.
Bütün bu çöküntü alanlarındaki binaların cephelerinin estetik ve statik açıdan bir elden geçirilmesi olabilir. Hatta bu bölgelerin ihtiyacı olan kapalı otoparkların kamulaştırılarak yapılması işi çözmez ancak öteler. Böyle bir uygulama da pansuman tedbiri olur.
Başka bir önerisi olan lütfen öne çıksın!
Kaynak: Mehmet Hançerli
Futbolda kaosun adı yönetim krizi mi, beceriksizlik mi?