GÜNYÜZÜ GÖRMESİNLER!

Kışı ayrı yazı ayrı sorun ve sorumluluklar getiren Ülkemiz, yaz sıcaklarının etkisini artırdığı Temmuz ayına orman yangınlarıyla mücadele ederek girdi.
Özellikle son 10 günde İzmir’de, Sakarya’da, Hatay’da, Bilecik’te, Manisa’da, İstanbul’da, Bursa’da çok ciddi boyutlara ulaşan toplamda 20 büyük yangın ciğerimizi yaktı. Hatta bu 20 yangının her biri 2021’deki Manavgat yangını potansiyeli taşıyan yangınlar gibi önemli olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Orman yangınlarının sadece çevre dengesi için öneminin yanında ormanlarda yaşayan canlı varlıklarının yok olması için de büyük bir etken olduğunu biliyoruz. Kaderimiz mi yoksa tedbirsizliğin bilinçsizliğin ve parantez içinde orman teröristlerinin katkısı mı tartışılır ama İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, orman yangınlarına ilişkin son bilgileri paylaştığı açıklamasında yangınların büyük kısmının insan kaynaklı ihmal ve dikkatsizlik sonucu çıktığını ifade etti.
Yani mevsim nedeni (Kader’in) dışında insan kaynaklı olması da en önemli nokta oldu.
Zaten orman yangınlarıyla ilgili yürütülen soruşturmalarda şimdiye kadar 44 kişi hakkında adli işlem başlatıldığı bu kişilerden 10’u tutuklanırken, 6 şüpheliye adli kontrol şartı uygulandığı bildirildi.
Tabi kanun ne gibi bir ceza uygular işleyişi nedir nasıldır bilmem ama bildiğim tek bir şey var o da tüm Türkiye’nin içimizi acıtan bu görüntüleri bu ülkeye yaşatanların Günyüzü görmemişidir.
Gerçekten giden ormanların yanı sıra onca yok olan can o kadar verilen emekler kaybolan hayatlar ve daha neler neler diye devam eder gider sayılacaklar. Ve bu gidenleri geri getirmek görsellik ve tabiat anlamında bakalım kaç yıl sonra gerçekleşecek.
Dedim ya güneş sıcak vs neden olmuştur yanmıştır buna kimse bir şey yapamaz ancak bilinçli veya bilinçsiz yapılan hatalarla sebep olmanın affı olmamalı. Hatta güneş nedeniyle çıkana da baktığımızda kırılıp atılan bir şişenin parçasının mercek görevi gördüğünü ve yangına sebebiyet verdiğini gözlemleyebiliyoruz. Yani yine insan kaynaklı bir durum. Tabi olumsuzluk insan kaynaklı olduğu kadar olumlu gelişme de insan kaynaklı.
Mutlaka görmüşsünüzdür Ödemiş’te çıkan yangındaki dikkat çeken kareyi. Küle dönmüş alanın ortasındaki 5 dönüm zeytinliğin yangından etkilenmeyip kurtulduğunu. Dahası öylesi bir yangında o olan alevlerden etkilenmeden sanki sınırı geçemedi. Bunun nedeni olarak tarla sahibinin tarlasına yapılması gereken bakım ve hassasiyetin zamanında yapıldığını dolasıyla alevleri çekebilecek ot ve türevi maddelerin temizlendiği yönünde açıklandı.
Yani bugün bir tarla da bunu görmek gelecek adına da en güzel örnek oldu. Bugün birçok kişi tarlası bağı bahçesinin yanında ormanlık alanlara da girebiliyor. Her giren çöpünü pisliğini temizlemenin yanısıra çevrede gördüğünü de temizlemiş olsa belki bugün bu acıların büyük kısmı yaşanmamış olacaktı. Her yangın sonrası artık bundan sonrası diye geçip gidilmemesi için bu konuda ciddi yaptırımlar olması gerekiyor. Bunla alakalı uyarılar tabelalar vs gibi çalışmalarla bir noktaya ulaşılamıyor. Caydırıcı cezaların şart olduğu aşikar.
Hem sadece ormanlar için değil bugün şehirlerimizde nefes almamıza etken park, mesire alanları ve yürüyüş alanları için de bu gerekli diye düşünüyorum.
Mutlaka denk gelmişsinizdir gittiğiniz bir alandaki çevre kirliliğine, vatandaş gidip yiyor içiyor evine dönerken pisliğini orada bırakıyor. Ve bundan da hiç rahatsız olmuyor. Artık park ve mesire alanlarında kameralar mevcut, izlenip kimin yaptığı ortaya çıkınca öyle kabahatler kanununa göre değil milli değere zarardan işlem yapılması gerek. Sözün özü kim ne yaparsa kendine yapar, biz kendi elimizle kendi geleceğimizi yok ediyoruz. Bunun önüne geçmek de yine kendi elimizde. Dolayısıyla yaklaşık 10 gündür ülkeyi yakan acıdan dolayı şehit olan ormancı kardeşimize Allahtan rahmet yaralılara acil şifalar diliyor maddi manevi kayıp yaşayan vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim böylesi felaketi tekrar yaşatmasın Amin.