Konya
°C
Yeni Meram

BİNA YIKMAKLA ÖVÜNMEK (!)

BİNA YIKMAKLA ÖVÜNMEK (!)-Tayyar Çimen-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
06.12.2018 00:16
05.12.2018 16:17
0
5688
ABONE OL
Bu garip başlığı neden yazdım? Değerli okuyucularım, yurdumuzda devlet, binaları yıkıyor, bunlar çürük dayanıksız bunları yıkıp yerlerine yenisini, dayanıklısını yapacağım diyor. Peki soruyoruz, bu yıktıkların neden çürük, daha 20-30 yıllık binalar, yokluk içindeki ailelerin zar zor edindikleri dairelerine, binalarına nasıl çürük dersin ve yıkarsın? Peki, soruyoruz, bu binalar neden çürük yapıldı? Sorumlu idare (belediye) bunları denetlemedi mi? Denetledi, kanun gereği denetlemeleri yaptı, ama kağıt üstünde yaptı, denetlemeye gidecek yerde, gitmedi, gidemedi, yerinde oturdu çay içti, kerata müteahhide sen işini bilirsin dedi, hediyesini aldı. Bu iş uzun yıllar böyle sürdü geldi. Sonunda, Ağustos 1999’da Marmara depremi oldu. Yaklaşık 40 bin bina yıkıldı, yaklaşık 46 bin bina ağır hasar gördü, yaklaşık 17 bin kişi hayatını kaybetti (resmi veriler). Ülke tam bir afet yaşadı. Bu afette, o bölgenin binaları, iskambil kağıdı gibi yıkıldı. Yıkılmadan sahilde suya gömülenler oldu. Devletin inceleme raporları sebepleri saydı. Bina, uygun olmayan zemine, yanlış temel sistemiyle oturtulmuş. Beton kötü. Kum-çakıl tuzlu, tozlu ve oran bozuk, çimento dozu düşük. Betonun içine konan donatı (demir çubuklar) eksik veya paslı. Hatalar, eksiklikler uzar gider. Peki bunlar neden oluştu? Cevabı çok basit. Ülkemizin inşaat hayatının iş ahlakı ve mesleki eğitim seviyesi düşük. Bunu ilgili makamlar da, halkımız da bilir. Her isteyenin müteahhitliğe soyunabildiği, her alaylı kalıpçı ve betoncunun, inşaatlarda keser sallayabildiği bir inşaat şantiyesi düzenimiz var. Bu olumsuzlukları fazla uzatmadan soralım, peki ne yapalım ki bunlar azalsın, yok olsun? Devletimiz, 3194 Sayılı İmar Kanunu çerçevesinde, her yöredeki ilgili belediyenin teknik elemanlarıyla inşaatları denetledi. O fenne uygun, bu fenne uygun diyerek evrak imzaladı. Ne zamana kadar? 1999 depremine kadar. Sonuç felaket oldu. Bunun üzerine Devlet Baba, 2001’de 4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu ile bu inşaat denetleme işini ve işin sorumluluğunu özel “Yapı Denetim Kuruluşlarına” verdi. Onlara sorumlulukların tamamını yükledi ama inşaatı durdurma yetkisini elinde tutarak bu firmaların etkinliğini azalttı. Bu yetmezmiş gibi, isteyen inşaat sahibi, istediği yapı denetim firmasını seçebilir dedi. Yapı denetim firma sayısını sınırlamadı. Bunun üzerine ne mi oldu? Gereğinden fazla sayıdaki yapı denetim firmaları, başka iş yapmaları yasaklandığı için ve işsiz kalmamak için müteahhitlere gidip, “ne olur işi bana ver, ben sizi rahatsız etmem, denetim yapmam, denetimi yapmış gibi yaparım” demeye başladılar. Ayrıca da yapı denetim firmaları, ücretlerini bu müteahhitlerden aldıkları için, müteahhitler kendini denetleyene para ödeyen avanaklar durumuna düşürüldüler. Devlet babaya sayısız teklifler, çözümler önerildi. Yapı denetim firma sayısı sınırlansın, iş dağıtımı belediyeler tarafından e-dağıtımla yapılsın, firmalar denetim ücretini belediye üzerinden alsın, öyle ki bu firmalar noterler gibi, ciddi ve adil çalışsınlar. Sonuç alınamadı. Yukarda tasvir ettiğimiz yapı denetim kepazeliği yazık ki sürüyor. Kentsel dönüşüm adı altındaki, çürük binaları yıkıp yerlerine sağlam binalar yapma işi için, yaklaşık 400 milyar TL gerekiyor. Bu kadar muazzam bir kaybın ana sebebi nedir? Yapı denetimini iyi yapmamak, yapamamak. 2001’de kendimize geldik, denetleme iyileşiyor derken, iş yukarıdaki kepazeliğe dönüştü. Devletin yetkilileri, çürük binaları yıkıyoruz diye övünüyorlar! İşte burası sözün bittiği yer. İhmal edilen yapı denetimlerinin bize maliyeti 400 milyar TL. Türkiye bütçesinin yarısı. Felakete bakar mısınız? Hoşcakalın.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.