Yerel gündemlerde boğulup gitmek!

Bayılıyoruz yerel gündeme ve getirilerine. Yerel gündem, olması gereken gündemi, yaşanması gereken gündemi, ayakta tutulması gereken gündemi, şehri heyecanlandıracak, şehri hareketlendirecek, şehri koşturması gerekecek gündemi perdeliyor, engelliyor, bölüp-parçalıyor, hatta kaldırıp bir kenara atıyor.

Yerel gündemin aslı esası şahsi, kişilerin kendi aralarındaki dengeleri, gelecek hesapları üzerine kurulu, sen-ben çekişmesi, güç gösterisi, boş atıp dolu tutmalar, bulunulan yerin ve konumun muhafazası, takviyesi, sağlamlaştırılması.

Pek tabidir ki, dünle ilişkilendirilen bir yığın dünden gelme, dünden kalma dizi dizi laf bohçaları!

Dünden getirdiklerimizi atamıyoruz.

Bu fazlalıkları, bu lüzumsuz, bu manasız çoğu kez işimize yaramayan, miadı dolmuş dedikodu malzemelerinden vazgeçemiyoruz.

Nedeni, içlerinde ne var diye merak edenin çok olması ve bu laf bohçalarını taşıyanların bu konuda merak uyandıran laf kalabalıklarının dayanılmaz cazibesi!

Dünden bugüne gelmeyi başarabildiğimiz gün, çok şey değişecek.

Yerel gündemi dünle ilişkilendirmekten haz duyanlar, bu işten memnun olanlar, şehri yerel gündemlerin kara kazanında kaynatırlarken, olması gereken gündem maddelerini unutturma başarısı içerisinde zevkten dört köşeler.

Yerelgündemin başını döndürmesiyle, kimyasını bozmasıyla, boğulup gitmekle, çıkamayacağı bataklıklara gömülüp gitmekle karşı karşıya olan şehir ise bu durumdan pek fazla rahatsız değilmiş gibi görünüyor.

Düne kadar koşan şehirdi Konya!

Coşan şehirdi!

Heyecanla silkinen, kendine gelen, kendini bulan şehirdi!

Çıkış yapmaya başlayan, tekrar eski günlerine doğru dönme sinyalleri veren,  geleceğe ümitle bakan şehirdi!

Ne oldu da durdu, yerel gündemlere geri döndü?

İşin bu noktasına neden bakmak istemediğimizi hiç düşündünüz mü?

Yerel gündem, şehrin kendi kendini en olmadık haber ve olaylarla oyalaması, kandırması, kendi yağıyla- tuzuyla kavrulması demek!

Önümüzde Şeb-i Arus var.

Alternatif Şeb-i Arus programları her zaman olduğu gibi birkaç şehirde sizden çok daha fazla ses getiren, daha ihtişamlı, daha görkemli programlar olarak yankılanacak, siz yine eski kısır döngünüze, 17 Aralık günü kendinizi göstermek adına, Şeb-i Arus’u ikinci plana, geri plana atmak adına, bir takım açılışlar, kurdele kesmeler, karelere girmeler, buluşmalar, yeni tanışmalar heyecanıyla yerel gündem koridorlarında dolaşıp duracaksınız!

Konya, hayati projelere sahip ve bunları tamamlamak zorunda olan bir şehir. Projeler ise bastıranın elinde kalan, öncelik alan bir sıralama takip ediyor.

Şehir olarak, talimat veren değil de, talip olan, talepkâr olan bir konumdaysanız, daha çok çalışmanız ve gayret göstermeniz gerekiyor.

Değilse şehrin havasını, iklimini, konumunu değiştirecek projeler yarım kalmasa da, uzayıp gitme ile karşı karşıya kalır.

Bu sürelerin kısalması lazım.

Konya artık, talip olan, talep eden konumunda.  Bu durumun dahi farkında olmadığı izlenimini verenler o kadar çok ki! Adeta “Kapıldım gidiyorum, bahtımın rüzgârına” deyip, yeni duruma, yeni mecraya karışan, akıp gidenlere dönmüş durumdayız!

Yerli Otomobil gibi, Milli Tüfek gibi, Lojistik Merkez gibi, Akdeniz’e biran önce inebilmek, yani demiryolu gibi,Torosları delip karayolunu kısaltan tünellerin bir an önce hayata geçmesi gibi,Konya Ovasını alternatif su kaynaklarıyla sulamak gibi,  yatırımları çağırmak, gündeme taşımak, gündemde tutmak varken, yerel gündemlere gömülmek, bu gömülmeyi olmadığı kadar ciddiye almak, olması gereken, gündemlerin önünü kesmek, gündemin ilk sırasından alaşağı etmek, Konya için telafisi mümkün olmayan kan kayıpları olacaktır!

Konya, ufku olan, ufuk sahibi olan, vizyonu olan evlatlarını bir araya getirmek zorunda, her nerede iseler buluşturmak zorunda.

Yerel gündem;  didişmekten, birbirine laf sallamaktan, karınların şişlerini indirmekten, Ankara’ya selam göndermekten ibaret yarı karanlık, amacı ve gayesi kör dövüşü olan bir koridorlardan ibaret.

Koridorlar! Alt koridorlar, üst koridorlar! Hedefe kilitlenen koridorlar, labirente dönüşen koridorlar, çıkmaz sokaklı, kapı duvarlı, kapalı kapılı koridorlar şehrin gündeminde etkin oluyorlarsa, bu koridorlardan ne sağ-salim bir sokağa çıkabilirsiniz, nede yola!

Koridorlarda var olma değil, kaybolma, zaman öldürme, zaman geçirme, topu taca, auta atma, koridor içinde laf ola-beri gele babından top dolaştırmalar yapılır ki, Konya koridorlarda zaman geçirecek zaman kaybedecek bir şehir değil.

Genel hava, genel görünüm, yorgunluk, bıkkınlık, yeni bir şeyler ortaya koyamama, ufku olanlara tahammül edememe, şehre ivme kazandıracaklara olmadık engel çıkarma, başarısızlıkları bazı sektörleri cendereye sokarak ört-bas etmeye çalışma, dikkatleri oralara yönelterek, yerel gündemlerle zamana oynama, ancak yarı karanlık koridorlarda oynanabilecek oyunlara benziyor.

Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın dercesine, aheste-aheste gitmesi istenen bir şehir değil burası. Aheste gidenlerin, koridor tandanslı yerel gündemleri temcit pilavı misali ısıtıp ısıtıp şehrin önüne getirenlerin kılavuzluğunda o koridor senin, bu koridor benim diyerek dolaştığımızın ve bir türlü yola koyulamadığımızın ne kadar farkındasınız?