Belli ki evleri başlarına hiç yıkılmamış!
Karadeniz kıyılarına duble yol uğruna ormanlar yok edildi. Akıllarına hiç gelmedi ormanda yaşayan binlerce canlının evsiz yurtsuz kaldığı.
Ne duble yol sevdasıymış ki gönüllerdeki sevgiyi, yüreklerdeki merhameti, kafalarındaki aklı silip süpürdü.
Hiç korkmadılar ‘ilahi adaletten’, hiç çekinmediler hesap gününde bu ağaçların ve yuvası bozulan canların, hesap soracaklarından.
Konya-Mersin arası; Karaman çıkışı ile başlayan, kara çamların, kızıl çamların, sedirlerin, meşelerin kokusunu içime çektiğim, yeşillerinde kaybolduğum, mutluluktan yolculuğun bitmesini istemediğim yollardı.
Orayı da mahvettiler.
Adım başı ‘dikkat heyelan bölgesi’ diye yazmaya utanmıyorlar.
Duble yol uğruna ağaçları buda, ormanların yarısını yok et, geride kalanların on yıl içinde küserek kuruyacaklarını düşünme, ilimden, bilimden, teknolojiden uzak yol yapıp, oy kapma peşinde koş sonra da heyelan var diye uyar.
İsviçreliler çok akılsızlar!
Alpleri dolaştım hiç duble yol yok.
Bir tane bile ağaca kıymamışlar.
Tek yol ve herkes yavaş yavaş gidiyor.
Demek ki İsviçre duble yol yapana oy vermemiş!
Karşındaki sadece bencilce kendi için yaşarsa,
Arkadan gelecek kuşaklara çıplak bir vatan kalacağının bilincinden yoksun, beş milyon ağacın 3. köprü ve yeni hava limanı uğruna katledilmesine aldırmazsa,
Torunlarına kelleşmiş bir yurt, yer altı suları bilinçsizce mısır ekimiyle tüketilip, tarlalarda büyük çukurlar açılınca şaşkın şaşkın bakmışsa,
Okumayan, öğrenmeyen, sadece anlatılanı dinleyen bir kitleye dönmüşse millet diye gezen bu topluluk ekecek toprağı, serinleyeceği ormanı kalmayınca, ormanda evsiz bırakılan sessiz canların ahını aldıklarını dilerim bir gün hatırlar.
Bir Çevre Bakanı vardı. Osman Pepe.
Eksikleri olsa da 5199 sayılı yasayı tüm dernekleri dinleyerek, görüş alarak çıkarmayı başarmış, belediyelerin zalimliğinden, kedileri, köpekleri, kuşları, atları, eşekleri, yaban hayvanlarını da insanların eziyetinden az da olsa kurtarmıştı.
Hiç şansları yok bu badem gözlülerimin.
TBMM, başka uğraşacak işleri yokmuş gibi Çevre Komisyonu tarafından bir yasa çıkarmaya hazırlanmış.
Tabi bu işler orman katliamını tepkisizce izleyen Veysel Eroğlu’nun bakanlığında, bir an önce yapılsın ki hayvanlar için en kötü olan ama seçmenlerinden oy koparan yasa da sessizce çıkarılsın.
Cami, okul, hastane, park, insanların yoğun olduğu yerlere kedi ve köpek girmesinmiş!
Gandi’nin sözünü anımsadım
‘Bir milletin büyüklüğü ahlaki gelişimi hayvanlara nasıl baktığı ile anlaşılır’
Kısaca bu hayvanları atın ormana, atın kırsal kesime aç susuz yok olsunlar.
Benim bu Çevre Komisyonu üyelerine bir önerim var.
Önce aşağıdakilerden başlayalım, bunları toplumdan uzaklaştırın, kendi ellerimle sessiz canlarımı sizlere teslim edeceğim.
Camiden çıkınca, iş yerinden çıkınca, toplu taşıma aracından inince yerlere tükürenleri, okuldan çıkınca küfürlü konuşanları,
Kaldırım kenarlarına dikilen güzelim ağaçların diplerini izmaritlerle dolduranları, belediyelerimizin bizim vergilerimizle bizim için yaptıkları o güzelim parkları; pet şişe, cam şişe, naylon poşet, çocuk bezi, gofret, şeker, çukulata kağıdı ile dolduranları,
Yine belediyelerimizin emek vererek yeşillendirdiği çimlere oturup, ayçiçeğinin tuzlu kabuğunu atarak çimleri yok edenleri,
Oturmayı ve kullanmayı bilmeyenlere ısrarla parkların açıklığını ve ferahlığını bozan kameriyelerle donatıp tavuk, et, kabuklu yemiş, pasta börek ile kirletip iğrenç kokulu hale getirenleri,
otobüste, toplu taşıma araçlarında kadınları taciz eden, yurtlarda çocuklara tecavüz eden sapıkları,
toplu taşıma araçlarına, trafik lambalarına, millet malına sırf zevk olsun diye zarar verenleri,
belediyelerin süpürmekten, temizlemekten yorulduğu oturduğu sokağı kirletenleri.
Sayın TBMM Çevre Komisyonu Üyelerimiz; hastane, okul, cami park, toplu taşıma araçları ve halkın yoğun olduğu yerlere lütfen bunları almayalım. Göreceksiniz nasıl tertemiz, yaşanabilir bir çevremiz olacak.
Son bir sorum var.
Siz hiç kaldığı otelden, havlu, tabla, sürahi, bardak çalan, bavuluna koyup evine getiren kedi ve köpek gördünüz mü?
Elinizi vicdanınızdan çekmeyin.
Sessiz canların acısı sizi fena halde zora sokar.
Hafta Sonu Esintileri
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.