Biliyorsunuz, Tarihi şehirlerin temsilcileri, Konya’da toplandılar. Bu arada bizde şehrimizin tarihinin ağzını yüzünü bir hayli toparladık tabi ki…
Tarihi dokunuşlar, bazen tarihi eserleri, yapıları kurtarırken, bazıları da daha dokunamadan, daha doğrusu geç kalma huylarımızdan dolayı tarih oluyor.
Dokunsanız da kurtaramıyorsunuz!
Eskiden her tarihe dokunuşta bir çok insanın içine ürpertiler geliyordu.
Yine tarihe dokundular, gitti, yok oldu, mahvoldu tarih diye!
Bu endişe henüz kaybolmuş değil!
Mahalle aralarında kalmış, apartmanlar arasında sıkışmış, bunalmış, tamahkarların önce santim-santim, gören ve aldıran olmadığında metre-metre yaklaştıkları türbeler var.
Artık, Tarihi Şehirler Birliğinin vekili olan Büyükşehir Belediyemizin, tarihi eserlerin burnunun dibine kadar gelen bu açıkgözlere ve açgözlülere ne yapacağını merakla bekleyenlerdenim.
Konya sadece Selçuklu ve Osmanlı eserlerini barındırmıyor, Bu şehir üzerinde tarihçiler bir çok medeniyetin izlerini buldular.
Tarihi izler, tarihten izler, izlerin takibi, izlerin silinmemesi, muhafaza edilmesi gibi konular hassas konular.
Bu konularda ki, geriye dönüşler hem ani, hem de manidar olarak bulunsa bile takip edilen yol, geriye dönüş noktası ve gösterilen hassasiyet açısından, atılan adımlar kamuoyunca da olumlu olarak kabul gördü.
Kılıçaslanlar şehri kavramını ilk kez Başbakan Davutoğlu zikretmişti.
Selçuklu Sultanlarının Kudüs’e kalkan olma adına canlarını ortaya koyarak, Haçlı Seferlerini durdurmaları hadisesini, bizim Tarihi Başkentimizin yöneticileri yaklaşık 30 yıldır pas geçmişlerdi.
Selahaddin Eyyubi adına tepe yaptılar, Kelebeklere vadi yaptılar, lakin, bir türlü Kılıçaslan adını bir yere veremediler!
Bu durum sizce de, manidar değil mi?
Başbakan Davutoğlu, konuyu zikretmeseydi, ortaya dökmeseydi, bir şekilde, Kılıçaslanlar şehri pas geçilmeye devam edilecekti.
Ahmet Davutoğlu’nun öne çıkarmasıyla, Kılıçaslanlar birden bire fark edildi, yere göğe sığmadı, anlatmayan, konu üzerine konuşmayan kalmadı!
Kimse de;
Ey konuşmacılar!
Ey yetkililer!
Ey sorumlular!
Yıllardan beri aynı şehirdesiniz, bu durumu bilmiyor, görmüyor olamazsınız, neden hiç konuşmadınız, neden hiç dile getirmediniz demedi, diyemedi!
Kılıçaslanlar adeta çektiler kılıçlarını, geri döndüler, tekrar tarih sahnesine…
Dünya Tarihi Şehirler Birliğinin üyesi olmak, Başkan vekili olmak, sıradan bir kuruluşun yönetiminde olmaya benzemiyor!
Sorumluluk istiyor!
Tarih Bilgisi istiyor!
Ecdada vefa göstermek gerekiyor!
Konya’nın banileri, hiç beklenmediği bir şekilde ortaya çıkıp, bizleri unutturduğunuzu sandığınız bir zamanda öyle bir ortaya çıkarız ki, bizden başka konuşacak laf bulamazsınız der gibiydiler.
Ve Kılıçaslanlar konuşuldu her yerde!
Kudüs’e nasıl kalkan oldukları, nasıl Haçlı seferlerini durdurdukları anlatıldı. Hakları teslim edildi, bir kez daha tescil edildi.
Dünya Tarihi Şehirler Birliği Yönetiminde bulunan Büyükşehrimiz de, en nihayetinde öyleyse öyle, böyleyse böyle diyerekten, Kılıçaslanlar şehri olduğumuzu tasdik etti.
Şimdi geçmiş medeniyetlere de sahip çıkma kararı aldığımıza göre, bundan böyle tarihi yapıların üzerini örtmeyeceğiz, kapatmayacağız, üzerlerine meydan yapmayacağız, kumla-toprakla gizlemeyeceğiz, tarih olsun, bizim olsun Konya’ya kazandıralım diyeceğiz anlaşılan!
Bisiklet Turu Marka Değerini Artıracak