Konya
°C
Yeni Meram

SUÇ VE CEZA -1

SUÇ VE CEZA -1- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
03.03.2021 01:26
02.03.2021 16:28
0
8291
ABONE OL
Kainat, sayısal değerlerle sınırlandırılamayan, sürekli değişim ve dönüşüm içinde, her biri için tanımlanmış fizik, matematik ve kimya yasalarıyla varlığını sürdürmektedir. Kuran bunları kevni yasalar olarak tanımlar. Kâinat, muhtevasındaki gezegenlerin, olguların kütleleri, terkipleri, çapları, yörüngeleri, hızları, daha milyonlarca parametreleri ince bir hesap içinde dizayn edilmiştir. Bu sayede Kainatın dengesi/homoestatizmi sağlanmaktadır. Bu yasalar ilki ve sonu olmayan Beka sıfatının sahibi Allah'ın yasalarıdır. Kevni yasalardan sadece birinin bir parametresinin değişmesi dahi saniyeler içinde kainatın sonu olacaktır. İşte ansızın geleceği bildirilen kıyamet budur. Dünyamız kâinatın gezeğenlerinden biridir. Hakkında en çok bilgi sahibi olduğumuz, üzerinde yaşadığımız, nimetlerinden faydalandığımız, milyonlarca canlı türleriyle, suyuyla, havasıyla, ateşiyle, toprağıyla nimetlendirildiğimiz gezegenimiz. Dünyamızın var oluşundan bu yana sayısız canlı türlerinin gelip geçtiğini biliyoruz. Arkeoloji ve antropoloji biliminin inkişafıyla birlikte yeni bulgulara ve bilgilere erişmekteyiz. Aslında akleden, fikreden her insan için ibretlik sahnelere de şahitlik ediyoruz. Canlı türleri içinde en mükemmel olanı insandır. Allah insanı yaratmış sonra da başıboş bırakıp "ne halin varsa gör" dememiş. Hür iradeyi kullanma yetisini ve akıl, muhakeme nimetini vermiş. İnsanı sosyal bir varlık olarak yaratmış. Münferit yaşama göre değil, toplu yaşama göre dizayn etmiştir. İstidadı, zekası, kabiliyeti, kapasitesi farklı yaratılmıştır. Sosyal hayatın tasnif, tanzim, işleyiş ve iletişimine dair toplumların kendilerinden peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Cüz'i iradesiyle tercih özgürlüğü vermiştir. Sonunda Ahsen-i Takvim veya Esfel-i Safilin sıfatına mazhar olabilme özgürlüğü tanımıştır. Peygamberleri ve vahyettiği kitapları aracılığıyla evrensel kapsamda suç ve cezayı tanımlamıştır. Hür irade, akıl ve tercih hakkı varsa suç da olacak demektir. Suçun mükafatı cezadır. Suç olur da cezası olmazsa sosyal hayat olmaz, anarşi olur. Suç ve cezada temel ilke mütenasiplik ilkesidir. Bir başka ifadeyle suçun mahiyetine uygun ceza ilkesidir. İlahi /doğal hukukun suç ve ceza ilişkisinden ki temel mantalitesi şudur; Suçun tekrarını ve yayılmasını önlemek, caydırmak ve kamu vicdanını rahatlatmaktır. Toplumsal barışı, refahı ve güveni sağlamaktır. Bu hukukun, muhatapları ırk, renk, din, dil ayrımı gözetmeksizin herkestir. İlahi hukukun/adaletin diğer boyutu da inananların ahiret hesabına dair cezalardır. Allah hesap gününün haberini vermiş, ancak iman edip etmeme tercihini insana bırakmıştır. Tabi ki inkarcılar bu ahiret hesabını baştan kaybetmişlerdir. Beşeri hukukun mantalitesi ise; Bu suç nasıl olsa işlenecek, en hafif nasıl bir cezayla geçiştirilebilir. Bu yaklaşımın sonuçlarının toplumları nereye götürdüğüne hep birlikte şahitlik ediyoruz. Görsel, sosyal ve yazılı medyada her gün onlarca olaylara şahit oluyoruz. Hiç bir günümüz yok ki, cinayet, tecavüz, hırsızlık, dolandırıcılık haberi duymamış olalım. Suç sicilinin dökümüne baktığımız zaman üçüncü veya daha fazla suç tekrarı olduğunu görüyoruz. Anlaşılıyor ki hukuk amacına ulaşmamış. Suçun tekrarını önlememiş, caydırmamış, ıslah etmemiş, kamu vicdanı rahatlamamış. O zaman kanun koyucu erg hukuk sistemini, amacı gerçekleştirmeye yönelik revize etmek zorundadır. Kimin nerede, ne zaman, kime bıçağını saplayacağını, silahını ateşleyeceğini bilmiyoruz. Eğer böyle bir eylem ölümle sonuçlanmamışsa %90’nı ya adli kontrol şartıyla ya da iyi hal, pişmanlık gibi saçmalıklardan seçme bahanelerle salıveriliyor. Hiç dilimizden düşürmediğimiz insan hakları kavramı nerde kaldı? DEVAMI YARIN
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.