MİLLET İTTİFAKININ KARANLIK YOLU ÇIKMAZ SOKAĞI-2

Peki beşli çete kimlerdir? Beşli çete, yakın zaman Türk siyasi tarihinde; Cengiz Holding, Limak Holding, Kalyon Holding, Kolin Holding ve Makyol Grubu'nu kapsayan; muhalefet tarafından yolsuzluk ile suçlanan şirketlerdir. Bu şirketlerimiz aldıkları dev ihaleleri en uygun şartlarda ve taahhüt edilen zamandan en az 2-3 ay önce teslim eden ülkemizin hatta dünyanın yüz akı firmalarımızdır. Sınır ötesi harekat tezkeresine hayır diyerek ülke güvenliğini tehlikeye atmıştır. Karabağ zaferinde Türkiye'nin Azerbaycan'ın yanında yer almasından rahatsızlığını ifade etmek adına Türkiye'nin cihatçı gönderdiğini söyleyecek kadar soysuzlaşmıştır. Kurşun kalemle işaretleyerek yeni bir İpek Yolu keşfettiğini söyleyerek, bir karton parçasıyla Türk milletinin önüne çıkmış, adeta bir buluş ifşa edercesine Azerbaycan'ı bypas ederek, yok sayarak gafletini ortaya koymuştur. Zaten millet ittifakı bütün bileşenleriyle birlikte Karabağ zaferinden hoşnutluğunu ifade eden gür sesli bir beyanları olmamış, herhangi birinin İlhan Aliyevi tebrik etmek adına ziyaretleri de olmamıştır. Kılıçdaroğlu'na Beden ve emperyalist batının PKK'nın ve FETÖ'nün millet ittifakına destekleri apaçık ortadayken utanmadan sıkılmadan bir de Rusya'nın Türkiye'nin seçimlerine müdahale ettiğini ifade edecek kadar yüzsüzleşmiştir.
Karadeniz gazımızı çıkardık karaya ulaştırdık ve evlerimizde kullanır hale geldik. Bu işlemin gerçekleşmesi denizin 250 metre altında binlerce metre derinden çıkarılan petrolün alındığı bir fabrika vardır. Bu fabrika yüzlerce tonluk malzemeler, ekipmanlar robotlar aracılığıyla denize indirilmiştir. Denizin üstünde çıkarılan petrolün işlendiği dev bir platform vardır. Bu platformun büyük bir kısmı kendi mühendislerimizin ürünüdür. Bu fabrikada işlenilen gaz 180 kilometre mesafe ile karaya ulaştırılmaktadır. Karada 3 fabrikada son işlemleri tamamlandıktan sonra genel sisteme entegre edilerek evlerimize ulaşmaktadır. Bu tesis onlarca defa televizyonlarda belgesel mahiyetinde yayınlanmıştır, bütün bu gerçekler ortadayken bu gazın Karadeniz'den çıkarılmadığı ve Rusya'dan ulaşan bir gaz olduğunu söyleyecek kadar körleşmişlerdir. Benzer şekilde yüzlerce yalanlarını sıralamak mümkündür. Bu şahsın doğru olan bir tek cümlesi dahi yoktur. Zaten genotipik karakteri yalan söylemeye uygun dizayn edilmiş bir kişiliğe sahiptir. Diğer bileşenlerinin de bundan çok farkı yoktur. Türkiye'yi Başbakan olarak yönetmeye talip olan Meral Akşener Hanım cumhurbaşkanımızı PKK'ya indirdiği darbeler nedeniyle Netenyahu'ya benzeterek soykırım yaptığını ifade etmişti. Partisinin bir proje partisi olduğunu söylemiş, ancak projenin mahiyeti hakkında bilgi vermemişti. Acaba o proje nasıl bir projeydi ve nereden hazırlanarak kendisine takdim edilmişti? Bu konuda açıklık olmadığı gibi gizemli bir ifade olduğunu düşünüyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Özü-sözü-yüzü ve gözüdür. Meral Hanım meclisimizin kürsüsünden sağa sola onlarca mermi fırlatarak hangi mesajı vermek istemişti. Tam bir komedi şovmeni gibiydi. Niyet okuyacak değiliz, ancak devletimizin terör örgütüne indirdiği darbelerin bir etkileşimi sonucu öfkeyi yansıtıyorsa bu çok başka vahim bir tablo. Partisinden bir milletvekili bir şehidimizin kız kardeşine ve ailesine sinkaflı küfürler etmişti. Sayın Meral Hanım bu konuyla ilgili duyarsızlık postuna bürünmüş ve hiçbir işlem yapmamıştır. Bunların şühedaya karşı bir vefası da yoktur.
Zaman zaman Davutoğlu'nu da dinlediğim olmuştur. Partisini yeni kurduğu süreçte Diyarbakır'a bir gezi düzenlemişti. Diyarbakır halkına şu cümleleri sarf etmişti: "Bu hükümet demokrasi karşıtıdır, sizin seçtiğiniz kendi yöneticilerinizi kayyumlar atayarak sizin kendinizi yönetmenizi istemiyor." demişti. Kendisi başbakan olduğu dönemde onlarca kayyum atadığını unutmuş, daha ötesi döneminde çukur eylemleri ile onlarca şehrimizin altı üstüne getirilmişti, 1000 yakın polis ve askerimiz şehit olmuştu. Acaba bu ifadeyi kişiliğinin neresine konumlandırarak kullandı merak ediyorum.
Bir diğeri Sayın Babacan, İHA'ların SİHA'ların, Aksungur'ların Anka'ların ve Kızıl Elmanın daha onlarca Savunma Sanayi unsurlarımızın üreticisi Bayraktar'a dokunacağını ve hesap soracağını ifade etmiştir. Bu zırvalara karşı Selçuk Bayraktar tarafından; bir tek kuruş, ne banka ne de hükümet desteği almadıklarını ifade etmeleri karşısında hala nasıl bu milletin yüzüne bakabiliyor ve Türkiye'yi yönetmeye talip olabiliyor anlamak mümkün değil. Değerli Dostlarım Türk milleti feraseti yüksek bir millettir. Bütün bunları değerlendirmektedir. Nihayet seçim sonuçlarında da bu feraseti göstermiştir. Bu durum karşısında millet ittifakı ve bileşenleri panik içerisinde ne yapacaklarını şaşırmış durumdadırlar. Bir anda 180 derecelik bir kıvırma politikasıyla yeni bir yüz geçirme gayreti içine düşmüşlerdir. Milliyetçilik, vatanperverlik , mukaddesatçılık, bayrak gibi yüksek değerleri telaffuz etme zorunluluğuna düşmüşlerdir. Bu zavallıların pürmelal hali apaçık ortadadır. yukarıda doğru insan/iyi insan vasıflarını tanımladığımız kavramların hiçbirisini bu ittifakta bulmak mümkün değildir. Sizlere sunmaya çalıştığım kişilik ve kimlikler büyük Türk milletini yönetme kabiliyet, kapasite ve hassasiyetine sahip olmadıklarını âyan beyan ortaya koymaktadır. Milletimiz bu gerçekler ışığında doğru insanı ve doğru yolu bulacaktır. Cumhur ittifakımızın bileşenlerinin ve Türk milletinin ferasetiyle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı yeniden Cumhurbaşkanı seçerek yeni yüzyılımızı şahlandıracaktır. Türk milletinin feraseti, felaketi yok etmeye ve yenmeye muktedirdir. Vatanımız var olsun, milletimiz sağ olsun!