Konya
°C
Yeni Meram

KÖYLÜ-KENTLİ…

KÖYLÜ-KENTLİ…- Kerim ÇINAR- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
08.06.2021 01:42
07.06.2021 14:45
2
3432
ABONE OL

Köyde veya kırsal alanda yaşayan köylü ile şehirde yaşayan kentli insanların davranışlarında farklılıklar vardır. Köylü üretim, kentli ise tüketim odaklı yaşar. Köy ve şehrin tarih boyunca farklı yaşam ve düşünme biçimiyle birbirinden ayrıldığını görürüz. Köylü insanın yaşam ve düşünme biçimini arazideki toprak belirlediği gibi, kentli insanın yaşam ve düşünme biçimini de yaşadığı şehirdeki kültürel yapı belirlemektedir.
Şehir yaşamında, insanlar başkalarına yabancı gibi davranırlar ve birbirlerinden uzak dururlar. Köy halkı ise daha samimi ve içten davranır. Köylüler koruyucudur. Şehir insanları ise kendi içlerinde mesafeli bir davranış sergilerler. Köylerdeki insanlar doğaya karşı duyarlıdır. Buna karşın şehirde yaşayan insanlar doğaya karşı daha duyarsız ve bencil bir tutum sergilerler.
Kentlilere göre, köy yerleşmelerinin en beğenilmeyen özelliklerinin başında, köylerin, aşırı ölçüde küçük ve ıssız olması, eğlence ve sosyal etkinliklerin neredeyse hiç olmaması gelmektedir. Ulaşım ve altyapı yetersizliği, susuzluk sorunu yanında temizliğin yeterince yapılamaması, kentten uzak olması ve alışveriş olanağının da olmaması köyün olumsuz özellikleri arasında yer almaktadır.
Köylüler de daha düzenli bir yaşam, sabit bir işin olması; iş sahibi olmak ve iş olanaklarının daha geniş olmasını, gelirin daha yüksek olmasını, daha iyi ve rahat yaşam olanağını ve eğitim olanaklarını kentin en olumlu yanları olarak görmekte ve kente göç etmeyi bu beklentilerle tercih edebileceklerini belirtmektedirler. Çocuklarının geleceğini kentte daha iyi hazırlayabileceği de kentliler ve köylüler arasında, çoğu kez eğitimle birlikte düşünülerek kentin olumlu yönlerinden biri olarak görünmektedir. Sağlıkla ilgili olanaklar, beklenenin aksine kentte de köyde de kentin olumlu yanları arasında ön plana çıkmaktadır. Aradığı her şeyi bulabilme olanağı, köylülerin de kentlilerin de önem verdiği, kentin olumlu yönleri arasındadır. Sonuçta iş olanakları, köylülere göre buna ek olarak sabit gelir, belirli bir işin olması ve eğitim olanakları hem kentlilerin hem köylülerin ortak düşünceleridir.
Buna karşın şehrin görsel ve gürültü kirliliği hava kirliliği gibi sorunları vardır. Şehirde çok sayıda fabrika bulunduğu için hava kirliliği gibi sorunlar yaşanmaktadır. Buna karşın köyler kirlilikten uzak temiz havaya sahiptir. Köylerde görüntü kirliliği de yok denecek kadar azdır. Bunlar köy yaşamı ile şehir yaşamı arasındaki temel farklılıklardır.

Köylülük ve şehirliliğin kendine göre düşünme ve davranma biçimleri vardır. Bu anlamda köy yaşam koşulları içinde köylülük, kent toplumu içinde şehirli olmak önemlidir. Bir şehirli insan köyde yaşadığı için köylü olamayacağı gibi, bir köylü de şehirde yaşadığı için şehirli olamaz. Bir kişinin şehirli olabilmesi için üç kuşak şehirde yaşamış olması gerekiyor. Köy ve şehri kendi koşulları içinde değerlendirmek gerekir. İnsanoğlunun yaşadığı dünyada medeniyet için şehirler ne denli gerekli ise, yaşamı için de köyler o denli gereklidir.
Kentli ve köylüler arasında bir kopukluğun olduğu, bazı önyargıların oluştuğu ve bunun giderek artma eğiliminde olduğu yapılan araştırmalarda görülmektedir. Bunun yanında, kentli ve köylü kesimin birbirlerini nasıl algıladıkları toplumsal bütünleşme açısından uyumu önemlidir.
Köylüler, kentliyi daha iyi koşullarda yaşayan insanlar olarak tanımlıyor. Kentlilerin düşüncesinde "köylü" büyük ölçüde yoksulluk, cehalet ve yalnızlık gibi olumsuz duyguları içeriyor. Köylüler ise "köylü" sözcüğünün sakin ve huzurlu yaşayan insanları anımsattığını söylüyor.” Kentliler ise, köylülerin kendi aralarındaki kıskançlık ve küslüğün anlamsız olduğunu söylüyor.
“Köylü milletin efendisidir.”   Mustafa Kemal Atatürk
Köylüsü ve kentlisi kendisine ben neyim, kimim? Nasıl bir hayat yaşamak istiyorum? Ne yapabilirim…? Diye sorabilmelidir. Sorgulanmayan yaşam, yaşamaya değmez…
Şehirli insan, ürün satın alırken hikayesini satın almayı istiyor. Sanki ürünün tarladan çıkışından satıldığı yere gelinceye kadar bildiği insanların pazara getirdiğini düşünüyor. Ürün değil, hikâye satın alma çabasındadır. İnsan satın almak istediği ürüne ulaşamayınca kendisinde bir eksiklik hissediyor. Kendi değersizlik hissini kapatmak için küçük ama gereksiz harcamalar yapıyor.
Hep yapmaya alıştığımız şeyleri, yapmaya devam etme alışkanlığımız vardır. İnsan alıştığı düzenin dışına çıkmayı istemez. Biz takıntılı düşüncelere mahkûm olmuş durumdayız. Hayatımızda duygu ve düşüncelerimize göre olaylara yer veriyoruz ve ona göre değer biçiyoruz. Hayatta kalabilmek için alışılmış yaşam şekline tutunmaya çalışıyoruz.

Hayattaki her şey insanın ona bakış şekline göre belirlenir. Hoş görmek önemlidir. İnsan hoş gördükçe zihni özgürleşir ve hayata bakış açısı değişir. Bütün mesele insanın duygusu ve düşüncesine göre belirleniyor. Dış dünyadaki ev, araba eşya ve benzeri gibi şeylere değer veren insanın düşünce şeklidir. Bu durum sadece insanın kendi öz düşüncesidir. İnsanın özünü bilmesi önemlidir. Öz ve güven özgüveni sağlar. Bahanelere sığınarak bir yere varılamaz. Özgürlük ise; kolay elde edilebilen bir şey değildir.

“Köylü başka bir yere gitmeyi düşünmeden, bulunduğu yeri daha yaşanır yapmaya çalışır.” Maksim Gorki


Görünen köy kılavuz istemez. Köylü köyüne, kentli kentine sahip çıkmalı ve öz varlığının değerini bilmelidir….
Saygılarımla…

HABER YORUMLARI
  1. Yaşar Ōke
    2021-06-08 16:01:55
    Hocam emeğinize sağlık bizim düşünüp dile getiremediklerimizi siz hepimiz adına dile getirmissiniz köy olmadan şehir olmuyor şehir olmadan da köyün kıymeti bilinmiyor bir dönem köyler şehre boşalmıştı şimdi kıymeti daha iyi anlaşıldı
  2. Mehmet YARALIOĞLU
    2021-06-11 21:12:29
    Tebrikler üstadım, kalemine sağlık