İnşaat Sektörü Canlanırken!...

Bilindiği gibi inşaat sektörü, birçok farklı sektörü doğrudan etkiliyor. Hatta piyasadaki iş yükünün azlığını ve durağanlığının inşaat sektöründeki durgunluğun yansımaları olduğunu söyleyenler var, doğrudur.

Zaman zaman zirveye çıkan ve ekonomiyi canlandıran bir sektör. Bazen de geçmiş 4 senede yaşadığımız gibi stabil bir seviyeye geliyor. Bütün sektörler feveran ediyorlar. İnsanoğlu hayatta kaldığı müddetçe yiyecek, giyecek ve barınacak. Ömrünü tamamlayıp Hak emanetini alınca da ebedi istirahatgahına göç edecek.. Bu gerçekten hareketle barınma ihtiyacından dolayı emlak ve arsa değerleri sürekli artmakta. Artmaya da devam ediyor. Bu sadece ülkemizde değil, dünyada böyle. Ne salgın dinlemekte ne de pandemi. Emlak değerleri sürekli olarak artarken bir taraftan da hammadde bulunamamakta. İnşaat sektörünün bir diğer handikabı da şu: Pandemideki iş gücü kaybından dolayı yerli imalatçı TL bazında yurt içine mal satmak yerine döviz bazında yurt dışına mal satmanın derdinde. Üstelik yurt dışından o kadar çok talep var ki!
Bir de binalarımızın dış cephe ve estetik görünüşleri daha bir güzelleşirken diğer taraftan iç mimari ve bina içerisinde kullanılan materyaller de değişti.
İnşaat sektörü 2019 yılı öncesine kadar altın devrini yaşadı. Belediyelerin bir taraftan yeni alanları yerleşime açmaları, şehirlere taşradan gelen göç dalgası, yeni imar alanlarının revize edilmesi, evlenen çiftlerin ayrı evlerde yaşama isteği nedeniyle aile yapısında değişiklik, sosyalleşme, tüketim toplumuna geçiş vb. sebeplerden dolayı yapı stoku hızla çoğaldı.
Belki de atladığımız konu şu:
Konya ülke genelindeki nüfus artış hızı hesap edildiğinde göç vermekte. Ancak Konya şehir merkezi göç almakta. Özellikle Karatay bölgesinde her yıl 10 bin kişinin üzerinde bir nüfus artışı var. Konya'nın merkez dışındaki ilçe ve beldelerinin çoğu nüfus artışında yerinde sayarken merkezde bir nüfus artışı söz konusu. Karatay'daki bu nüfusuna oranla gerçekleşen artışın en önemli sebebi ise iş merkezlerine yakın olması. Karatay kent genelindeki değişim, kamu binalarının transfer işlemleri, genel ve yerel kaynakların akılcı kullanımı.
Sınırları içerinde iş merkezleri ve ticari aktiviteleri kısır olan yerel yönetimler problem yaşar. Eskiden yapılan 50'nin üzerindeki iş yeri siteleri, organize sanayi bölgeleri ve Aslım Sanayi Sitelerinin tamamlanmasıyla daha da artacak, birlikte göreceğiz nasip olursa.
2019 öncesi yıllarda Konya şehir merkezinde yılda yaklaşık 30 bin daire üretilirken 10 bin daire satılabiliyordu. Bir bina ve daire stoku söz konusuydu. Şu durağan süreçte hukuki açıdan problemi olmayan bütün daireler eridi. Öyle bir hale gelindi ki, talep çok fazla ancak arz yok, üretim yok. Bina yapımı azaldı.
2021 itibariyle belediyelerde inşaat ruhsat başvuruları önceki yıllara göre 2-3 kat arttı. İnsanlar evlenecekler ve barınacaklar. Şunu da vurgulamakta fayda var, eldeki yapı stokunun erimesinde devletin kredi musluklarını açmasının çok büyük etkisi var.
Bugüne döndüğümüzde inşaat sezonu bir canlanmanın arifesinde. Arsa fiyatları, inşaat malzeme fiyatları ve daire fiyatları bir yıl öncesine göre tabiri caizse uçmuş durumda. İnşaatın ana kalemlerinden demir ve beton geçen geçen yılki fiyatlarını ikiye katlamış, inşaatta kullanılan diğer malzemeler de aynı durumda. Bir yıl önceki inşaat metre kare maliyetleri bin 250- bin 500 TL civarındayken bugünlerde bu maliyet inşaatın cinsine göre 2 bin 250- 2 bin 500 TL civarında. Bir blokun kat karşılığında yüzde 50'ler civarında alınabileceğini düşündüğümüzde ortalama inşaat metrekare fiyatı müteahhit kârı hariç 5 bin TL olacağını söyleyebiliriz. 150 metrekare daire için 750 bin TL, 200 metrekare 4+1 daire için 1 milyon lira maliyetler söz konusu.
Bu bağlamda İMKON(İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu) Başkanı Tahir Tellioğlu, yapılan zamları kaldıracak güçlerinin kalmadığını; özellikle demir ve çimento fiyatlarına müdahale edilmediği ve önlem alınmadığı takdirde inşaat yapmayı durdurup greve gideceklerini kamuoyuna duyurdu.
Böyle bir uygulama inşaat ve inşaatla ilintili sektörlerin tamamını sıkıntıya sokar. Asıl önemlisi de sektörün hızlı bir şekilde kendini toparlayıp atağa kalktığı ve konut açığının tavan yaptığı bu ortamda iyi düşünmek, bir kez daha düşünmek icap ediyor.
Ekonominin ön palana çıktığı bu günlerde inşaat sektörünün sorunlarına acil olarak neşter vurulması millî bir görevdir.
Yıllar önce normal bir daire yüz bin lira civarında alınırken aynı daireyi bugünlerde 100 bin dolara alıyoruz maalesef.
İnşaat ve diğer bütün sektörlerin eski canlılığına kavuşması hepimizin isteği ve temennisi...