FETÖ tekke ve zaviyesi PKK, Derviş Mehmed ve Taliban’ı solladı

Cumhuriyetimizin Sömel ve Temelleri ATATÜRK İLKE ve İNKILAPLARI üzerine o denli sağlam atılmıştı ki, İstiklal Savaşımız veriliş aşamasında nice Tekke ve Zaviye melanetleri bu Cumhuriyetin kuruluşunu engelleme çabasına girerken, görüntüye gelen Çerkez Ethemler, Deli Başı Mehmetler ve sonrasında Kubilay’ın başını bağ testeresi ile kesen Derviş Mehmetler ve diğerleri, genç Cumhuriyetimize bir dizi temel umdeler getirdi.
Bu temel umdelerin başında TEKKE VE ZAVİYELERİN KAPATILMASI GELİYORDU. Yüce önder ATATÜRK tehlikenin vahametinin büyüklüğünü biliyordu ki, bunların içinde inancımıza ahlakımıza kültürümüze yararlı olan Mevlana Külliyesi kapatılmayıp baş tacı edilmişti.
İslam alemine baktığımızda bir canı öldürenin bütün insanları öldürmüş olması ilkesini bile kör gözleri görmeyen, nice sözde tekke ve zaviyeler, masum günahsız çocukları, kadınları dahi kursuna dizerken, insanlıklarını sıfıra indirip sözde Müslümanlıklarından dem vurmaktadırlar.
Şu bizim başımızdaki PKK belasının aldığı canlar üzerine birde FETÖ belası geldi ki, asla tasvip etmediğimiz 27 Mayıs ve 12 Eylüle taş çıkartıp büyük bir baş belamız olmuştur. Öylesi bir bela ki; yüce iman duygusundan nasibini zerre misali almamış, gözetim altına aldığı general komutanı ayakta duramıyor, sen benim yanımda yıllarca çalıştın bir sandalye ver oturayım dediğinde kes sesini diye paylıyor.
Yüce ATATÜRK, Venizolosu esir alıp huzuruna getirdiklerinde, ona bir esir muamelesi yapmayıp, izzet ikramda bulunması dünya harp tarihine altın harflerle yazılmıştır.
Yüzlerce kahraman asker ve polisimizi fütursuzca şehit eden, Hain FETÖCÜLERDE imandan eser olsaydı, kendi yurttaşına kurşun sıkmaz, ülkesinin kutsal yuvası TBMM’ye bombalar atmazdı.
Öyleyse ATATÜRK’ün yolundan sapıp, büyütüp palazlandırdığımız FETÖ belasını bir başka zamanda olsun, gaflete düşmeden başımızdan def etmenin yolları aranmalıdır. Aksi takdirde KUBİLAY’ımızın başını kesen o sapık Tekke ve Zaviyelerden ve FETÖ gibi sinsi, din dışı düşmanlardan başımız kurtulamaz olacaktır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN tüm Dünya İslam Alemine örnek varlığının ATATÜRK İLKE VE İNKILAPLARI olduğunu kabulü, demokratik ülke siyasetimizin şaşmaz istikameti olmalıdır.
Siyasetimizin onurlu ve haysiyetli olması, bu necip milletin hakkıdır. Siyasi partilerimizin kara günde birlik beraberlik içinde olmaları yüce milletimizin kaderinin kara değil ak çizilmesi olduğundan 80 milyon mutlu ve bahtiyar olmuştur.
Bu beladan arınırken inanıyoruz ki; ADALETİN TECELLİSİ mutlak surette tesis edilecek ve bu arınma da mağdur ve mazlum ülkelere örnek olacaktır. İslam Alemi, sözde İslam adına yapılan yanlışlıkların İslam’la çelişmesi gibi bir onarılmaz hataya düşerek, İslam’ın en büyük günahlarının işlenmesine dünya İslam Alemi bir daha tanık olmak istemesin diyoruz!
Ülkemiz ve ulusumuz siyaset farkı gözetmeden önce, insan ve gerçek anlamda Müslüman olmanın gereklerini yerine getireceğini 15 Temmuz FETÖ BELASINDAN ARINMADA kendisini göstermiştir.
YÜCE RABBİMİZ; DARBESİZ, DALAVERESİZ bir siyaset nasip etsin der, dualarımızla yüreğimizin birlik olmasını niyaz ederiz.