COVİD-19’ DAN DİJİTAL ÖĞRETİLER

Koronavirüs pandemisinin toplum olarak dijitale geçişimiz ve bunu nasıl sürdüreceğimiz üzerinde derin bir etkisi oldu. Peki bu geçişten neler öğrendik? Koronavirüs sonrası dünyada güç ne tür bir dijital yaklaşımın elinde olacak? Covid-19’un “dijital dönüşüm”ü, gereklilikten çıkararak zorunluluğa nasıl eirdiğini hep birlikte görüyoruz. Pandemi, günden güne bu dönüşümü daha da hızlandırıyor. Dijitalleşen şirketler arasında “asla iyi bir krizi heba etmeyin” artık bir motto haline geldi. Bu genel olarak toplumlar, kent iletişimcileri, belediyeler, yerel yönetimler ve kamu kurumları için de geçerli. Uzaktan çalışma artık bir “olağan” haline geldi. Video iletişimleri, online eğitimler ve toplantılar sıradan bir durum halinde, eşi görülmemiş bir biçimde ve hızda benimsendi. Süreçlerimizi, topluluklarımızı yönetmemize yardımcı olan daha kapsamlı dijital çözüm paketleri, dijital evangelistlerin hayal edebileceği düzeyde keşfedilmeye devam ediyor. Koronavirüs pandemisinin sonrasına bakarken, ekonomik çöküşü hafifletmeye hazırlanırken, kendimizi değişim dalgalarına bırakıp koronavirüs sonrası dünyamızın temel bileşenlerini geliştirecek bir konumda bulurken, şuanda deneyimlemiş olduğumuz dijital baskıdan ne damıtılabilir ve toplumlarımızın, şehirlerimizin ve dijitalleşmenin bir sonraki aşamasında, bu zamana kadarki kabullerde ne gibi değişiklikler olabilir/olmalıdır? VİZYON Kamu sektörü alanındaki kurum ve kuruluşlar ve kilit liderlerin, nasıl bir dijital geleceği kucaklamak istedikleri ve ne tür dijitalleşme biçimlerini desteklemek istedikleri konusunda, daha iyi ifade edilmiş bir vizyona sahip olmaları gerektiği açık. Devamında bu vizyonların gerçekleşebilmesi ve sürdürülebilir olabilmesi konusunda daha kararlı ve istikrarlı olmaları gerekecek. Yaşadığımız süreçte, kimilerinin mevcut krizi daha başarılı yönettikleri görülüyor. Yine de birçok hükümetin, sağlık sistemlerinin, eğitim sistemlerinin, nasıl hazırlıksız yakalandıklarını da hep birlikte tecrübe ettik. Her ne kadar teoride her türlü krize hazırız imajı verilse de, beklenmedik durumlar tüm sistemi kilitleyebiliyor. İhtiyacımız olan şey, çok geçmeden “yeni bir dijital dönem”. Dijitalleşme, sözde bir dijitalleşme değil, mevcut krizi ve gelecekteki olası krizleri hafifletmemize yardımcı olacak bir dijitalleşme, toplumsal dayanıklılığı, refahı arttıracak, hayatı kolaylaştıracak bir dijitalleşme. MEVCUT MODELLERİN OPTİMİZASYONU VE ALT YAPILARDAN,YENİ DİJİTALE Devlet kurumları ve belediyeler de dahil olmak üzere birçok kurum ve kuruluş, eski organizasyon modellerini, geçmiş sistemleri optimize etmek için dijitalleşmeyi kullandı. Dijitalleşme yolculuğunda daha gelişmiş olanlar, dijitali daha önceden tercih edenler, o moda daha kolay geçmiş olanlar, mevcut krizi karşılamaya en hazır olanlardı. İletişim altyapıları ve ağlarını güçlendiren toplumların dijital dönüşümü hızlandıracağı ve krizi daha hafif atlattığı görüldü. Planlama, harekete geçme ve uygulama metodunun doğruluğu ispatlandı. ESNEKLİK Koronavirüs dalgası henüz geçmese de, kişisel ve toplumsal sağlığımızı, ekonomik ve toplumsal mekanizmalarımızın ne kadar (yeniden) savunmasız olduğunu keşfetmemizi sağladı. Sürekli bağlantı halinde kalmak her şeyin önüne geçti. Bilgi, veri, analitik değerler, etkili toplum iletişimi, bunların hepsi her zamankinden daha değerli ve önemli hale geldi. Her alanda esnekliğin, aslında bir B planına sahip olmanın, alınan darbeleri nasıl yumuşattığını hatırlamamızı sağladı. SAĞLIK VE HİJYEN Coronavirus şüphesiz halk sağlığı ve hijyen alanındaki yeniliklere olan talebi tetikleyecektir. Sıfır dokunuşlu bina erişimi veya asansörler, sağlık durumunun dijital yollarla kendi kendine izlenmesi ve dijital olarak bilgilendirilmiş hiper lokal dinamik karantinalar, neyin takip edileceği ile ilgili öngörülen örneklerden sadece birkaçı. İsteyerek vazgeçtiğimiz özgürlüklerimiz neticesinde kısıtladığımız hareketlerimiz aynı zamanda dijital benliklerimize, verilerimize, akıllı telefonlarımızın bulunduğu yere, küresel iletişim orkestrası üzerinde çalışmaktadır. Artık dijital sıçramalara hazırlıklı olmalıyız. Ancak bunlar güvenebileceğimiz sıçramalar olmalı. Bu da şimdi kendimiz ve toplumumuz için kurmamız gereken yeni dijital çağın bir parçası olacak.