Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

CİĞERLER ALEV ALEV YANIYOR

Adına ister küresel ısınmanın oluşturduğu iklim felaketleri deyin, ister ihmal ister kader ister sabotaj ne derseniz deyin ortada bir gerçek var ki o da ülkemiz son yılların en büyük felaketlerini peş peşe yaşamaya devam ediyor.

Sadece ülkemiz mi Dünyanın birçok ülkesinde farklı felaketler yaşanıyor.

Mesela bizde mevsim gereği orman yangını ve seller başka ülkelerde farklı felaketler baş gösteriyor. Ancak kimi ülkede savaş kimi ülkede salgın vs vs olarak farklı felaketler yaşanıyor.

Konumuza girmedin önce şunu belirteyim ki; Dünya artık o hale geldi ki masumların Dünya ya karşı yok edildiği bir dönemde yaşıyor olmak, hayattayken kıyameti yaşamak gibi geliyor.

Daha sütle tanışmamış bebeklerin bombalar altında yok edildiği bir hayatın içinde kendimize bir yaşam belirlemiş yaşıyoruz.

Lanet okumaktan öte gidemediğimiz soykırımcı terör devletinin katliamları artarak devam ederken var olan sessizlik ve yetersizlik bizi kahreden başka bir boyut.

Elbette tüm bunların hesabı hadiste de belirtildiği gibi:  “Kıyamet gününde, haklar sahiplerine mutlaka verilecektir. Hatta boynuzsuz koyun için, boynuzlu koyundan kısas alınacaktır”  sözünün yaşanacağı o gün gerçekleşecektir.

O nedenle bugün hayattayken yapabildiğimiz her ne varsa yapmakla sorumluyuz diye düşünüyorum. Bunlardan yola çıkarak şimdi geleyim konumuza…

Gün geçmiyor ki yeni bir yangın haberi olmasın, gün geçmiyor ki izlediğimiz görüntüler aldığımız haberler ciğerimizi yakmasın.

Daha geçen hafta Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde çıkan orman yangınını söndürme çalışmaları sırasında alevlerin arasında kalan 10 canımız şehit oldu. Vatan toprağını, ormanlarımızı korumak uğruna can veren bu fedakâr kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Ülke olarak bu acıyı bağrımıza basarken hafta sonu yine birçok bölgeden yangın haberleri gelmeye devam etti.  Ankara Eymir, Antalya, Gazipaşa, Mersin Silifke, Antalya Serik’teki orman yangınlarının yanı sıra Karabük Safranbolu, Uşak Sivaslı, Kahramanmaraş Onikişubat, Bursa Harmancık ve Bursa Kestel’den de acı görüntüler geldi. İlerleyen sürede Bursa’nın Kestel ile Gürsu ilçeleri arasında başlayan orman yangınının, rüzgârın etkisiyle Karahıdır Mahallesi’ne ulaşması ve köyleri alev çemberine alması yüreklerimizi ağza getirdi. Bursa tarihinin en büyük yangını olarak yorumlanan bu durum NEDEN’leri tekrar gündeme getirmiş oldu.

İklim değişikliğinden insan ihmallerine, yetersiz planlamadan altyapı eksikliklerine kadar birden fazla faktörün olduğu bu yangınlar, ülkemizin akciğerlerini bir bir yok ediyor.

Mesela baktığımızda son verilere göre, Türkiye’de orman yangınlarının her yıl daha da arttığı görülüyor. 2020 yılında 2.957 orman yangını kayıtlara geçerken, 2021’de bu sayı 3.500’e seviyesine ulaşmış. Bu artış, Türkiye’nin yangınlara karşı savunmasız hale geldiğinin açık bir göstergesi. En riskli bölgeler ise Ege ve Akdeniz kıyıları. Yükselen sıcaklıklar ve devamındaki kuraklık, yangın sezonunun daha erken başlangıç vermesine ve daha da uzun sürmesine sebep oluyor. İklim değişikliği, yangınların hem sayısını hem de şiddetini ciddi oranda artırıyor.

Bir diğer dikkat çeken konu ise özellikle uzmanların görüşüne göre Türkiye’deki orman yangınlarının %80’inden fazlası insan sebebiyetli olmasıdır. Böylesi bir durumda yapılan müdahaleyi de etkileyen faktörler oluyor. Ters esen kuvvetli rüzgârlar ve engebeli arazi koşulları gibi faktörler söndürme çalışmalarını tam tersine çevirebiliyor. Tabi bunlarla birlikte orman yangınları, sadece canları, ağaçları değil, tüm ekosistemi de yok ediyor. Karbon salınımı artıyor, toprak verimliliği düşüyor, su kaynakları zarar görüyor ve canlı türleri habitatlarından oluyorlar.

Yani sözün özü bu felaket öyle bir felaket ki hem canları hem yaşamı hem de geleceği etkiliyor. Bizler bu felaket karşısında önlem ve tedbirimizi almanın ötesinde bu alanları korumakla da görevliyiz. Sadece uyarıyla bu iş olmuyor. Aynı zamanda müdahale de gerekiyor.

Rabbim bu bölgelerde bu felaketle karşı karşıya olanlara yardım etsin. Ülkemizi cennet vatanımızı korusun ve bu felaketlere yol açanları da ‘kahru perişan’ etsin.

Amin…

Kaynak: Muhammet Gümüş

0 0 0 0 0 1
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Alacabel Tüneli yoluna girdi, bir sözde Vekil Altunyaldız’dan… 

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 1

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.