Konya AÇIK 25°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

İyi ki varsın, Sosyal Medya!

İyi ki varsın, Sosyal Medya!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

Sevgili Sosyal Medya, sen olmasaydın ne yapardık bugünlerde. Kime hava atardık, kime çatardık, kimlere gösteriş yapardık!
Cansın sen can! Cankurtaransın! Muhteşemsin! Bülent Ersoy’un dediği gibi, fevkaledenin fevkindesin!
Beğenisin, yorumsun!
Millet eteğindeki taşları, pardon içini döküyor içini!
Sanal alemin söz taşlarını savurmaya, savurtmaya, sebepsin, vesilesin!
Geçiştirmesin, savuşturmasın, yalandan da olsa, söz temsili de olsa, teşbihte hata olmasın da dense, en azından yarım elma gönül almasın!
Sanal alemin taşlarıyla, kaleden kaleye Şahin uçurdum der gibi taşlanan, haşlanan, laf çarpılan, laf giydirilen bütün yollar senden geçiyor!
İmalı sözlerin daniskası, sövmenin kısaltması, argonun şahikası sende!
Bilgisayarların ve telefon tuşlarının ağzı dili olsa da bir konuşsalar!
Bana yine giydirmişler diyenler, öfkeyle sanal alemin uçsuz bucaksız deryasında küfür edebiyatının yakası açılmadık, güneş yüzü görmemiş öyle laflarını sıralıyorlar ki, tuşlar çat..çat… sesinden kırılıyor sanıyorsunuz!
Birde bunun paylaşılması var tabi…
Dosta düşmana karşı, duyan duymayan kalmasın diyerek birde paylaşılıyor.
Sosyal Medya, sosyal içerikli konulara karşı da oldukça duyarlı ve hassas!
İnsanlar, oturdukları yerden, bazen vicdanını rahatlatıyor, bazen ilgili kimse yok mu diye çağrı da bulunuyor, bazen yardım istiyor, bazen yardım bekleyenlere yardım ulaştırıyor!
112 Hızır Acil gibi olduğu durumlar az değil!
Dilekçenin, başvurunun yerini alalı çok oldu.
Çok oldu amma, başvuru sahibi kendi bizzat gelmezse, elinde imzalı evrakı olmazsa, sanal alemden yapılan itirazlar, başvurular, göndermeler ve şikayetler kabul değil mevzusu görünür-görünmez gündemin ilk sıralarında!
Çünkü, sanal diye mi, aldırma yalan diye mi, bakanda yok, çare bulanda!
İnsanlar arızaları, aksaklıkları, o andaki haliyle çekip, iki satır yazı ile ulaşabildikleri her yere ulaştırıyorlar.
Bu da mı yalan diye de paylaşım denilen harika bir yolla ulaşamadıkları hiç bir yer kalmıyor!
Ne kadar paylaşıldığını, kaç kişinin görüp, okuyup bilgi sahibi olduğunu tahmin bile edemiyorsunuz!
Ancak, konu ile ilgilenmesi gerekenler konusu az biraz karışık!
Onlarda sosyal medya kullandıkları halde, görmedik, bilgi sahibi değiliz, bizi bir bilgilendiren, gereğini yap diyen olmadı diye işin içinden sıyrılma gibi eşsiz, az bulunur ve az rastlanan bir gerekçeye sığınma peşindeler!
Amma velakin, yayınlanmış, paylaşılmış, sağır sultanlara bile ulaşmış kalmış resimler ve tespitler var!
Herşeyden kaçabilirsiniz, ancak sosyal medyanın tespitlerinden asla, diyenler, haklarını aramaya devam ediyorlar!
Duymadım, görmedim, bilmiyorum denen mazeretlerin ardına sığınmanın da artık bir esprisi kalmadı.
Onun için ya susuluyor, ya da tamam denip işe bakılmıyor.
Telefonlara bakanlar, şikayetçilerin adını soyadını telefonunu ve şikayetlerini alıyorlar, en kısa zamanda size döneceğiz diyorlar, dönen de yok, sözünü yerine getirende!
Bu konular da sosyal medyada anında yer alıyor.
Sosyal medya her anını paylaşanlarla da dolu. Adam evden çıkarken, arabaya binerken, çay içerken, bir abim gelmiş, hoş gelmiş diyerekten, öğle yemeğinde ne yediğine, ne içtiğine varıncaya kadar velhasılı kelam bütün bir gününü neredeyse paylaşıyor. Beğeniler, yorumlar, gırla gidiyor.
Bunu adına ne diyeceğiz, sosyal medya görgüsüzlüğü mü?
Sosyal Medya hastalığı mı?
Kendini sevmenin sosyal medya ile anlatımı mı, kendini beğenenlerin, kendilerini beğendirme adına uyguladıkları değişik bir metot mu, kendini anlatamayanların, ifade edemeyenlerin sosyal medya ile aşka gelmesi, cesaretlenmesi mi?
Sosyal medya vasıtasıyla duyurular yapanlar, ticaretlerini, yaşantılarını, siyasi faaliyetlerini, beklentilerini paylaşanlar az mı?
Demokrasi meydanlarında hemen her gece, vekillerle, başkanlarla, hatırı sayılır insanlarla verdiği onlarca pozu anında paylaşanları unuttunuz mu?
Sosyal Medya sayesinde unutulmak, gözardı edilmek, hatırlanmamak diye bir şey yok artık!
Selfiler, değişik mekanlarda verilmiş pozları paylaşmalar, ben buradayım, görün beni, fark edin beni, ya da yıkılmadım ayaktayım diye göndermeler yapmalar, hatırlatmalar için Sosyal Medya vazgeçilmezlerin en başında.
Dün yüzünü size çevirmeyenler, döndürmeyenler, kimseyi dinlemeyenler, yükselen tepkileri görerek dönüyorlar, ilgileniyorlar, en azından haberleri olduğunu biliyorsunuz, şehirle ilgili ne türlü şikayetlerin var olduğu hususunda!
İyi ki varsın, Sosyal Medya! Olmasan nasıl ulaşırdık ulaşılmaz sanılan, bilinen, erişilemeyen tepelere, dağlara!

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Sonbahar Duyguları

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0