Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

“ECEVİT MAVİSİ: GENÇ BÜLENT’İN İZİNDE”

Daha önceki bir yazıda eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in Anılarını yayınlandığı kitap hakkında kısaca bahsetmiştik. (https://www.yenimeram.com.tr/kitap-tanitimi-ecevitin-anilari-491403.htm) Ecevit’in doğumunun 100 yılına armağan olarak Derya Tamdoğan Ataseven tarafından kaleme alınan “ Ecevit Mavisi Genç Bülent’in İzinde”  başlığını taşıyan yeni bir kitap Hümanist Yayınlarında okuyucuya sunulmuştur (İstanbul, Ocak 2025).  Sanırım daha önceki yazımdan dolayı adıma bu kitap gönderildi. Biz de kısaca kitabın değerlendirmesini yapmak isteriz.

Kitaba “Ecevit Mavisi” ismi verilmiş, bir zamanlar Ecevit’i simgeleyen mavi gömlekten dolayı… Ecevit Robert Koleji’ni bitirmiştir, bu okuldan mezun olduktan sonra lise arkadaşı Tunç Yalman’a yazdığı ve sonradan derlenen “Hayat Dalgalar Gibi Üstümüzden Geçecek” adlı kitaptaki mektuplarda ilgilendiği ve arkadaşına okumasını önerdiği kitaplar üzerinde çalışılmıştır. Yazar bu eserleri incelemiş, hatta arşivlere gidip üzerlerinde çalışmıştır.

Tunç Yalman, Muhsin Ertuğrul’un öğrencisidir ve 1957-1958 yıllarında Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü yapmıştır.

Ecevit, Türk siyasi hayatında, tek parti dönemi şefi, cumhurbaşkanı İnönü’den sonra CHP’ye genel başkan olmuş, daha sonra da bakanlık, başbakanlık yapmış ve Demokratik Sol Partiyi kurmuş bir siyaset adamıdır. Böyle bir kişiliğin gençlik yıllarında yetişme tarzı ve yetişme kaynaklarını değerlendirme bakımından kitap, dikkate değer bir çalışmadır.

Kitap, siyasi amaçla kaleme alınmamıştır. On dokuz yaşında hayata yeni atılan bir gencin arkadaşına yazdığı mektuplarda önerdiği kitaplarla onun zihniyet dünyasının şekillenmesi adeta keşfedilmeye çalışılmıştır. İlk olarak, metafizik şiir akımının temsilcisi John Donne’nun seçilmiş şiirlerinden başlamıştır. Donne, en ilginç aşk şiirlerini yirmi beş yaşından önce yazmış, sonra din adamı olunca bunları yakmaya kalkmış. Şairin hem din adamı hem de karşı cinse aşkı üstün tutması gibi bir özelliğinden bahsedilir. Ecevit’in Varlık Dergisi’nin müdavimi olduğu anlaşılmaktadır. Sonra Faik Baysal’ın Sarduvan romanı: yabancı kültürlere özenilerek yazılmış romanlar yerine kendi insanımızı ve kültürümüzü anlatan eserlerin daha anlamlı olması üzerinde durulmuştur. Yine kötülüğün cehaletle açıklanmasından ziyade, vicdan ve merhametle ilişkisi vurgulanmıştır. Ecevit’in pozitivist olmadığı, metafizik konulara önem verdiğini anlamaktayız. Nitekim Kolej yıllarında Hintli şair Rabindranath Tagore’un şiirlerini (ilahileri) Türkçeye çevirmiştir. Yine eski Japon şiiri (haiku) türünde şiir yazmasına temas edilmiştir.

Ecevit’in, bir dersi geçmek için jeoloji hocasından ders alması ve bunu “Jeolog” şiiriyle pekiştirmesine de yer verilmiştir.

Sait Faik de takip edilen yazarlar arasındadır. Sarduvan’da bir köyün Baragan’da (Panait Istrati) ise sefaletten dolayı bir halkın belinin bükülmesi işlenmiştir. “Halka cehennemi yaşatan toprakları ellerinde tutan köy ağalarıdır.”

Ecevit’in siyaseti seçmesinde ailesinin etkisinin de olduğuna yer verilmiştir. Ancak siyaset adamının siyasetten başka dünyasının da olması gerektiği; siyaset dışında da dünyaya bakması ve siyasetten ayrılan birisinin dünyasının yıkılmayacağının anlaması için insana odaklanması Ecevit’in sözleriyle ifade edilmiştir. Bülent Ecevit’in Rahşan Hanımla çok genç yaşta evliliği ve hayat boyu mutlulukları da vurgulanmıştır.

Ecevit’in siyasetteki köykentlerin izini yazar, Jean Giono’nun pastoral romanlarından esinlenmesine bağlamıştır.

T.Wilder’in Androslu Kadın romanını önermesinden dünya vatandaşı olan ve her coğrafyayı tanıyan bir karakteri hatırlatmıştır.

“Derhal koleje gidip Swift hakkında Van Doren’in kitabını al oku” der, Ecevit. J. Swift aslen İrlandalıdır ve İngilizlerin onlara kötü davrandıklarına inanır. Yazar, Lilliput ve Blefuscu arasındaki ilginç bir tartışmaya yer verir: Lilliput halkı haşlanmış yumurtayı sivri tarafından kırarak yemeyi tercih eder; Blefuscu halkı ise yuvarlak tarafından… bu farklılıktan dolayı iki ada halkı uzun yıllar savaş halinde olmuş…

Mitolojik bölüm de kitapta yer alıyor: Zincire vurulmuş Promete. Burada Batı kültürünün Anadolu’daki kaynakları üzerinde durulmuştur.

Resim konusu, B. Ecevit’in annesinin Sanayi-i Nefise’nin ilk kadın ressamları arasında olması ve uzun yılar resim öğretmenliği ile ilişkilendirilmiştir. Müzikle ilişkide Ahmet A. Saygun’un Yunus Emre oratoryosu önermesidir.

  1. Ecevit ve arkadaşları tarafından kurulan Helikon Derneği macerasına yer almıştır. Bu dernek adını, güzel sanatların esin perilerinin yaşadıkları kutsal dağdan almıştı. 6-7 Eylül olaylarıyla ilişkilendirilmiş ancak sorgulamalardan bir şey çıkmamıştır.

Sıkıntılı döneminde isyan etmemek için A. Noyes’un (Mechul Tanrı) şiirinden bahsedilmiştir.

Arkeoloji, sanat tarihi, mimari gibi alanlara yer verilmemiş, belki de gençliğinde bunlara fazla rağbet etmemiştir. Ya da bu kitapta yer almamıştır.

Ecevit’in lise yıllarında ve Doğu Türk ve Doğu klasiklerine ilgisi konusundaki bilgiler yer almamaktadır.

 

Burada dikkate almamız gereken bir husus, Türkiye’deki yabancı liselerin müfredatında Türk edebiyatıdır, çünkü yabancı liseler kendi ülkelerinin dillerine ve kültürlerine öncelik vermektedir. Bu liselerden mezun olanların da belki yabancı dilleri ve kültür bilgileri artmakta ama, kendi kültürleri hakkında yeterli bilgileri olmamaktır. Aslında bu sıkıntı sadece yabancı liseler için olmayıp, diğer yerler için de söz konusudur. Nitekim Anadolu medeniyetlerini, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerini bilmeyip milletin başında olanların sayısı az değildir.

Kitapta Ecevit’in aile ve çevresi ile ilgili bilgiler mektuplarındaki belirttiği şahıslarla sınırlı tutulmuştur. Resim konusunda annesinin ressam olmasından dolayı değer verilmekle beraber babası veya dedesi ile ilgili bilgiler ya da kendisinin yetişmesini ve etkili olan konular doğal olarak yer almamıştır.

 

Ecevit’in doğumunun yüzüncü yılında hem bir döneme hem de ülkenin yetiştirdiği bir şahsiyete dikkat çekmesi bakımından yapılan çalışmayı kutlamak gerekir.

 

Kaynak: Adem ESEN

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

NE OLACAK BU CHP’NİN HALİ!

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0