YANGIN BİLMECESİ

Türkiye, son günlerde şehirlere yakın bölgelerde meydana gelen orman ya da çalılık alanların yakılması ile ilgili bir muammayı konuşuyor. Yanmış bir tavşanın o fotoğrafı kalbimizi dağladı! Çıkan ya da çıkarılan ve kim tarafından çıkarıldığı tam olarak belli olmayan yangınlarla ilgili bir belirsizlik var. Türkiye’de 4 farklı şehirde; Hatay, Osmaniye, Trabzon ve Maraş’ta yangınlar çıktı. Yangınların en yoğun görüldüğü şehir de Hatay ilimizdi. Şu anda ekim ayının ortalarına yaklaşmış durumdayız. Mevsimsel sıcaklıklar orman yangınlarına zemin oluşturacak kadar yüksek değil. Ayrıca aynı anda, farklı illerde ve farklı noktalarda yangınların çıkması da tesadüf, piknik ateşi ve kendiliğinden çıkmış olma ihtimallerini azaltıyor.
Yangınlarla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli, “Çok ciddi bazı kaygı ve düşüncelerimiz var. Şu anda önceliğimiz yangının kontrol altına alınmasını sağlamak ve yangını söndürmek. Bazı görgü tanıklarının olduğuna dair söylemler var” demişti. Bir taraftan Hatay Valiliği soruşturmayı derinleştirirken diğer taraftan da yangın bölgeleri havadan İHA’larla denetleniyor. Dört yangın şüphelisi gözaltına alınırken, 2’si savcı tarafından serbest bırakıldı. Son bilgilere göre de 2 tane daha şüpheli var.
Son durumlara göre yangınlar kontrol altına alındı. Soruşturma derinleştirilerek somut bilgilere ulaşıldığında sorumlular hakkında gerekli cezai müeyyideler uygulanır.
Burada bir çarpıcı konu da, terör örgütü ya da örgütlerinin insanları yıldırma ve baskı altına alma adına bu tür tehlike saçan olayları sahiplenmeleridir. Türkiye Cumhuriyet Devleti, terör unsurlarının üzerine kararlılıkla gitmekte. Gitmeye devam ediyor ve edecek de…Türkiye, 1974 Türkiye’si değil! Ambargolardan dolayı, belki de Kıbrıs Barış Harekatı’nda yapamadıklarımız vardı. Şimdi öyle mi? Bir taraftan Libya, diğer taraftan Doğu Akdeniz, Suriye ve son olarak da Azerbaycan ve Karabağ’da farklı şeyler olmakta. Terörist devletlerin problemi şu: Türkiye’yi istedikleri gibi yönlendirememek. Türkiye içinde ve dışında destek verdikleri ve finanse ettikleri terör örgütlerinin başarılı olamaması… Zira Türkiye, teknolojik silahlarıyla bu örgütlerin tepelerine iniyor.
Acaba sahada, terör yuvalarında ve inlerinde kıstırılan terör unsurları, çaresiz mi kaldı? Silahı, teröristi azalan ve can güvenliği kalmayan terör unsurları mücadele ettikleri sözde stratejilerini mi değiştirdiler? Son aylarda terör örgütlerinin kayıpları, Diyarbakır annelerine katılımlar ve ikna yöntemiyle güvenlik güçlerine teslim olan teröristler… Takati, gücü kesilen örgüt, sansasyon peşine düştü galiba.
Türkiye’nin aleyhine daha önceden büyükelçi katliamları, sonraları yurt dışında kamplar, şehir merkezlerinde canlı bomba eylemleri vs. vs. vs. derken, şimdi de yangınlar…
Akla ziyandır: Ermenistan’ın silahlı çeteleri Azerbaycan’daki sivil yerleşim birimlerine saldıracak ve sivilleri katledecek, siz de sözde örgüt mensubu 300 kişiyi gruplar halinde Ermenistan’a göndereceksiniz. Unutmayın, sizi de ininizden çıkartmayan Türkiye yapımı İHA ve SİHA’lar, yardımına koştuğunuz Ermeni çete askerlerine göz açtırmıyor; tankını, topunu ve askeri teçhizatını felç etmiş durumda. Şimdi ise ateşkes ile Azerbaycan kuvvetlerinin geri çekilmesi için yalvarıyorlar. Ancak ne askeri arenada takati kaldı, ne de uluslararası camiada destek bulabildi. Tüm dünya devletleri, Karabağ’ın Ermenistan işgali altında olduğunu kabul etti.
Şayet yangınlarla alakalı terör örgütü şüphesi ya da kabullenmesi devlet tarafından açıklanırsa; yazıktır, ayıptır. Terör koridoru oluşturmak ve dünyada terörist devlet olarak nam salmış İsrail’in güvenliğini sağlamak adına paravan olarak kullanılmaktasınız! Sizinle işinin bittiğini anlayan sömürgeci devlet, bir gün gelir ki ağa babanız gibi sizi bırakıverir.
Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devletinin her karış toprağını korumak adına canını verir, başka da bir şeyini vermez!