ORUÇ VE RAMAZAN BAYRAMI

İşte, yüce dinimizin, İslam alemine ve hatta bütün insanlığa yeni bir sosyal hizmeti. Mübarek Ramazan ayı boyunca tutulan oruç ve onun sonundaki “ramazan bayramı”. Orucun ve bayramın, dinimizin 5 şartından biri olduğunu söylemeye gerek yok. Ancak oruç tutmanın, topluma faydaları yanında, bireysel olarak da bir çok faydası olduğunu biliyoruz. Şöyle ki: 1- Oruç tutan insan, öncelikle dini vecibesini yerine getiriyor. Bunun manevi huzurunu yaşıyor. 2- Sağlığımız yönünden orucun faydalarını tıp kabul ediyor. Oruçta sindirim sistemi dinleniyor. Metabolizma hızlanıyor. Metabolizma, yediğimiz besinlerin değişimle enerjiye dönüşmesi olduğuna göre, bunun hızlanması kilo verme ve uzun yaşama yolunu açıyor. 3- Oruç, insanın açlığa karşı koyma direncini arttırıyor ve insana sabır aşılıyor. Bağışıklık sistemini geliştiriyor. Mevlana (1207-1273) “çıkacağım makama, sabrı merdiven yaparım” diyor. 4- Oruç insanların zenginine, fakirine açlık duygusunu tattırarak önemli bir sosyal bilincin oluşmasına yardım ediyor. Bir hadis-i şerif, “bedenin zekatı açlıktır” der. 5- Son yıllarda, yerel idarelerin toplu iftarlar tertiplemeleri, insanlarımız arasındaki kaynaşmayı kolaylaştırıyor. Bütün bunların ötesinde, insanlarımız bu mübarek ayda, birbirlerine karşı daha hoşgörülü, daha sakin oluyorlar sanki. Belki de siz, bu ayda yabancı şehirde, yol sorarken, ötekiler ‘hadi hadi’ diye korna çalmayacaklar. Belki de, yaşlılara ayrılmış otobüs koltuğunu işgal eden üniversiteli gençlerim, bu ayda onu yapmadıkları gibi kendi yerlerini onlara ikram edecekler. Ne dersiniz? Dudaklarının arasından, cılız bir sayın dedikten sonra, rakibine olmadık hakaret sözcüklerini (yalancı, şerefsiz, cahil, aşağılık, pislik vs gibi) sıralayan politikacım, belki de, “aynı vatanın çocuklarıyız, düşmanımız çok, birlik olmalıyız, rakibim güzel şeyler yapacağını söylüyor, bizi seçerseniz, biz daha güzelini yapacağız,” demeye başlar, bu mübarek ayda, ne dersiniz? İmkansız mı? Bence, bayramına hazırlandığımız bu oruç günlerinde bu manzaraları görebilmeliyiz. Siyasi politikacılarımız bu kadar akılsız olamaz diyorum. Düşünmesi lazım. Yakında seçim var. Millet bu güzel sözlere acıkmış, kavgadan, bağırtılardan bıkmış, onları, esas bu ölçülü, vicdanlı sözler etkiler. Hayır! Bağırmaya devam ediyorlar. Rahmetli Komedyen Celal Şahin’in (1925-2018), eski şehirlerarası telefon görüşme taklidinde, “yavv, tavukları demiyorum, pamukları diyorum, ben bağırıyorum, sen de bağır” demesi gibi. Bağırın bakalım, sayın parti liderleri! Kendi bağırmalarınız yetmezmiş gibi, tempoyla halkı da bağırtıyorsunuz. Bağırın bakalım. Unutmayın ki, haksız olan çok bağırır. Sayın liderler, bu bağırmalar arasında duyar mısınız bilmem? “Bayramınız kutlu olsun, Allah milletimize ağız tadı nasip etsin.” Saygılarımla.