Konya
°C
Yeni Meram

Kendi gücümüzü bilelim…

Kendi gücümüzü bilelim…- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
15.06.2020 01:54
14.06.2020 15:06
0
5440
ABONE OL
Geçmiş tarihe bakıldığında millet olarak standart bir yaşam tarzımız, belirli bir ekonomik durumumuz ve neyi üretip neyi üretemeyeceğimizle alakalı kriterlerimiz vardı. 'Süper güç' diye adlandırılan devletlerin üzerimizdeki baskısı her ne kadar kendini aleni göstermemiş olsa da ekeceğimizden dikeceğimize, işleyeceğimizden yapamayacağımıza kadar her şeye müdahaleleri söz konusu olmuştur. Yani millet olarak ne zaman iyi bir şeyler yapacak, üretecek olsak karşımıza hep engeller çıkmış ve pasifize edilmişizdir. Bilim adamlarımızdan tutun, sanayicilerimize kadar her alanda geçmiş dönemlerde birçok komplo teorilerini duymuşsunuzdur. Savunma sanayi, makine sanayi ve kimyasal alanda yapılacak çok önemli yatırımlar ve atılımlar hep 'dış güç' diye adlandırılan etkenlerle engellenmiş ve başarısızlıkla sonuçlanmış. Tam da burada bizim nasıl pasifize edildiğimizi özetleyen güzel bir kıssadan hisseyi paylaşmak istiyorum. Kıssa şöyle; “Günün birinde dört tavuk, bir kartal yuvasına gidip bir yumurta çalarlar. Yumurtayı kümese getirdiklerinde, diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşünür. Zaman geçer, yumurtayı getirenler de unutur; onlar da bu yumurtanın büyük bir tavuğa ait olduğuna inanırlar. Günün birinde kuluçkaya yatan bir tavuğun altındaki o yumurta kırılır. İçinden simsiyah kanatlı, ilginç gagalı 'tuhaf bir tavuk' çıkar. Herkes şaşkın ama mutludur; böylesini ilk defa görmüşlerdir. Anne tavuk, yavrusuna dersler vermeye başlar: "Bak yavrum, yerden bulduğun böceği şöyle ye! Arpayı buğdayı böyle ye!" Anne tavuk her geçen gün yeni şeyler öğretir yavrusuna; tehlikelere karşı nasıl davranılacağını da.. Büyük yumurtadan çıkan ilginç gagalı yavru tavuk, annesinin her söylediğini yapmakta, büyüdükçe de güzelleşmektedir. Oldukça uzun kanatları vardır. Diğer tavuklar, onun kanatlarına kıskançlıkla bakmaktadır. Bir gün anne tavuk yavrusuna havadan gelen tehlikelere karşı kendini nasıl savunacağını anlatırken yavrunun gözü, gökyüzünde çok yukarılarda süzülerek ihtişamla uçan başka bir canlıya ilişir. "Anne bu ne?" diye sorar. Anne tavuk; "Ha o mu? O kartal yavrum, kuşların padişahı." "Ne de güzel uçuyor!" deyip iç geçirir yavru tavuk. "Evet yavrum. Ama sen sakın ona özenme! Asla onun gibi olamazsın. Senden önce baban, deden, amcan hepsi ona özendi ama hiç biri onun gibi uçamadı. Sen bir tavuksun ve ona göre hareket etmelisin" der. O günden sonra küçük tavuk, ömrü boyunca arka bahçede kartalın ihtişamlı geçişini izleyip iç çeker ve her defasında, "Keşke ben de bir kartal olup uçabilseydim." diye hayıflanır. Ve siyah uzun kanatlı büyük tavuk, bir gün ihtişamlı kartalı izlerken ölüp gider. Onu bir tavuk gibi defnederler. Oysa ölen bir kartaldır. Kıssadan hisseden anlaşılacağı üzere millet olarak bizleri aslımızdan uzak bir sistemle dizayn edenler artık kendi gücümüzün farkına vardığımızı da çok iyi görmeye başladılar. Özellikle savunma sanayi alanında son zamanlarda elde edilen başarılar,  bir yerleri çok ciddi derecede rahatsız etmeye başladı. Bunun yanı sıra sağlık, tarım, makine sanayi gibi alanlardaki eskiye oranla ileri seviyelere çıkmamız da rahatsızlığın hazımsızlığa dönüşmesine sebep oluyor. Elbette kendi gücümüzün farkına varıp uyanmamız kolay olmuyor ancak şöyle de bir durum var, geçmiş dönemdeki stabil yaşam tarzını benimseyen kitlenin bugün o stabillikten çıkması ister istemez farklı bir tepkiyle kendini gösteriyor. Her doğumun sancılı olduğunu unutmadan, kendi gücümüzün bilinci ile geçmişimizin başarılarını gelecekte daha yükseklere çıkartmak için birlik ve beraberlik içinde mücadelemizi sürdürelim. Kalın sağlıcakla…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.