GERÇEĞİN YAKICILIĞI

“Ateşin yakıcılığı herkesin bildiği bir şey. Konu hakkında söz açıldığında ağızların tadı kaçar ve sarsıcı bir ürperti vücudu kaplar. Özellikle Müslüman muhayyilesinde ateş cehennem demektir ve bu nedenle her zaman korkutucu olmuştur.Bir de gerçeğin yakıcılığı vardır ki, ateşten daha güçlüdür lakin hep ıskalanır. Çünkü toplumun muhayyilesinde ateş gibi yer tutmaz.” Bu satırları rahmetli Aliya İzzetbegovic'in İslam Dekorasyonu adını verdiği çalışmasını okurken yazdım. Ateşten çok daha tesirli olan "gerçeğin yakıcılığı”dır. Sanırım bu nedenle zavallı insan gerçeklerden kaçmaya çalışır. Ama kaçmak kurtulmak değildir. Her türlü uyuşturucu bağımlılığı ve alkolizm gerçeğin yakıcılığından kaçış için uydurulmuş çıkış yolu gibidir. Ama burası çıkmaz sokak veya çıkmaz yoldur. Maceraperestler ve romantik idealistler bilinçli olarak gerçeğin yakıcılığını görmezden gelirler ama gerçek onları da sürükledikleri kitleleri de yakar. Sözü daha fazla uzatmadan bizim yakıcı gerçeğimizle yüzleşmek üzere sözü ehline, Aliya 'ya bırakıyorum. *Din söz konusu olduğunda insanları genel olarak, inanan ve inanmayan olarak ayırırız. Bu ayrım çok sathi ve basitçedir. Bunun içinde en kalabalık olan, üçüncü topluluk eksiktir. O topluluk kendini inanmış sayan ve öyle ifade eden fakat hakikatte öyle olmayan kimseler topluluğudur. Onlar az ya da çok ibadet eden, bayramları kutlayan, dinin ritüellerini, adetlerini, sembollerini yerine getiren, fakat savaş alanından hemen kaçan, ticarette soğukkanlı olarak aldatan, vicdan azabı duymayan, başkasının sırtından geçinen, bin yıl yaşayacakmış gibi hayatlarını; mallarını, makamlarını kaybetmemek için korkuyla kendilerinden güçlü olanlara esirmişçesine yalakalık yaparak geçiren kimselerdir. Bu tip insanların belirgin özellikleri korkudur. Hayat için, makam için, mal için korku. Bir GÜÇ SAHİBİ VE YA HÜKÜMETİN desteğini kazanmak için çabadır onların yaptıkları. Bütün bu korkuların arasında bir tek korku eksiktir: ALLAH KORKUSU... Bu ruhla ve böylesine belirsiz ve ikiyüzlü atmosferde kendi nesillerini büyütürler.