BEĞENİ ŞEBEKLİĞİ…

Geçen hafta gerçekleşen bir rezalet, güzel şehrimizin isminin olumsuz olarak gündeme gelmesine neden oldu. Bildiğiniz üzere şehrimizde faaliyet gösteren Benefit Hayvancılık'a ait süt toplama merkezinde bir teknede 'süt banyosu' yapıldığını gösteren video ortaya çıkmıştı. Videonun gündem olmasının ardından ise Tarım ve Orman Bakanlığı, 'halk sağlığı ve gıda güvenliği'nin hiçe sayıldığını belirterek olay yerine ekip göndermiş, gerekli işlemlerin ardından iş yerini kapatmıştı. Tabi bu olay ve ardındaki gelişmeler de aynı önemde, gündemden düşmeden birbiri ardına geldi.  Yok firma kapatıldı, yok sorumlular tutuklandı vs. vs. diye devam edip gidiyor. Ancak olan yine koskoca bir şehre ve içindeki değerlere oldu. Ne diyordu üstat Necip Fazıl Kısakürek, “Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı. Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı.” Aynen böyle bu aşamadan sonra ne yapılırsa yapılsın, insanlar artık tükettiği ürünlere daha bir dikkatli bakacak. Bırakın bakmayı ismiyle, üretimiyle, ulusal marka olan değerlerimiz kendini bilmez ve amaçları Konya düşmanlığı olanların malzemesi oldu. “At çamuru, izi kalsın” mantığıyla yapılan saldırılar, şehrimizin yanı sıra ülkeye sağladığı katma değer ile önemli bir faydası olan firmalarımızın lekelenmesine de sebep oldular. Konya’mızın TORKU, Enka ve işini hijyenle, titizlikle yapan rezaletle alakası olmayan markaları iki kendini bilmezin yaptığı ‘şebeklik’ ile töhmet altında kalırken, bu rezil davranış aynı zamanda birilerinin ekmeğine yağ sürmüş oldu. Peki, tüm bunlar ne için? Sosyal medyada fenomen olmak adına, takipçi kazanıp iki beğeni fazla almak adına saçmalamaktan başka bir şey değildir. Zaman zaman manyak, sapık, dengesiz ve şerefsiz akımların yapıldığı sosyal medya platformlarında yeni çıkan uygulamalar toplumun da nereye gittiğini böylelikle aşikârca önümüze sermiş oluyor. Burada sosyal platformların bir iyi yanını da söylemeden geçemeyeceğim: Böylesi uygulamalar içimizdeki ruh hastalarını, dengesizleri, sapıkları ve daha birçok bozukluğu olanları gösteriyor. Çünkü olayın vahameti, icranın dışında savunmada da devam ediyor. Şüphelilerin kendilerini "O süt değildi, kazanları yıkadığımız deterjandı" savunmasının ardından yaptıkları “Dezenfektan teknesine sıcak su dökerek tekneyi hazırladım. Üzerimdeki kıyafetleri çıkardım. İç çamaşırlarımla teknenin içerisine girdim” açıklaması ise ‘özrü kabahatinden büyük’ dedirtecek cinsten. Artık bundan sonraki süreci yargı belirleyip karara bağlayacak ve hükmünü verecek; peki kayba uğrayan değerlerimizin hükmünü kim verecek, merak ediyorum.. *** Yazının son kısmını ise ‘ilahi adalet’ vurgusunun tecelli ettiği malum Amerika’daki seçimde yaşananlara ayırmak istedim. Yıllardır birçok ülkede yapılan seçimlere direkt veya dolaylı müdahale ederek ülke yönetimlerine yön veren ABD kendi seçiminde daha acınası durumları yaşıyor. 3 Kasım Salı günü başlayan ve büyük bir çekişmeye sahne olan ABD'nin seçiminde kazanan Demokrat Parti’nin adayı Joe Biden oldu. Barack Obama altında sekiz yıl başkan yardımcısı olarak görev yapan Demokrat Parti’nin adayı Joe Biden kazandı kazanmasına ama, mevcut Başkan Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın hedefinden kolay kolay çıkacak gibi görünmüyor. Yaşanan oy kaçırma ve usulsüzlüklerin peşini bırakmayacağını ve henüz kazananın olmadığını vurgulayan Trump, belli ki ABD’nin derin devletinin gözünden düşmüş. Ülkelere seçim yönlendirmesi yapan Amerika, şu kendi seçiminde çöplerden oy pusulaları aramaktan tutun da ölmüşlere kullandırılan oylara kadar birçok ilginçlikleri de tüm dünyaya göstererek ilahi adaletten payını almış oldu. Bakalım bundan sonraki süreç nasıl işleyecek. Kalın sağlıcakla…