Kılıçaslan Köşkü kalıntısının korunması için yapılmıştı. Bir süre sonra şehrin sembolü oldu. Konya ile ilgili fotoğraflarda, karelerde yer aldı. Yarım asrı aşkın cansiperane bir muhafaza görevini üstlenmişti.
Beton şemsiye kaldırıldı sevgili okurlar, değilse kahrından, üzüntüsünden, insanların var olduğuna aldırmaksızın yanından geçip gitmesinden de yıkılabilirdi.
Ancak yapmadı!
1961 yılından bugüne tam 55 yıldır hayatımızdaydı.
Emanete hıyanet etmemenin ne olduğunu anlayana, anlamayana ispat etti.
Şemsiye kavramına anlam kazandırdı.
Yağmurdan, kardan, tipiden, ayazdan, soğuktan, sıcaktan, doludan, fırtınadan, tarihi sevmeyenlerden, ilgisizlerden, bilgisizlerden yani hemen herşeyden korudu kendisine emanet edilen köşk kalıntısını.
Büyüklerimiz beton şemsiye kaldırılırken, tarihe tanıklık ettiklerini söylüyorlar.
Bizlerde neden bu kadar beklediklerine ve geç kaldıklarına tanıklık ettik!
Beton şemsiyenin kaldırılması sonrasında, tarihi köşk kalıntısının bütün ihtişamıyla ortaya çıkacağını söylediler!
Ah ihtişam ah!
Dün ikisi de yıkılsa kurtulsak diyenler vardı.
Görecekseniz, önümüzde ki yıla kalmaz yıkılır, bu şemsiye yıkılırken de, altındaki kalıntıyı da yıkar gider, ondan sonra koruyorduk, koruyacaktık, şöyle-şöyle projeler yaptırmaya tam da niyetlendiydik diyenler, bir yandan vah..vah…tüh…tüh…diyecekler, bir yandan da zil takıp oynayacaklar diye anlatılıyordu.
Bunların hiç birisi olmadı…
Proje, şemsiye ve köşk kalıntısı yıkılmadan imdada yetişti!
Şemsiye kalktı, tarih de, yıkılmadan kurtarsaydık diyenlerde derin bir nefes aldılar!
Bundan sonrası, biz kurtardık, biz yaptık, biz ettik, tarihe dokunduk, diye demeç ve açıklama yapma zamanı!
Onu da tanık olarak, başarı hanelerine yazılan puan olarak, geç kalmışlıklarını unutturma ve silme adına yapıyor arkadaşlar!
Merak etmeyin, tarih kimin ne yaptığını, ne ettiğini yazar bir kenara, ne unutur, ne unutturur!
Açıklamalar bir yana, tarihi kalıntı direnç gösterdi, bunca yüz yıldır ayaktayım, az daha dayanırım dedi adeta!
Beton şemsiye korkma dedi, sen dayandıktan sonra, bende seni korumaya devam ederim!
Beton şemsiyeyi kaldırmak için çalışan işçilere bugüne kadar görülmemiş bir iş güvenliği önlemi alındı.
Bu önlem, işçilerin kıyafetlerine öyle bir yansıdı ki, işçi güvenliği demek ki, böyle olmalıymış dedi herkes!
Beton şemsiye ve tarihi köşk kalıntısı Konya’ya bir şey daha öğrettiler!
Tarih olan insani değerleri, can güvenliği olmayan işlerde hiç bir önlem almadan çalıştırılan işçi kardeşlerimizin can güvenliğinin nasıl korunabileceğini ve sağlanabileceğini!
Beton şemsiye ile ilgili çalışmalar için oldukça uzun bir süre beklendi. Hatta ne için beklendiği dahi soru oldu soruldu. Şehir’de turizm rüzgarları esip, köşk kalıntısı göz önünde olunca, Kılıçaslan köşkünün son kalıntısı yıkılırsa, o yıkıntının altında kimin kalacağı belli olmaz diye düşünenler planlar, projeler çizdirip hiç olmadığı kadar hassasiyetler göstermeye başladılar!
Hiç kimse çıkıpta…
Hayırdır!
Bu ne gayret,
Bu ne tarih severlik?
Birdendire ne oldu?
Demedi!
Hiç kimse daha önceleri nerelerdeydiniz diye sormadı!
Bildiğiniz gibi aniden gelişen bir Kılıçaslan sevgisi, şehrimizi sardı, sarmaladı.
Bu şehri fethedenleri, Başkent yapanları, Kudüse kalkan olup, Haçlı Seferlerini durduranları, Anadolu’yu geçilmez yapanları bir anda hatırlayıverdi arkadaşlar. İşte tam da böyle bir zamana nişanladılar şemsiyeyi kaldırmayı!
Tesadüf mü?
Tevafuk mu?
Denk düşürme mi?
Rast getirme mi?
Yorum sizin!
Selçuk Üniversitesine bağlanmalıyız
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.