Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Nankör insanlık..

Nankör insanlık..-Yalçın İreş-Yeni Meram Gazetesi

Yaşadığımız bir anımızı anlatalım ola ki ibret alınır..
Bir vakitte Selçuklu Tapu Müdürü Mehmet Metin Çelik Bey beni aradı. Kurumları adına huzurevine yaşlıları ziyarete gideceklerini söyleyip benimde gelmemi istedi..
Sanıyorum Yaşlılar Haftasıydı ve gelebileceğimi söyledim. Ertesi gün Konya Huzurevine oluşturdukları bir grupla birlikte gittik..
Ellerinde çiçekler odalara girip yaşlılarla kısa sohbetler ediyor hatırlarını soruyoruz..
Küçük iki yataklı bir odaya girdik. Yatağın üzerindeki mavi gözlü bembeyaz nur yüzlü 75 yaşlarında bir amca dikkatleri çekmeyecek gibi değildi..
Grup çiçeklerden ona da verip hatrını sorduktan sonra bir başka odaya doğru yöneldi..
Ben onlarla gitmeyip odada kaldım. Yaklaştım nur yüzlü amcaya ve “Nasılsınız amca” dedim..
Aniden irkildi ve yüzünü bana doğru çevirip kızgın bir tavırla, “Kimsin sen ne istiyorsun. Bana kötülük mü yapacaksın” dedi..
Görmüyordu. İki bacağının da dizden aşağısı yoktu. Adeta bir çuval gibi yatağın üzerinde duruyordu masmavi ama görmeyen gözleriyle..
Verirlerse yiyor, bırak bahçeye inip diğer amcalar gibi hava alıp gezinmeyi, başucundaki pencereden o bahçeyi, uçan kuşları, ağaçları geleni gideni göremiyordu..
Kendisine biraz daha yaklaştım ve “Amca benim ismim Yalçın sizinki ne diye sordum. Benim ismim de Mithat oğlum” dedi..
“Amca neden size zarar vereyim. Arkadaşlarımızla sizleri ziyarete geldik, dikkatimi çekti ve seninle biraz konuşalım istedim” dedim..
Fakat ‘Bana kötülük mü yapacaksın’ olayı kafama takılmıştı ve bununla ilgili kendisine sordum. Bana güvenmiş olmalı ki, anlatmaya başladı..
“Oğlum, az da olsa bir maaşım var. Maaşımın büyük bir kısmını burada elimden alıyorlar. Fakat bana makbuz vermeleri gerekirken vermiyorlar. Bende o yüzden onlara kızıyor, herkese bunu anlatıyorum. Onun için beni sevmiyorlar ve bana zarar vereceklerini düşünüyorum” dedi..
Durum vahim. Makbuz neden verilmiyordu ve Mithat amcanın parası nereye gidiyordu!
Mithat amcaya hanımı ve çocuklarının olup olmadığını sorup, sakıncası olmayacaksa kendinden biraz bahsetmesini isteyince, belli ki etrafında derdini anlatabileceği kimsesi yoktu ve hemen anlatmaya başladı.
“Ben Kocaeliliyim. İkisi avukat biri de eczacı 3 çocuğum, bir de sevdiğim bir eşim vardı. Fakat yıllar önce şeker hastalığından gözlerimi ve bacaklarımı kaybedince benden uzaklaştılar. Hanımımla bir süre bu şekilde yaşadım. Sonra bana oda bakmadı ve sonunda beni huzurevine gönderdi..
Peki senin evin barkın malın mülkün yok mu senin diye sorunca, “Bir tek evim vardı. Buraya geldikten sonra da, “Mithat karısını rezil etti demesinler diye evi de hanımımın üzerine verdim oğlum” dedi ve ağlamaya başladı..
Bir müddet ağladı ve sonra susup anlattı da anlattı..
Dertliydi ve orada da rahat değildi. Verirlerse yiyor, altından alınıyordu. Ziyaretine gelende yokmuş. Bana, “Oğlum şurada tekerlekli sandalye duruyor mu” diye sordu. “Evet duruyor” dedim. “Aşağı kattan sürekli çay kaşığı sesleri geliyor. Benimde canım çay istiyor ama söylediğim halde bakıcılar dahil beni kimse o sandalyeye bindirip aşağı çay içmeye indirmiyor” dedi. Daha çok şeyler anlattı, bende dinledim ve o gün oradan sessizce ağlayarak ayrıldım. Fakat sonraki haftalarda gidiyor, Mithat amcayı tekerlekli sandalyeye bindirip bahçede birlikte geziyor ve onunla çay içip dertleşiyorduk. Bu böyle birkaç ay devam etti..
Sonra yine bir gün gittim. Fakat Mithat amcayı bir başka şehre gönderdiklerini öğrendim. Nasıl üzüldüğümü anlatamam. Garip sessiz Mithat amcam sessizce gitmişti

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Artık düşün Konyaspor’un yakasından

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0