Konya AÇIK 26°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Kişinin Değeri Nedir; Aradığı Şeydir!

Kişinin Değeri Nedir; Aradığı Şeydir! - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

Geçim darlığından yakınan kimseye

Hz. Mevlana, sordu;
” Sana organlarından birini kesip yerine bin altın verelim deseler razı olur musun?”
   O da; yanıt verdi;
   “Hayır razı olmam.”
“Ey kardeşim! Mademki razı olmazsın niçin geçim sıkıntısından şikâyette bulunursun? Yoksulum, diyorsun bu kadar altından daha değerli organların var iken vücudun sağlık ve afiyette iken niçin bunları sana bedavadan ihsan eden Allahü teâlâya şükretmiyorsun?”

….
■ Nimetlerimin değerini bilir emrettiğim gibi kullanırsanız onları arttırırım.
(İbrâhim sûresi) ..

 

 

Hz. Mevlâna, Sadreddin Konevi ile oturup  söyleşirken içeriye giren  kişi sormuş:
– Muhtaç olmanın gerçeği nedir?
Hz. Mevlana susmuş, bir şey dememiş. Kişi bir kez daha sorusunu yinelemiş, ama o yine soruyu suskunlukla karşılamış. Yeniden ısrar
edince de yine hiçbir şey söylemeksizin orayı terk edince Sadreddin Konevi çıkışmış;
Ey pîr-i hâm! Ey çiğ adam! Ne sorup durursun, hiç mi hâlden anlamazsın?”
“ Kızmana gerek yok! zaten sorularıma hiçbir yanıt vermedi ki!”
Konevi daha da hiddetlenmiş ve dedi ki;
“Yanıt vermez olur mu, o sana, hem de açıkça ifade etti- Muhtaç olmak Hakkı görünce dili tutulmaktır! Ama sen anlamadın!-

Can tende var oldukça kulum Kur’an’a,
Yol toprağıyım Peygamber-i zişana,
Hakkımda bunun zıddına söz etse biri,
Vay bu söze, vay böyle diyen insana.
(Hz. Mevlana)

Hz. Mevlana’ya kimi kişiler ağızlarına ne gelirse söyler ve ona hakaret ederlermiş Bir adam da hakaret içeren mektup göndermiş;
“Sen inançsızlara bile kucak açıyorsun, onlarla bir araya geliyorsun; günah işleyenlere dahi ‘gel’ diyorsun. Böyle yapmakla dinin izzetine dokunuyor İslam’ın onurunu iki paralık ediyorsun.”
Hz. Mevlana mektubu açıp okuyunca gülmüş ve kâğıdın arka tarafını çevirmiş tek cümle yazıp geri göndermiş;
“Sen de gel, sana da bağrımı açıyorum.”

■ Ya götür geri kalanımı ya da gel tamamla eksik yanımı.(Hz. Mevlana)

■ Gerek yok her sözü, laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana. (Hz. Mevlana)

Toplantıya katılan Mevlana’ya sorarlar;
Başköşe neresidir?
Bulunduğu yerden kalkıp kapı dibini  yeğleyen Mevlana soruyu yanıtlar;

Âşk adamı için başköşe sevgisinin kucağıdır.

    Hz. Mevlâna’nın öğrenicisi anlatır;

“ Bir gün hocamın mübarek cemalini ve tatlı sohbetini arzulayarak huzuruna gitmek için yola koyuldum. Karşıma, fevkalâde güzel “bir kadın” çıktı. İster istemez baktım.  Bu, günah değildi. Ama güzelliği kalbime işlemişti;  2. kez bakmanın günah olacağını bile bile başımı çevirip bir daha bakmak istedim. İşte o anda bir el, şiddetli “bir tokat” vurdu bana, öyle ki; canım yandı. Gözümden kan aktı. Ama hak etmiştim. “Yabancı bir kadına” bakmanın cezasını görmüştüm.

Kan durduktan sonra hocamın bulunduğu mescide gittim. Yanındaki kimselere nasihat ediyordu. Bir kenara oturdum. Dinlemeye başladım. Hocam bana baktı. Sonra cemaate dönüp buyurdu ki: Birisi buraya gelirken güzel ‘bir kadın’ görmüş; 2. kez bakayım derken o anda ‘bir el’ belirip, kendisine şiddetli  ‘tokat’ vurmuş! Tokadın dehşetinden gözünden kan akmış. O esnada gaipten bir ses duymuş;

Bir bakışa bir tokat, 2.ye ikinci tokat!”

Hocam bunu anlattı. Sonra bana baktı ve

gülümseyerek dedi ki;

  “İnsan, harama bakmaktan gözünü korumalı ki, ona el uzatmasınlar!.”



■ Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki Dünyanın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne, bilmemeli! (Hz Mevlana)

■ Kişinin değeri nedir?
   – Aradığı şeydir!

Bir gün Hz. Mevlâna geç vakit eve gelir. Akşamdan sonra. Hanımı, ayakkabılarını çevirirken kenarlarında “Mekke’nin kumları”nı görüp sorar;

“Efendi! Nereden geliyorsun?”

“Mekke’ye, bir dostumu ziyarete gitmiştim. Oradan geliyorum.”

Hanımı şaşırır! Bu kez  yüreğinden sorar;

“Kısa zamanda nasıl gidilip gelinir?”

Hz. Mevlâna bunu anladı, yanıtını verdi;

“Veliler ruh gibidir. Bir anda uzak yerlere gidip gelebilirler!”


Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın. Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin. Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki. Aradığın ancak sensin, sen.
Madendeki inciyi aradıkça madensin. Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin. Şu kapalı sözü anlarsan, anlarsın her şeyi; Neyi arıyorsun, sen osun! Senin canın içinde bir can var o canı ara! Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara! A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara. (Hz. Mevlana)


   Padişah şeyhe dedi ki;

   – Benden bir şey dile.
  Şeyh yanıt verdi;
Ey padişah bana bunu söylemekten utanmıyor musun? Hele biraz daha yükselde öyle konuş Benim iki kölem var, onlar çok basit kimseler oldukları halde her gün sana hükmederler, emrederler. .
    Padişah bundan dolayı kızdı;
-Ey Şeyh bu sözün hatalı bir söz, kim bana emredebilir, o dediğin kişiler
kimlerdir, söyle!.
   Şeyh gülerek yanıt verdi:
Sana emreden kölelerimden biri kızgınlık diğeri şehvettir.

Ne olurdu, seninle tatlılaşsaydım; yaşayış zaten acı. Ne olurdu, sen razı olsaydın benden de, herkes kızsaydı bana. Ne olurdu, seninle aram düzgün olsaydı da, bütün alemlerle aram açılsaydı, dünya yıkılıp yansaydı. Sen beni sevdikten sonra malın mülkün değeri mi olur? Zaten toprak üstünde ne varsa hepsi de toprak olacaktır. Alem Onunla kaimdir ve Onsuz olan bir şey yoktur. O’nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecellisi olmayan hiçbir şeyin değeri yoktur.

(Hz. Mevlana)

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

2. yarı çok farklı olacak

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.