Haftanın iki Sözü;
■ Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür.
(Jean Paul Sartre)
■ Özgürlük su gibidir; yokluğu bir ülkeyi çoraklaştırır. (D. Miznet)
***
Çiçero Teorisi ve toplum yapısı;
1- Fakir, çalışır.
2- Zengin, sömürür.
3- Asker, her ikisini de korur.
4- Mükellef, üçü için öder.
5- Serseri, dördünün adına istirahat eder.
6- Ayyaş, beşi için içer.
7- Tefeci ilk altıyı dolandırır.
8- Avukat, ilk yediyi kandırarak savunur.
9- Hekim, sekizini de öldürür.
10- Mezarcı, dokuzunu da gömer.
11- Politikacı, 10’lar sayesinde yaşar.
12- bin yıldır dünya değişmemiş gibi…
…
Karınca gerçeği;
Nemrut, putlarını kırıp, kendisini dine davet eden İbrahim Peygambere kızar ve onun ateşte yakılması emrini verir. Meydana odunlardan bir yığın yapılır. Tutuşturulan odunların alevleri o kadar yükselmiş ki, bulutların bile tutuşacağını sanmış çocuklar. Korkmuş kaçmış bütün hayvanlar. İbrahim Peygamberi mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış askerler. Atacaklarmış ki; Nemrut’un ne güçlü bir kral olduğu anlaşılsın, görülsün diye.
Bu sırada bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa, boyu göklere varan ateşe doğru gidiyormuş. Onun bu telaşını gören bir başka karınca hemen yanına sokulup sormuş;
– Bu acelen niye? Nereye böyle?
Ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alan karınca konuşmuş;
– Duymadın mı? Nemrut, İbrahim Peygamberi ateşte yakacakmış. Ateşin olduğu yere su götürüyorum.
Bu sözleri duyan karınca, kendini tutamayarak kahkahalarla gülmeye başlamış ve sormuş;
– Sen, şu ateşe dönüp yüzünü hiç
baktın mı? Bak ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?
Su taşıyan karınca yanıt vermiş; ‘
-Olsun! Hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır.
…
Allâme-i cihan olsan ne yazar;
Esersin, gürlersin, öfke kusarsın;
Haksızlığa, zulme neden susarsın?
Sıkıyı görünce hepten pusarsın;
Allâme-i cihan olsan ne yazar!
Makamın, mevkiin göz kamaştırır;
Aş bulamayanlar çöp karıştırır!
Çaresiz kalanlar iş araştırır;
Allâme-i cihan olsan ne yazar!
Herkesin gemisi, uçağı yoktur;
Kandırılanların karnı pek toktur!
Kötünün tutanı her zaman çoktur;
Allâme-i cihan olsan ne yazar!
Asil, namuslu ruh insanı soymaz;
Hakkı olmayana asla göz koymaz.
Hayalle, vaatle karınlar doymaz;
Allâme-i cihan olsan ne yazar!
Hırsına tutsaksın, inme dereye;
Aldırmasan bile yara bereye!
Binmişsin deveye, heyhat, nereye?
Allâme-i cihan olsan ne yazar!
…
Haftanın Bercesteleri;
■ Işkın odına gönül pervânedür
Tâkatüm yoh bilmezem pervâ nedür
Fursat olınca gönül sen yanadur
Âşıkun âyîni budur ya nedür…
(Nesimi)
■ Ben recadan sen de cefadan el çek
Ver aklımı, al aşkını ey melek
Beyhudedir senden ihsan beklemek
Nerde kaldı ahd u peymanelerin.
(Yozgatlı Hüzni)
■ Yıkanlar hâtır-ı nâşâdımı yâ Rab şâd olsun
Benimçün nâmurâd olsun diyenler bermurâd olsun”
– Allahım, şad olmayan şu gönlümü yıkanlar mutlu olsunlar; benim için “murada ermesin!’ diyenler muratlarına ersinler- (Naili)
■ Yıldız arayıp gökte, nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde.
(Acemi müneccim, gökte yıldız ararken, yolunun üzerindeki kuyuyu görmez, düşer.) (Ziya Paşa )
..
■ Sakallı Celal’e sormuşlar;
– “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” diye bir deyim var. Senin içinden tükürmek isteği gelince sen ne yapıyorsun?
Sakallı Celal yanıt vermiş;
– Dosdoğru karşımdakinin suratına tükürüyorum!
…
■ Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa’nın kesin bir emri vardır;
“Katırlara insan sağlığı kadar dikkat edeceksiniz. Her katırın başına gelenlerden, kumandanlar sorumlu!”
Gece, bir katır hastalanır, veteriner ve bakıcılar başında bekler. Ancak ertesi gün katırın ölüm raporu verilir. Yakup Şevki Paşa’ya gönderilir, paşa iki satır yazar:
-Baytar efendi, ıstılah-ı fenniyen (fenni terimler) başında paralansın, bu katır niye öldü, onu yaz.
Paşa Baytara demek istiyor ki; fenni ve tıbbi tariflerin senin olsun, bu katır niye ölmüş, onu yaz!
…
■ Avukat yolsuzluk sanığı müvekkiline sıkı sıkı uyarmış:
– Yargıç, ne sorarsa deli taklidi yapıp
lo, lo, lo diyeceksin…
Taktik işe yaramış, davayı kazanmışlar.
Avukat vekâlet ücretini isteyince müvekkilden yanıt gelmiş;
– Lo, lo, lo…
Avukat sinirlenmiş ve küplere binmiş:
– Bize de mi lo lo ulan…
…
■ Para çalıp evinde istifleyen dolandırıcı polislerce suçüstü yakalanmış. Mahkemeye götürülmüş. Adam suçlu. Yargıç sormuş:
– Son sözün nedir?
– Avukat isterim!
– İyi de avukatın gelip ne diyecek?
– Ben de onu merak ediyorum ya!
…
Bir deli minarenin üstüne çıkıp bağırır;
– Kendimi aşağı atacağım, çekiliin!
Kalabalık toplanır ve deliyi iknaya çalışır;
– Atma kendini, bak daha gençsin!
Bu tarz sözler deliyi etkilemez. Bu sırada, oradan geçmekte olan başka deli, cebindeki çakıyı çıkarıp, yukarıdaki deliye seslenir;
– Çabuk in, minareyi kesmeye geldim!
İlk deli panik olur ve bağırır;
– Duuuur! Ben ineyim de öyle kes!
…
Laf Salatası;
* Çocukken Süperman olacaktım güya. Ola ola megaloman oldum ya ben!
* Ahhh Pir Sultan Abdal’ım ahhh. Uyanık idik ayakta uyuttular. Hipnoz yaptılar bize!
* Yurttaş olarak meraktayız. Düşlerimize, umutlarımıza ne zaman erişim yasağı gelecek acaba?!
* Turnayı vuruyorum vurmasına ama gözünden değil. Neresinden derseniz vallahi söylemem!
* Demokrasimiz tıpkı bir bilgisayar oyunu gibi ama hiç seviye atlamıyor.
* Siyasi partilerin seçim minibüsleri sokaklarda gezmeye başlar yakında.
Ve o minibüslerin hoparlörlerinden yükselen sesler beynimizi tırmalar be hacı. En iyisi kulaklıkla müzik dinleyip anti depresan almak! (İbrahim Ormancı)
Kadınlar Üzerine Nitelemeler
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.