Sonbaharın son ayı Kasımdayız. Diğer iki ayı Eylül ve Ekim’i geride bıraktık. Daha önce vurgulamıştım; Eylül şiir ve şair ay…
Ekim ayrıca Cumhuriyet Bayramımızı da içine alan Kahraman ay..Kasım, Duyguların tavan yaptığı hüzün ve melankoli ayıdır. Diğer yüzü Atatürk’ü çağrıştıran ay, Kasım. Atatürk yaşama10 Kasım’da veda etti. Bu ayda Atatürk Haftası da var..
…
3 eylülde başlayıp 21 aralıkta biten ve yazla – kış arasındaki mevsimdir Sonbahar. mevsimde havalar yavaş yavaş soğumaya, ağaçlar yapraklarını dökmeye, bitkiler ve hayvanlar kışa hazırlık yapmaya başlar. Sonbahar, kış ayının habercisidir. Okulların ilk zili sonbaharda çalar. Evlerde kış için hazırlık telaşları da işaretini verir. Bir başta açıdan sonbahara “hastalık ayı” betimlemesi yapılır. Değişken havalar solunum yolları enfeksiyonunun (Grip, nezle, hatta zatürre) kol gezdiği mevsimdir. Dört mevsimin içinde her yönden bolluk özelliğini gösterir. Sebzeler, meyveler ve bütün gıda maddeleri olgun ve bol olarak bu mevsimde bulunur. Kışa hazırlık mevsimi de diyebiliriz, örneğin turşuların kurulması, odun, kömür ve diğer yakacakların alınması, kalın ve yünlü kış giyeceklerinin hazırlanması gibi.
….
Sonbahar geldi mi ya da gitme hazırlıkları başladı mı ben melül-mahzun olurum hep, sararan yaprakların dallarına veda etmesiyle öylesine hüzünlenirim ki…Sonbahar, bir bakıma duyguların şaha katlığı mevsimdir. Şair ve yazarlarının üretim dinamikleri bu mevsim doruk noktasına ulaşır.
Ne diyor dost şair merhum Cemal Süreya;
■ “Dedim ya Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.”
…
İzninizle sonbaharın hünüyle yazdığım şiirlerden kimi dizeler;
■ Ayrılıklarla başladı sevgimiz;
Ben gitmedim, sen gitmedin ne oldu ayaklarımıza?
Bir ağacın iki dalıydık biz!
Gözlerinde yirmi beş yılımın sevinci
Bir esmer yumuşaklık ellerinde,
Bir yitirilmiş yaşantı baktık;
Bir güvercindik, bir sevişmeli zamanda
Tutup ayrıldık.
—
Senden ayrıldıkça, sana varıyorum
Şimdi daha güzelsin, daha vazgeçilmez.
Gizem dolu bir akşam boşanıyor gözlerinden.
Mecburum, mahkûmum sevdim bir kez.
Bir umut üç boyutlu, “dillerde adın”
Şarkıları pencerelere söylüyorum
Sen odalardan bakıyorsun, daha kadın.
—
Gecelerden el ettik nazlı sabaha
Bir eylüllü tutum, sevgi burcunda baktık;
Oysa söylenecek şarkılarımız vardı daha,
Sonra ne oldu bilmem, ayrıldık.
…
■ Çınar ağacı üşür yolun ortasında,
Gurbet elde ben üşürüm kimsesiz.
Sevdiğim üşür, bir Anadolu kasabasında
Yuvasından uzaklarda öter çaresiz,
Telgraf direğindeki serçe üşür.
***
Kapımı çalar vakitli vakitsiz
Rüzgâr üşür gecenin karanlığında.
Sobanın başında anam üşür meraktan,
Bekâr odamın perişanlığında
Bir fotoğraf üşür bakılmaktan.
—
Siz asıl üşümeyi gökyüzünde görün.
Nasıl beyaz beyaz ağlatır bulutları
Yeryüzüne salkım saçak dökülür
Buz tutar yemyeşil umutları
Takvimde, beş eylül sabahı üşür.
…
■ Duyguların sarhoşluğunda kör kütük
Bir sevgim vardı ki çıldırası
Yapraklar dökülmüştü tek – tük
Yapraklar altın sarısı..
—
Elleri vardı ak mı ak,
İşten değildi çıldırmak,
Tenince kokardı toprak,
Her yağmur sonrası..
—
Bir yaprak hafifliğinde can
Yalnızlığım büyüdü heyecan heyecan
Pencereler yokluğuyla perişan
Değişti sokağın manzarası..
—
Rüzgâr hırçın esmiş bir kez
Oysa gönül ferman dinlemez
Başka yaralara benzemez
Bu kalp yarası..
—
Efkârından bulanık deniz
Yine duygular ışıl ışıl, yine temiz
Ne çare ki ayrı şehirdeyiz
Ölüm, kaşla göz arası..
…
■ Ağaçlar yapraklarını döktü ya
Allak bullak eder düşüncelerimi
Bir dert gelir yüreğime oturur
Bir kurt gibi kemirir için için
Tutar başka şehre gidersin üstelik
Ben çürürüm gel deyi deyi
Çimenler, otlar çürür.,
Ağaçlar, ağaçlığından utanır
Ben aynalardan utanırım
Bağ bozumları başlar kınalı ellerde
Boz bulanık akar dereler
Gökler ağlar hüngür hüngür.
—
Göz göz olur sızlar bastığım toprak
Yaralar göz göz olur.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olmaz
Sicim gibi yağan güz yağmurlarında
Çürüyen otlar üstünde acı buruk
Sen büyürsün, sevgin büyür.
***
Ne yazmıştık daha önce;
Hüzünlü bir şiirdir Sonbahar! Her sonbahar bir gözyaşıdır. Kırık dökük duyguların anı geçididir Sonbahar; hüzün var, özlem var. Umutlar bitmiş, yere düşen yapraklar gibi, savrulmuş, sağa ve sola.
Sonbahar, beklemek, hep beklemek!
■ Bu sabah gökyüzü daha bir yorgun,
Daha bir dumanlı,
Daha bir derin!
Su anda, omzumdan tanıdık bir el,
Tutup silkelese şöyle bir güzel,
Kurtulsam yükünden düsüncelerin.
(Bekir Sıdkı Erdoğan)
Yahya Kemal’de Sonbahar vurgusu ölüm yolunun başlangıç noktasıdır;
■ Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur.
Yaprak, çiçek ve kus dağılır, tarümar olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir veda;
Artık bu dagdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir.
Günler hazinleşir, geceler uhrevileşir;
Teşrinlerin bu hüznü geçer ta iliklere.
Anlar ki yolcu yol görünür selviliklere.
Ümit Yaşar Oğuzcan “Son Bahar’la” “ölümü” özdeşleştiren şairlerden;
■ Kervansaray uzaklarda, yol uzun
Bütün kuvvetiyle esiyor rüzgar
Manası küçüldü artık sonsuzun
Bu mevsim, bu mevsim ilk ve sonbahar.
Attila İlhan, “ Adım Sonbahar” diyor;
■ nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır
oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar.
■ Durgun havuzları işlesin bırak
Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle, ufkuna bak.
( Ahmet Hamdi Tanpınar)
■ Hava bugün de bulutlu
Rüzgâr daha serin esecek.
Bütün insanlar umutlu,
Şairler mahzun gezecek.
(Cahit Külebi)
■ Bir anahtar geçti elime
Bütün kilitlere soktum
Yel değirmenleri buldum uzun saçlı
Kutularda badem gözlü gemiler.
(Oktay Rifat )
…
Bize göre hüzünlü bir şiirdir sonbahar; öznesi insan olan,içli (lirik) bir şiir!
Toparlanmalıyız