Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Eşik!

Eşik!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

Yunus Emre, yıllarca ayrı kaldığı, hasretle yandığı Taptuk Emre’nin, varmış kapısına, koymuş başını o kapının eşiğine. Artık dünya gözleri görmeyen Taptuk Emre, hanımına sormuş;
Kim var eşikte?
Yunus, demiş hanımı.
Taptuk Emre gönül gözüyle çoktan görmüş eşiğe başını koyanı ve demiş ki;
Bizim Yunus mu?
Yunus Emre kalkmış eşikten, öpmüş Hocasının elini ağlayarak!
Eşik manevi bir imtihanmış Yunus’a.
“Bizim Yunus” hitabı ise, imtihandan geçtin demekmiş manâ aleminde!

*****

Eşik başlangıç yeri, başlangıç noktası, kapı girişi, kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak gibi anlamlar taşır.
Bizde ki eşikler, bazen mecaz, bazen ima, bazen kulağını ters tarafından gösterme, bazen kritik ve gizemli, bazen 110 metre engelli misali, aşta görelim babından!
Birçok mesele kapı eşiğinde bekletilir kendimizi bildik bileli.
Kız istemeye giden damat adayının o eşiklerde ayakları titrer, kalbi bir başka çarpar.
Memuriyete gireceklerin imtihan eşikleri de az uz eşik değildir hani!
Aday adayı olanlar, aday olabilecek miyim hayaliyle sayısız düş görür, o eşiğin başında!
İş başvurusu yapanların beklediği haber eşikleri, telefon eşiklerine ne demeli?
Ya da bırak “CV’ni ” biz sizi arayalım derler.
Bu eşik CV eşiğidir!
Kimine göre insanın avutulduğu…Kimine göre uyutulduğu!… Kimine göre unutulduğu bir eşik!
Bıraktım CV’mi iki yıl geçti, ne arayan ve soran diye anlatılan eşik CV’si efsaneleri de vardır!
Eşik denilince ne kadar çok eşik varmış diyeceksiniz.
Siyasi eşik, ekonomik eşik, psikolojik eşik, Tarihi eşik, Mısır koçanına adını veren eşik, elma-armudun eşiği, İkinci Marmara eşiği, Konya Ovası eşiği, Akdeniz eşiği, Seçim eşiği, geçim eşiği derken uzayıp giden tren yolları gibi saymaya devam eder durursunuz!
Konya, eşiklerde çok beklemiş şehirlerden biri.
Eşikten, eşiğe dolaşmış, dolaşmaktan bitap düşmüş halleri de az değil!
Eşik adeta, bizim gözümüzde handikap haline gelmiş durumda!
Çünkü, eşiğe başımızı koyamama gibi bir sıkıntımız var! Önce falan koysun, filanca koysun, fişmekan koysun diye bir kararsızlık hakim! Oysa ne güzel türkülerimiz var “Arabaya taş koydum / Ben bu yola baş koydum” diye.
Talipliler, istekliler, kendini göstermek için çabalayanlar, aralara birilerini koyanlar, koymayı düşünenler, bu işin içinden bir türlü çıkamamış görünüyorlar. Tek çare Hoca Nasreddin misali biri gelir mi, yada bulunur mu, diye bekleşiyorlar eşiğin önünde!
Eşik baştanbaşa mihenk taşı kesilmiş kimsenin haberi yok mu?
Yoksa var da, haberi yokmuş gibi davranmanın adına eşik önü erdemi filan mı diyorlar?
Eşik önünde beklemeyi allayıp-pullayıp anlatanlar, anlattıranlar, reklam yapanlar, getirisi ne olur diye rüyalara yatıp hayaller kuranlar var!
Eşik önünde beklemek keşke marifet olsaydı!
Siz eşiklerde beklerken, atı alan Üsküdar’ı geçiyorsa, size yıllardan beri tur bindirmeye devam ediyorsa, durmayın bekleyin eşik önünü!
Şehrimiz o eşiği ara-ara geçmedi değil! Geçti geçmesine de, kıymetini ne kadar bildi?
Eşiği geçtiğini ne kadar anladı, ne kadarını anladı?
Eşiğe, şehrin adına baş koyanlar arasından, kabul edilenler, buyur edilenler oldu.
Şehir, eşikten geçti geçmesine lakin, ne karamsarlığı bitti, ne vesvesesi, ne acaba soruları, ne de evhamları!
Neden bitmedi sorusunun cevabı, eşiğin önüne tekrar geri döndüğünde gözlemlenen ruh halinden belli değil mi?
İçine düştüğü boşluktan, bu boşluğun nasıl dolması gerektiğine henüz akıl sır erdirememekten kaynaklı karışık bir mesele bu!
Adeta ışık hızıyla geçtiği eşikten, başı dönenler oldu. Geçenlerden pişman olup geri dönenler oldu. Geçmeseydik daha mı iyi olurdu diye düşünenlerden bazıları artı-eksi hesabı yapar oldu!
Konya bu eşiği geçmeliydi onun için geçtik diye dik duranlar oldu. Dik duruyormuş gibi görüntü verenler oldu!
Neticede dönüldü, dolaşıldı, yine aynı eşiğin önüne gelindi.
Konya bugüne kadar ne eşikler gördü, ne eşikler!
Nasıl geçildiğini de gördü, nasıl geçileceğini de…
İyi de bu tereddütlü hal niye?
Bu kadar çok hesap-kitap yapmak niye?
Eşiğin önüne gelmişsin! Ben geldim demişsin!
Ne yapacaksın?
Koyacaksın başını eşiğe.Dün olduğu gibi, “Bizim Konya mı?” denilirse, ne eşikte eylenirsin, ne de bekletilirsin, ışık hızıyla geçer gidersin yoluna!
Mesele, “ya demezlerse” meselesi ise, atalarımız “ne ektiysen onu biçersin” demişler!

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Oyun parkı yetmez lunapark kurun

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0