Kalite!

Ana caddelerimizde yüksek standartlı multiplex makinalarla yapılan çalışmalar basına yansıdı.

Bu çalışmalarla ana caddelerimizin kalitesi yükseldi diyor, açıklama yapan büyüklerimiz.

Bu arada ana caddelerden, ara caddelere, tali caddelere, eskiden ana cadde olarak kabul edilenlere neler yapılıyor bilemiyoruz!

Yama filan mı?

Ne şaşırın, ne hayret edin sevgili okurlar!

Sosyal Medya’da insanımız oturduğu sokak ve caddelerin pürmelalini çekip yayınlıyor.

Çünkü, bu imkanlar olmasa, yemin etseler inanan olmayacak!

Şu, şu, şu caddelerimizde kaliteyi yükselttik demeçleri, açıklamaları sonrasında ister istemez düşünüyor ve soruyorsunuz!

Kalite yükseltme adına şehrimizde yapılan çalışmalar, ana caddelerimizden mahalle ve köy yollarımıza kadar yayılmış mı?

Yayılacak mı?

Böyle bir ihtimal var mı?

Kalitenin “ K” harfi bile olsa yeter diyebileceğimiz yerler var mı, yok mu?

Kalite önemli tabi…

Yol denilince, herkesin yaşadığı semtin, mahallenin yolu önemli…

Beldeleri ve köyleri mahalleye çevirdikten sonra, her birini münasip olan ilçelere bağladık.

Eski köyün yolu, yeni mahallenin yolu oldu!

Eski beldenin yolu, falanca İlçeye bağlanan mahallenin yolu oluverdi!

E tabi ki, buralarda da caddeler var!

Gitmesek de, görmesek de, bakmasak da bizim caddemiz, bizim yolumuz!

Kasabanın caddesi denildiğinde, bir adı, bir şanı vardı!

Şimdi nesi var?

Yaması!…

Gözünüzün gördüğü yerlerde fır dönen multiplex makinalar kaliteyi yükseltirken, köy iken mahalle olan, kasaba iken mahalle olup, mahalle olmaya bir türlü alışamayan, yollar caddeler ne yapsın?

Onlarda kalite takılsınlar diyebilirsiniz!

Kalite takılmak kolay mı?

Kalite takılmak için ana cadde olacaksınız!

Mutlaka şehirde olacaksınız!

Herkesin gözünün içine battığı bir yerde bulunacaksınız!

Kaldırım düzenlemeleriniz yapılacak ve dahi yenilemeler, kalite yükseltmeler bu düzenlemeleri takip edecek.

Kaldırım düzenlemeleri demişken!

Bu kaldırımlar ve kaldırım düzenlemeleri öldürdü Konyalıları!

Nasıl mı?

Bu kaldırım düzenlemeleri yüzünden şehrimizin yarısı kaldırım üzerine şiirler yazıyor, az birazı duvar yazısı, az birazı türküler ve şarkılar mırıldanıyor.

Nasıl bir kaldırım anlayışı ise, bu şehrin kaldırımları yayalara ait olmaktan ısrarla uzak durdu, uzak tutuldu ve buna muvaffak olundu!

Bu sonuç, Belediyelerimiz için bir zaferdir!

İlan panolarının asıl sahibi olduğu, araçların otopark niyetine sahiplendiği, esnafımızın hoşgörülere ve gevşetmelere sığınıp tekrar eski günlere dönüş sinyali verdiği günleri yaşıyoruz.

Ana kaldırım var, yayaların değil!

Ara kaldırım var, araçlar el koymuş durumda!

Anca kaldırım yani sokaklara göre kaldırım, kaldırım yok denmesin diye yapılmış, yan yana iki kişinin yürümesi mümkün olmayan kaldırıma benzer bir şey.

Bozulanları, dökülenleri, taşları yerinden oynayanları var!

Kızak misali kaygan olanları, kol-kanat kıranları var!

Bordür taşları kırılmış, çöp konteynırı bir başka yere alınırken kaldırım olma vasfı ortadan kalkmış,  vatandaşın kendi imkanlarıyla tamir etmeye çalıştığı, üzerine beton atarak, siz görmediniz amma biz gördük, elimizden gelen bu kadardı, bu kadar yapabildik dediği kaldırımlar var!

Elbette kalitelisi var!

Kaliteden nasibini az çok almış olanları var!

Arada taşları değiştirilenleri, özenilenleri var!

Vatandaşın geçemediği, otopark niyetine araçların yan yana dizilmekten mesut ve bahtiyar oldukları var!

1.5 milyona yaklaşan bir nüfusu olmasıyla övündüğümüz şehrimiz, kalite derken, kaliteyi nerelere sunuyor, götürüyor, taşıyor bakmak lazım!

Büyüklerimizin açıklamaları hoş olabilir, basın ve medya da yankı bulabilir. Köyden mahalle, kasabadan mahalle yapılan yerleşim merkezlerinin yolları, caddeleri, sokakları ve kaldırımları değil kalite “eh işte, idare eder” durumunda!

Yine büyüklerimiz, yolların, ana caddelerin, kaldırımların kalitesini yükselttiklerini, bilmem ne kadar milyon harcadıklarını, bilmem hangi teknolojiye sahip iş ve asfalt makinalarıyla şu caddenin, bu caddenin, o caddenin kalitesini yükselttiklerini anlatabilirler, açıklayabilirler!

Ancak bizlerin, yani bu şehirde yaşayanların, yaşama kalitesini neden yükseltemediklerinin  cevabını verebilecekler mi?