BARIŞ ZİRVESİ

Haftaya güzel başladık, iyi başladık. Pazartesi günü Mısır’ın Şarm el- Şeyh şehrinde GAZZE için bir barış zirvesi yapıldı. 20’den fazla ülkenin katıldığı bir zirve. ABD Başkanı Donald Trump ve Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin davetleri ile ülkelerin başkanları zirveye katıldılar.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ABD Başkanı Trump, Mısır Devlet Başkanı Sisi, Katar Emir Şeyh Temin bin Hamed Al Sami ve diğer ülkelerden katılımcılar bir araya geldi.

Dünya neyi konuşuyor. İmzalanan niyet beyanı ve ateşkesi konuşuyor da asıl zirvenin önüne geçen İsrail Başbakanı Netanyahu’nun zirveye katılmamasını konuşuyor. Ateşkes dahil her konuda güven vermeyen ve kararsız bir yapı çizen İsrail’de yine farklı uygulamalar. Önce zirveye katılmayacaklarını vurguladılar. Bunun üzerine cumhurbaşkanımızın uçağı zirve için havalandı. Sonrası belli İsrail kararından vazgeçti ve Netanyahu’nun zirveye katılacağını duyurdular. Sonrası mı? Cumhurbaşkanlığı uçağı havaalanı üzerinde sortilerine devam ederek Netanyahu’nun zirveye katılması durumunda kendilerinin katılmayacakları vurgulandı.

Sonrası mı? Araya kim ya da kimler girdi bilinmez. Ama Netanyahu zirveye katılmama kararı aldı ve uçağımız havalimanına indi. Kararlı duruş budur. Türkiye ağırlığını bir kez daha ortaya koymuştur. Eski Türkiye ve Türkiye liderleri yok. Bir Kıbrıs Barış Harekatı’nda neler çektiğimizi biz biliriz. Eski Türkiye’nin olmadığını onlarda biliyor ve ona göre davranıyorlar.

Dünyayı idare ettikleri sandıkları Yahudiler ve onların devleti İsrail bu tür davranışlara pek alışkın değildirler. Ancak öğrenecekler.

Gazze için Türkiye’nin de garantörlüğünde bir niyet beyanı imzalanmıştır. Hayırlı olmasını ve anlaşma şartlarına özellikle İsrail’in uymasını temenni ediyoruz. Zira ataları, kökleri cayma konusunda mahirler.

Zirvenin iyi tarafı verilen fotoğrafta gizli. Ortada ev sahibi olarak Mısır Devlet Başkanı Sisi, sağında sayın cumhurbaşkanımız, solunda ABD başkanı Trump, onun yanında da Kuveyt Emiri Şeyh Temim var. Bu fotoğrafı dünya güzel görüyor ve okuyor. Zira Rusya – Ukrayna savaşının da ateşkesle sonuçlanmasında umarız yine Türkiye’nin payı olur ve herkes konuşur. Ancak bu fotoğrafı bizim iç siyasetin müzmin muhalefetin göremediğini biliyoruz.

SHP’nin (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) 1993 – 1994 yılları arasında Genel Başkanlığını yapan, eski Dışişleri Bakanlarından, yine eski Ankara Belediye Başkanlığı da yapan Sayın Murat Karayalçın geçenlerde Gazze ile ilgili bir söylemde bulundu. TV Türk’te yayınlanan gazeteci Nuray Başara’nın programında bir soru üzerine Gazze ateşkesi ile ilgili olarak dedi ki “Gazze ateşkesinde CHP ve Özgür Özel’in payı var. Hatta özellikle sosyalist Enternasyonalin harekete geçirilmesi açısından Genel Başkanımızın ciddi raporları ve ısrarı oldu” dedi. Bu söylemin ardından sunucu Nuray Başara’nın yüzündeki ifade görmeye değerdi.

Aynı zamanda Sosyalist Enternasyonalin de Başkanı olan İspanya Başbakanı Sayın Sanchez’in payı varmış. Sayın Karayalçın’ın ifadesi. Peki Gazze zirvesinde Sayın Sanchez var mıydı. Galiba yoktu. Biraz daha gerilere giderseniz boğaz ve Fatih köprülerinin de mimarı da rahmetli Ecevit’miş.

Bu neye benzer şu anda savunma ve sanayisindeki büyük başarılar rahmetli Erbakan ve Refah ve Saadet Partisi dönemlerinde planlanmış. Yahu adama sormazlar mı? Aylarca iktidarda kaldınız ve dönemin Başbakanıydınız şu yapılan savunma silahlarını niçin yapmadınız.

Bizde tuhaf bir muhalefet anlayışı var. Yapılanı övmemek, methetmemek gerekiyor. Onu anladık rahmetli İnönü politikası da yapılana sahip çıkmak ben yaptım demek kul hakkına girmez mi?

2 yıl önce 7 Ekimde teneke roketlerle başlatılan ve hiçbir yahudinin etkilenmediği saldırılar niçin yaptınız, kim yaptırdı. Şehit olan 67 bin şehit kardeşimizin vebali kimin üzerinde. Müslüman ferasetli olacak, iz’an sahibi olacak.

Barış zirvesi toplandı. Türkiye’nin özgül ağırlığı, kesafeti ortadaydı. Elhamdülillah. Niyet beyanı da imzalandı hiç bir Gazzeli kardeşimiz yerinden yurdundan edilmeyecek. Garantörler içinde bu kutlu devlette var.

Bize hamd etmek düşüyor. Türkiye Yüzyılı kapsamında ülkenin etkinliği, saygınlığı nereden nereye geldi. Bazıları 30-40 yıl öncesindeki “Sosyalist Enternasyonal” söylemleri ededursun.

Teşekkürler Türkiye

Teşekkürler Erdoğan