Konya AÇIK 28°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

TENCEREDEN GÖNÜLE AKAN MİRAS AŞURE!

Kıymetli dostlar, bugün size mutfaktan yükselen o mis gibi kokuyu, yüzlerdeki tebessümü ve komşuluk kapılarında yankılanan “Allah kabul etsin” dualarını getiren bir gelenekten bahsetmek istiyorum: Aşure Günü! Çoğumuz için o, içinde çeşit çeşit tahılın, kuru meyvenin, nohutun, fasulyenin buluştuğu, üzerine tarçın nar serpilmiş şahane bir tatlıdan ibaret gibi durur. Ama inanın bana, aşure çok daha fazlası; o adeta bir gönül bağı, bir hikaye..
Şimdi size sorsam, “Aşure ne demek?” diye, eminim herkesin aklına hemen Nuh Tufanı gelir. Hani o koca gemide, sular çekilince kalan son ne varsa bir araya getirilip yapılan ilk yemek… İşte aşure, tam da oradan geliyor kökenini. Yoklukta bile bir araya gelmenin, paylaşmanın ve şükretmenin sembolü. Düşünsenize, o darmadağın haldeyken bile umutla, inançla bir şeyler yaratma çabası. Ne kadar da bize benziyor aslında, değil mi? Hayatta bazen her şey üstümüze gelir, ama biz yine de tutunur, birleşir, yeniden başlarız.
Tabii sadece Nuh Peygamber’le bitmiyor aşurenin hikayesi. Hatta bizim topraklarımızda, özellikle de Kerbela’da yaşanan o büyük acının yıldönümüne denk gelmesiyle, aşurenin bir de hüzünlü, anma yanı vardır. Yani o kâsedeki her kaşık, aslında binlerce yıllık bir tarihin, acıların, umutların ve duaların tadını taşır. Bir tatlıdan çok, bir bellek kutusu gibi yani..
Bilirsiniz, bizim milletimiz misafirperverdir, cömerttir. Aşure Günü de işte tam bu özelliğimizin en güzel yansımasıdır. Kimse “ben yaptım, ben yiyeyim” demez. Koskoca tencere aşure pişer, sonra kaselere ayrılır, itinayla süslenir ve “komşulara dağıtılacak” denir. Apartman kapıları çalınır, “Aşure getirdim, afiyet olsun,” denir, bir sıcak tebessümle karşılık bulur. Karşılıklı dualar edilir, “Allah kabul etsin”ler havada uçar.. İşte bu muazzam bir duygudur..
Şimdi düşünün, bu modern çağda, herkes kendi derdine düşmüşken, bu küçücük ama anlamlı gelenek, bizi hala birbirimize bağlıyor. Farklı inançlardan, farklı kültürlerden olsak da o gün o tencerenin etrafında toplanırız. Herkesin evinde kendi tarifi, kendi dokunuşu vardır. Kimi fındık fıstık koyar, kimi bol kuru üzüm; ama sonuçta hepsinin amacı aynıdır: paylaşmak, bir araya gelmek, muhabbet etmek. Dünyanın neresine giderseniz gidin, aşurenin paylaşıldığı yerde bir sıcaklık, bir samimiyet bulursunuz. O, lezzetli bir köprüdür aslında, kalpten kalbe uzanan..
Velhasıl, aşure bir tatlıdan çok daha ötesi..

Kaynak: Medine Ekmekci

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Başkan Altay’dan geleceğimizin teminatlarına yatırım…

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0