Konya
°C
Yeni Meram

ZENBİLLİ ALİ EFENDİNİN DİRENİŞİ

ZENBİLLİ ALİ EFENDİNİN DİRENİŞİ- Mustafa ŞEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.11.2019 01:53
20.11.2019 16:55
0
7120
ABONE OL
Bilindiği gibi Yavuz Sultan Selim, şiddetiyle ve hiddetiyle meşhur bir Osmanlı Padişahıdır. Yavuz zamanında, İran’la İmparatorluğun arası son derece açılmıştı. Yavuz, Şah İsmail'i bozguna uğrattıktan sonra bütün alevileri kılıçtan geçirmiş ve İstanbul'a dönerek, aynı şeyi Hristiyanlar için de plânlamaya başlamıştı. Bu mesele hakkında, yani Hristiyanların da kılıçtan geçirilmesi hakkında, Şeyhü'l İslâmı Zenbili Ali Efendiden fetva istedi. Şeyhü'l İslâm ise, gizlice patriğe haber gönderip meseleyi bildirdi ve padişahın huzuruna bir heyet göndermelerini tavsiye etti. Rum patriğinin padişahın huzuruna çıkmasını ise, Sadrazam Piri Mehmed Paşa ile görüşen Şeyhü'l İslâm Zenbili Ali Efendi temin etmişti yine.. Rum Patriği padişahın huzuruna çıkmak üzere Edirne'ye geldiği zaman, Piri Mehmet Paşa sözünde durdu ve heyet huzura kabul edildi. Yavuz: — İsteğiniz nedir? Diye sorduğunda, onlar Şeyhü'l İslâmın verdiği talimat üzere şunları söylediler: — Sultanım, dedeniz Fatih, İstanbul'u aldığı zaman hiçbir şekilde İslâm dinine girilmesi için icbar etmedi. Hatta Hristiyan din adamları Fatih'ten büyük yakınlık gördüler ve kiliselerde ibadetlerine devam ettiler. Eğer yanmamış olsaydı, size Fatih'in fermanını bile ibraz edebilirdik. Hem Kur'an-ı Kerîmde de: «Dinde icbar yok» buyurularak bir serbesti ve hürriyet tanımıştır, dediler. Rum heyetinin bu sözleri, huzurda bulunan bazı yaşlı yeniçerilerin de tasvibiyle Yavuz «Kılıçtan Geçirme» kararından vazgeçiyor ve bütün kiliseleri camiye tebdil etmekle yetiniyor. Hristiyanlara ise dilerlerse ahşap olmak şartıyla kilise yapmalarına müsaade ediyor. Bu mes'elede görüldüğü gibi, Zenbili Ali Efendi, İslâmî hükümlerin tatbikinde hiçbir zaman hissî hareket etmemiş ve daima İslâmî çerçeve içinde kalmayı tercih etmiştir. DANSIN YASAKLANIŞI. Bugün memleketin her yerinde, hattâ İslâm dünyasının ve dünyanın her yerinde bir medeniyet alâmeti olarak kabul edilen ve genç -ihtiyar herkes tarafından icra edilen dans denen melanet, ilk defa Kanunî zamanında Fransa'da yapılmaya başlanmıştı. O zaman Osmanlı İmparatorluğunun sınırları Avrupanın ortalarında idi ve Fransa'ya dayanıyordu. Bu dans denen melanetin ilk yapılmaya başlandığını duyan Kanunî, zamanın Fransa Kralına bir mektup yazdı. Kanunî'nin Fransa Kralına yazdığı tarihî mektup aynen şöyledir: — Ben ki; kırksekiz krallığın hakanı, Kanunî Sultan Süleyman Han'ım. Sefirimden aldığım rapora göre, memleketinizde dans namı altında kadın - erkek birbirine sarılmak suretiyle, alâmeleinnas icra-i luğbiyat yapılmakta olduğu mesmu-u şahanem olmuştur. Hem hudud olmaklığımız dolayısıyla, işbu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali muvacehesinde Name-i Hümayunum yedinize vusulünden itibaren, derhal son verilmediği takdirde, bizzat Orduyu Hümayunumla gelip men'e muktedirim!.. Rivayete göre, Kanunî'nin bu mektubundan sonra, Fransa'da yüz sene dans yapılmamıştır.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.