Türk Tarihinde Coniler-2

1974... Kıbrıs’ta yaşayan soydaşlarımız için her geçen gün daha bir zor hale gelmişti. Türkiye, sonunda adaya barışı götürmek için çıkartma planını devreye koydu. İnönü zamanında yaşanan mektup krizi sonrasında, bizleri çantada keklik olarak gören kibirli ABD, Türkiye'yi durdurmaya çalışsa da artık emirler verilmiş, ok yaydan çıkmıştı. Bunun dışında zamanında Amerika’nın çokça karıştığı, haşhaş ekimi konusunda, Türkiye’nin haşhaş ekimine tekrardan başlaması, conileri oldukça kızdırmıştı. Kıbrıs Barış Harekatından önce ilk defa ABD, Türkiye'yi cezalandırmak için ambargo koyduğunu açıkladı. Akabinde Barış Harekatının yapılması ve ambargo içeriğine bu durumunda yansıtılmasını takip etti. Ayette de denildiği gibi şer görünen şeylerde hayır sözünden yola çıkarak, bu ambargonun en güzel sonucu olarak, milli savunma sisteminin temel taşı olan Aselsan ve Roketsan kuruldu. Nitekim ABD, kısa süre içerisinde ambargoyu kaldırmış ve sözde müttefiğine tekrardan kucak açmıştı. 2003... I. Körfez Savaşında, Türkiye ABD'ye doğrudan olmasa da dolaylı şekilde destek vermişti. Ülke içerisindeki NATO kanadı tekrardan güç kazanmaya başladı. 2003 yılına kadar ilişkiler normal seviyede devam ederken, Amerikan Irak Savaşında, bölgedeki müttefiği Türkiye duruma sessiz kaldı ve 1 Mart Tezkeresi TBMM'den geçmedi. Coniler o kadar emindi ki tezkerenin geçeceğinden, bu durum onlarda soğuk duş etkisi yaratmıştı. Türk Tarihinde daha önce görülmemiş bir durum yaşandı. Lafta müttefik ABD, 4 Temmuz 2003 günü, Süleymaniye kentinde, Türk Özel Birliğindeki askerleri tutuklayarak, başlarına çuval geçirme gafletinde bulundular. O yıllarda kamuoyunda bomba etkisi yaratsa da ABD'nin iki yüzlü politikaları etkisiyle gündemden zamanla düştü ve gereken cevap verilememiş oldu. 1980-2016... 80 Darbesinden önce planlanan, Kenan Evren ile birlikte devletin kritik konumlarına sokulan FETÖ projesi son yılların en büyük kripto hareketlerinden olmuştu. Kökleri, okyanusun diğer ucuna bağlı olan bu sinsi terör hareketi, 15 Temmuz günü tamamiyle kendini gün yüzüne çıkarttı. Papaz Brunson meselesi, terörist başı F.Gülen'in, Türkiye'ye iade edilmemesi gibi meseleler ilişkileri oldukça derinden sarstı. Yine son beş yıldır, güneyimizde kurgulanan, emperyalist ve Siyonistlerin maşalığı görevini üstlenen PKK örgütüne verilen büyük destekler, S400lerin alımı derken ilişkiler pamuk ipliğine bağlandı. Periyodik dönemlerde ortaya atılan, Sözde Ermeni Soykırımı gibi lakırdılar müttefiklik ruhu ile hiçbir zaman bağdaşmadı. Devletimizin bundan sonra yörüngesini nasıl izleyeceğini hep birlikte göreceğiz. Kapıda olan Doğu Akdeniz meselesinin, conilerle tekrardan karşı karşıya gelmemizi sağlayacağı aşikar. 1974 yılında yaptığımız gibi hiçbir şekilde taviz vermeden menfaatlerimiz doğrultusunda elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Unutmamalıyız ki bizler gücünü, kudretini, kurduğumuz sayısız devletlerden ve mazisi dünya mazisine eşit olan ordumuzdan almaktayız. Er ya da geç bu düzeni emperyalistlerin başına yıkacağımız günler yakındır...