SİYASET ISINMAYACAK GİBİ

3 Kasım 2002'den bugüne kadar 17 yıl içerisinde Türkiye'miz genel, yerel, cumhurbaşkanlığı ve referandum olmak üzere 14 seçim geçirmiş. Tempolu bir seçim atmosferine alışan ülkemizde bu durağan, seçimsiz ortam yadırganabilir. Aslında normal olan bugünkü seçimsiz ve olağan sistem. Seçimleri yıl hesabına vurduğumuzda 1.214 yılda bir seçim olmuş. 2019'un son günlerinde, yaşamakta olduğumuz siyasi atmosferdeki durağanlık hissediliyor. Bir taraftan geçen hafta içerisinde HDP'nin sine-i millete dönme girişimleri ile ilgili bir toplantı yapıldı. Toplantıda sine-i millete dönme kararı çıkmadı. Bildiğimiz gibi milletvekili sayısının %5'i eksildiği takdirde (vefat eden ve istifayı düşünen) 30 milletvekilinin ayrılması durumunda bir ara seçim gündemde olacaktı. Gerçi bir çoğu sanki bunu erken bir genel seçim olarak algıladı. Halbuki üç ay içerisinde yapılması anayasal bir gereklilik olan bu ara seçim bir kısmi yenileme seçimi olurdu. Bu seçimde bir mini referandumdan ileri gitmezdi. Ancak HDP böyle bir istifa uygulamasına girmedi. Diğer taraftan Ahmet Davutoğlu beyin siyasi çalışmaları ve yeni bir oluşumla ilgili farklı zamanlarda, farklı tarihler verildi. Önceleri Eylül-Ekim'de açıklama yapılacağı vurgulanırken şimdilerde Kasım-Aralık aylarında böyle bir oluşumun tamamlanacağı yönünde söylemler var. Hatırlarsınız oluşumun yetkilileri tarafından asparagas olarak nitelendirilse dahi içerisinde Konyalı hemşehrilerimizin bulunduğu bazı kişilerin oluşturduğu Genel İdare Kurulu Listeleri kamuoyunun bilgisine sunduruldu. Yine duyumlar doğrultusunda bu listede ismi olan hemşehrilerimizden bazıları görev verilmemesi hususunda aflarını isterken bazıları da asparagas dahi olsa isminin o listede geçmesinden duydukları rahatsızlıklarını dile getirdiler. Daha önce AK Parti'den istifa eden Ali Babacan cephesinde de bir atalet söz konusu. Bu oluşumun kurmaylarından bazıları 2020 yılından önce açıklamanın yapılacağını ısrarla vurguluyor. En azından bu oluşumun da kamuoyuna akseden bir çalışması ve girişimi görülmemekte. Kamuoyunda en çok zikredilen ve konuşulan da bu iki grubun birlikte çalışma imkanının olmadığı yönünde. Bir diğer konu da sayın Abdullah Gül'ün Ali Babacan ile birlikte hareket ettiği ve oluşumda doğrudan görev almayacağı yönünde. AK Parti cephesinden bakıldığında ise yasal süreci resmen başlatılan kongre sürecinde hiç de aceleci davranılmadığı yönünde. MKYK' da karar alınmasına rağmen belde ve ilçe teşkilatlarında kongre sürecinin başlatılmadığı görülmekte. Burada dikkati çeken siyaset, belki kongre sürecini uzatarak görev almayan ya da görev verilmeyen siyasi kadroların diğer yeni oluşumlar tarafından değerlendirilmesini önlemek için olabilir. Genel Merkez Büyük Olağan Kongrenin muhtemelen 2020'nin son aylarında olacağı düşünüldüğünde İlçe ve İl Kongrelerinin 2020 Mayıs-Haziran aylarını bulması muhtemeldir. Bu bağlamda büyükşehir belediyedeleri arasında rekoru elinde bulunduran Konya ve ilçelerindeki kongrelerin problemsiz bir şekilde cereyan etmesi muhtemeldir. Bazı araştırma firmalarının 2020'nin Kasım ayında erken genel seçim ihtimalini göstermeleri ihtimalini de birlikte göreceğiz. EYT ile ilgili olarak: “İskandinav ülkeleri bu erken emeklilikten dolayı iflasın eşiğine geldi, seçime mal olsa dahi EYT'nin karşısındayız” diyen bir Sayın Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi politikaları düşünüldüğünde “erken genel seçim” ne derece uygulanır! Şu andaki görüntü, af gibi toplumun beklediği bazı konular ve diğer çalışmalarla bu siyasi ortamı böyle geçireceğiz. Ancak 2020 yılı içerisinde siyasi çalışmaları, yeni ittifak arayışlarını birlikte idrak edeceğimiz görülüyor. Umarım ülkemiz kazanır. Kalın sağlıcakla.