Konya
°C
Yeni Meram

Sınıfta Kalmak…

Sınıfta Kalmak…- Seyit KARACA- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.11.2019 01:38
20.11.2019 15:39
0
10241
ABONE OL
Hayırlı haftalar hepimize. Son haftalarda, ikisi İstanbul birisi de Antalya’da olmak üzere üç olay ülke gündemimize bomba(!) gibi düştü. Her üçünde de birkaç ortak yön var. Bir zehirli madde ile önce aile fertlerinin sonra da kendinin canına kıyan babalar, maalesef birçok kişinin ölümüne neden oldular. Geriye bırakılan notlara bakılınca, geçim sıkıntısı temelli sorunlar aile babasını bu kararı almaya itmiş(!). Sosyal medya ve basında oldukça fazlaca yer alan bu olaya dair çok değişik yorumlar yapıldı. İzninizle ben de birkaç kelâm etmek istiyorum. Öncelikle dünyaya gelmek, insanın birey olarak kendisinin bir kararı olmadığı gibi bu dünyadan gidiş yani ölümüyle ilgili karar da ne kendisine ne de yakını bile olsa bir başkasına ait değildir. İnsan doğduktan sonra kendisine Allah (C.C.) tarafından biçilen ömür dolduğu zaman son nefesini vererek dünyadan göçer. Hayvan veya insan olsun, cana saygı kültürümüzde çok kutsal bir değerdir. İntihar hiç hoş görülmeyen bir davranıştır. Bu nedenle başına gelecekleri idrak etmekten aciz olan küçücük çocuklarına bile öldürücü sıvı içirip te onları öldüren baba, gerekçe ne olursa olsun cinayet işlemiştir. İnancımıza göre her canlı gibi doğan çocuğun rızkına da kefil olan Yaradan’dır (C.C.). Ne anne ne baba ne de diğer insanlar rızık verici olmadığı gibi, olay bu yönüyle hafife alınacak bir olay da değildir. Olayların müsebbibi babalar bu açıdan sınıfta kalmıştır. Dünyadan göçüp gittiler ama bu kırık not ahiret hayatında mutlaka karşılarına çıkacaktır. Giden gitti de kalan bizlere bu olaylardan çıkarılacak dersler yok mu peki! Elbette var. Öncelikle kendime olmak üzere topluma söyleyecek çok şey var. Karz, sadaka gibi bazı güzel yardımlaşma hasletlerini unuttuk mu acaba… Komşuyla ilgilenmek, komşunun hali ile hallenmek tarihe mi karışıyor. Kibrit kutusu gibi üst üste dizili apartmanlarda, “mutfakta pişen yemeğin kokusu komşuya da gitmiştir” diye bir tabak ta komşuya gönderen, “gelen tabak boş geri gönderilmez” diyip evde ne varsa onlardan koyarak geri gönderen insanlar tarihte birer figür olarak mı yerini aldı!... Sıkıntısı olana el uzatmak atalarımızın yaptığı modası geçmiş (!) güzellikler mi!... Tüm bu soruların cevabı elbette belli. Anadolu’nun çoğu yöresinde hâlâ canlı tutulan değerler elbette bunlar. Toplumumuzun tamamının bu anlamda “değerler eğitimine” ihtiyacı var. Ama sanırım toplumumuzun gittikçe artan bir kısmı da bu nedenle sınıfta kaldı gibi. Son bölümde elimizdeki merceği bir de basın yayın organlarının bu tür olaylara yaklaşımı ve kamuoyuna sunumuna tutalım. Bazı basın yayın organları bu olayların o kadar gereksiz ve olmaması gereken detaylarına girdiler ki; ruh halleri sıkıntılı insanlara rehberlik edercesine verilen detaylar Allah (C.C.) korusun mükerrer olaylara sebebiyet verecek diye korkuyorum. Bu tür zararlı maddelerin nereden temin edilebileceğinden tutun da, şahidi olmayan olaylara yapılan zorlama yorumlarla girilen kul hakları da dikkat edilmesi gereken detaylar. Bence bazı basın yayın kuruluşlarımız da bu alanda sınıfta kaldılar. Konuşacak çok konu var. T.C.Aile Sosyal Hizmetler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yürütülen ve sağlıklı aile yapısını doğrudan etkileyecek mevzuat çalışmaları son derece tartışmalı alanlar doğurdu. Sorunlu ailelerde çiftlerin birbirine karşı yaklaşımları, evden uzaklaştırma cezaları, kadının tek taraflı beyanlarının “mutlak” doğru kabul edilerek erkeğe yaptırımlar uygulanması, İstanbul Sözleşmesi ve toplum hayatımıza getirdikleri… Üzerinde durulması gereken konular. İnşaallah başka haftalara… Sağlıkla ve sağlıcakla… Haftanın Spotu Yarın dünyayı değiştirmek istiyorsan, bugün kendini değiştir!
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.