Hırsızlık Değil mi?

Yeni bir haftada sevimsiz bir soruyla sizlere merhaba dediğime üzülüyorum. Öncelikle okuyan herkese tekrar hayırlar ve sağlık diliyorum. Başlıktaki sorunun detaylarına girmeden önce, geçtiğimiz hafta başlayan “Barış Pınarı Harekâtı” kapsamında Fırat’ın doğusunda terörist temizliği yapan tüm güvenlik güçlerimize ve Suriye Millî Ordusu güçlerine Allah (C.C.)’ın yardımını niyaz ediyorum. Bu zamana kadar şehit olanlara rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. “Güçlülerin haklı olduğu” değil “haklıların güçlü olduğu” bir dünya için çalışan başta ülkemiz yöneticileri olmak üzere herkese kolaylıklar diliyorum. Allah (C.C.) doğryolunu açık etsin. Zaman zaman olduğu gibi, geçtiğimiz hafta sonuna doğru, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığınca “https://www.tarimorman.gov.tr/Duyuru/1071/kamuoyuna-duyurulur” adresinden kolayca ulaşılabilecek, çeşitli gıda gruplarını kapsayan, oldukça hacimli bir liste yayınlandı. İçecekten süt ve süt ürünlerine, enerji içeceklerinden et ve et ürünlerine, arıcılık ürünlerine varana kadar birçok ürünü kapsayan bu liste aklı selîm ve vicdan sahibi herkesi hayrete düşürecek nitelikte. Taklit ve tağşiş yapan firmalar listesi adıyla yayınlanan kabarık listeyi farklı birkaç dikkat çekici husus nedeniyle dikkatlerinize sunmak istedim. Taklit kelimesini hepimiz biliyoruz. Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma, benzetilerek yapılmış şey, imitasyon (*) Konumuz ürün taklidi olunca, ortada başkası tarafından emek verilerek üretilen, bilinen, sevilen, kabul gören bir şeyi sanki kendisi üretmişçesine, geçmiş emeğe saygı duymadan üretmek ve sunmak. Tağşiş ise; bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma (**) anlamına geliyor. Yani süte su katmak gibi basitleştirebiliriz. Ama listede öyle tağşiş örnekleri var ki “vay canına!” dedirtecek cinsten… Birkaç örnek vermek gerekirse; Baharat ve bitkisel içecek diye piyasaya sürülen ve zayıflattığı reklam edilen birçok üründe boya yanısıra, gerektiğinde hekimlerce tıbbi müstahzar olarak reçetelenerek zayıflama ilacı olarak kullanılan etken madde yer almakta… Alkolsüz enerji içeceği olarak piyasaya sürülen ve maalesef çocuk yaşta gençlerin de kullandığı birçok üründe, cinsel fonksiyonları uyarıcı ve hekimlerce oldukça sınırlı ve özel şartlarda reçete edilen ilaç etken maddesi yer almakta… Bal içerisinde, arıya bile güvenmeyip (!) şeker ve benzeri tatlandırıcı kullanan firmalar mevcut… Yağlar içerisinde olması gereken kompozisyondan çok farklı formüller mevcut… Bir örnek; natürel zeytinyağı yerine üründe yer alanlar, mumsu madde miktarı, UV Özgül Soğurma, Yağ asidi etil esterleri(daha düşük kaliteli zeytinyağ karıştırılması)sterol kompozisyonu,yağ asitleri kompozisyonu, trans yağ asitleri, ECN-42 farkı (tohum yağlarının tespiti)… Çikolata içerisinde yine cinsel birçok sorun yanında kardiyolojik sıkıntılara yol açabilecek ilaç etken maddesi mevcut… Et ve et ürünlerine gelince tablo yine çok vahim… Büyükbaş hayvan etlerinden üretildiği deklare edilen ürünlerde kanatlı eti mi ararsınız, et dediğiniz karışımda deri mi ararsınız, yetmedi sakatat mı, soya mı alırsınız… Sona ise en korkunç olanları sakladım. Köfte, dana kıyma, salam, sucuk şeklinde piyasaya sürülen ürünlerin bir kısmında “tek tırnaklı eti”, “domuz eti” tespit edilmiş. Yanlış okumadınız, dana eti diye tüketimimize sunulan ürünler, at eti, eşek eti veya domuz eti… Helâl ve Temiz Gıda Önemli! İnsanların varlıklarını devam ettirebilmeleri gıdaya bağlıdır. Sağlıklı bir hayat ve sağlıklı bir nesil ise sadece helâl ve temiz gıdaya bağlıdır. Bu nedenle bizim inancımızda bu hususa çok önem verilir. İnancımızın temel referansları olan kaynaklarda (Kur’an ve sünnette) namaz, oruç, hac gibi ibadetlerden çok daha fazla helâl ve harama, doğru tartıya, kul hakkı yememeye dikkat çekilmektedir. Oysa yanlış ve yaygın bir anlayışla inanan-inanmayan herkes, dini sadece yukarıdaki ibadetlerden ibaret olarak düşünmektedir. Bu durum birkaç haftadır değindiğimiz vücut sağlığımız açısından da son derece önemlidir. Sağlıksız olan her gıda, enfeksiyondan kansere birçok hastalığın da kaynağıdır. O zaman bize düşen ne? İlk olarak yapmamız gereken kendimizin yediği ve maiyetimizde sorumluluğumuz altında bulunanlara yedirdiğimiz her şeye “temiz ve helâl” süzgecinden geçirerek dikkat etmeliyiz. Bu konuda bilgilerimizi sürekli tazelemeliyiz. Sağlıklı bilgi açısından http://helalvesaglikli.org/ internet adresi, değerli hemşehrimiz Prof.Dr.Fatih Gültekin tarafından çeşitli platformlarda, gıda katkı maddeleri-sağlık ilişkisi ve helâl ve sağlıklı gıda konulu bilgilendirmeleri, güvenle başvurabileceğimiz adreslerden sadece ikisi… Son sözümüz bu ürünleri arsızca üreten ve insanımızın tüketimine sunanlara olsun… Yaptığınız işin hırsızlıktan farkı yoktur. Sadece para kazanmak ve daha çok kazanmak hırsı ile insanların sadece malını, parasını değil sağlığını da çalıyorsunuz. Kısa ömürde helal ve temiz kazançlarla yaşamak ve ailelerimizi yaşatmanın huzuru, hiçbir şeyle elde edilemez. Geçici olan bu dünya hayatında bize düşen önce iyi bir insan olmak. Gerisi bizi Yaradan (C.C.) tarafından organize ediliyor zaten. Devletimize düşen de bu konudaki mücadelesine aralıksız devam etmek ve hak edenlere gereken cezayı vermektir. Sağlıkla ve sağlıcakla… Haftanın Spotu… “Helalin hesabı var haramın azabı…” Helalden kazansan da, haramdan kazansan da mutlaka hesap vereceksin, ama haramın azabını unutma!... Acısına katlanabileceğin kadar günah işle…

^{(*) http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5da42508bf1706.52230149}

^{(**)http://www.tdk.gov.tr/index.phpoption=com_gts&arama=gts&kelime=tağşiş&cesit=4&guid=TDK.GTS.56f04638516e16.06875251}