Konya
°C
Yeni Meram

AİLE CİNAYETLERİ!

AİLE CİNAYETLERİ!- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
09.09.2019 01:55
08.09.2019 16:57
0
3419
ABONE OL
Yazımın başlığı belki kadın cinayetleri olmalıydı. Ancak Konya'da işlenen menfur cinayette bir bayan, uykudayken kocasının başını keserle ezerek ölümüne neden oldu. Demek ki bu cinayetler her iki cinsi birebir ilgilendiriyor. Emine Bulut cinayetinde hepimizin yürekleri dağlandı. Ancak Emine Bulut'tan sonra ülkemizde 39 cinayet daha işlendi. Bugün cinayetlerdeki artışın sebeplerini incelemeye çalışacağız. Bir önemli saptama da şu; 2009 yılından bu yana işlenen cinayetler en fazla Ağustos 2019'da meydana gelmiş...Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül'ün şu açıklaması çok önemli ve bir o kadar da manidar; “Aileler arası geçimsizlik ve problemlerden dolayı günlük ortalama 1564 kişi için uzaklaştırma kararı veriliyor” Demek ki günde 1564 ailenin problemleri doruk noktasına çıktığı için uzaklaştırma kararı veriliyor. 6284 Sayılı “Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine” dair kanunu inceleme fırsatı buldum. Kanunun adından da anlaşılacağı gibi “kadına karşı şiddetten” bahsediliyor. Kadından şiddet gören erkeklerle bir hüküm maalesef mevcut değil. Siyasi bir çalışma esnasında ekibimizle birlikte bir hukuk derneğini ziyaret etmiştik. O zamanlar dernek üyesi bir bayan avukat hanımın söyledikleri çok önemliydi: Lütfen siyasilere ulaşın, 6284 Sayılı Kanunun 'Ailenin temeline dinamit koyduğunu ve değişmesi gerektiğini' vurgulayın. Kanunun müspet ve menfi yönlerini uzun uzun anlattı. Niyetimiz, feminist ve antifeminist bir yazıyı kaleme almak değil. Ancak cinayetlerdeki artışların sebebini de iyice enikonu incelemek gerekiyor. Bir hanımefendi, eşinden taciz ya da darp gördüğünü yetkili makamlara ilettiğinde doğrudan uzaklaştırma kararı veriliyor. İşin doğruluğu dahi araştırılmadan. Üstelik taciz olaylarıyla ilgili yargı, kanaat olarak “Bir bayan, olmayan bir durumla alakalı kendini rencide ettirmez” gibi bir görüşten yanadır. Batıda uzaklaştırma kararları bir hafta ya da 15 günle sınırlı olurken, bizde bu süreler kat be kat fazladır. Batıdaki kanun uygulamaları bize göre daha farklıdır. Batıda çocuklar 18 yaşına girdiğinde kendi kararlarını kendileri verirken, ebeveynle bağlantıları minimum seviyededir. Bizde aile bağları daha sağlam ve muhteşemdir. Bırakın evlatlarının, torunlarının yetişmesinde bile ebeveynler katkı sunar, hizmet ve sevgisini verir. Uzaklaştırma kararı ile ilgili bir uygulama örneği versek... Batıda bir aile düşünün... Çocuksuz ve bir hafta uzaklaştırma kararı verilmiş. Türkiye'mizde iki çocuklu bir babaya 3 ay uzaklaştırma cezası verilmiş. Biz evlatlarımızı 3 gün görmezsek deli oluruz, deli. Varın 3 ayı siz düşünün...Hem aile içindeki fay hattı artçı depremlerle biraz daha büyüyor ve asıl problem ondan sonra başlıyor. Ayrılığa sebep olan kişiler (şayet varsa) eşle birlikte cezalandırılma yoluna gidiliyor. Akabinde tekli yerine çoklu cinayetler işleniyor. Büyükşehirlerde şefkat evlerinde kalan ve eşinden şiddet gören kadın ve erkeklerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Belli ki rahmetli kardeşimiz Emine Bulut'un ülke vicdanında büyük bir yara açıyor...Eşi tarafından başı ezilen Veysel Sağdıç kardeşimiz için de üzüldük ve üzüleceğiz. Görevimiz gereği 15 yıl farklı zaman ve mekanlarda nikah kıydık, çiftleri evlendirdik. Evlilikle ile ilgili tek bir söz söylenmesi istense ben sadece “Hoşgörü” derim. Hoş görmek, geniş olmak... Bir dostum derdi ki; “Erkek sevmeli, kadın saymalı. Karşılıklı sevgi ve saygı hepsi bu merkezde toplanıyor” O zaman 6284 Sayılı Kanunun ülkemiz şartlarına uydurulması, zaruridir. Avukat hanımefendinin “Bu kanun bugün ki haliyle ailenin, temeline dinami koyuyor” söylemini siyasilere hatırlatırız... Sevgiyle, saygıyla ve hoşgörüyle kalalım...
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.