Konya
°C
Yeni Meram

Ağam bizimle eğleniy!

Ağam bizimle eğleniy! - Hülya TOKLU- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
06.09.2019 01:20
08.09.2019 14:34
0
7290
ABONE OL
Bizim ülkenin insanı kandırılmaya, dolandırılmaya alışıktır, 'Savcıyım' dersin inanır, 'Ver altınlarını, okuyup geri vereceğim' dersin inanır, 'Senin oğlana kız buldum, getirmek için para lazım' dersin inanır... Kimi Galata Köprüsü'nü satmak üzereyken yakalanır, kimi daha şanslıdır; sanal çiftlik kurup olmayan keçinin sütünden kazanabildiğiyle sırra kadem basar. Ama bu kadarı da...Ne bileyim! Sözüm ona dini oluşumlardan biri 'yakmayan kefen' satışı yapıyor. 300 liradan sattıkları kefenlerle, zımbırtılarla sizi kabir azabından, vesair sıkıntılardan kurtarmayı vaat ediyorlar. Yanmaz kefenle gömülen kişinin cesedinin bozulmayacağını iddia ediyorlar. Toplumun cehaletinin ekmeğini yiyor, aklınızla alay ediyorlar! Yetmiyor... “Kabir azabı için sorgu melekleri geldiğinde kişi 'ben falanca tarikattanım' derse cennete gideceğine dair fetva veriyorlar. Açık açık cennetin formülünü veriyor, ahirette dokunulmazlık, torpil vaat ediyorlar. Çıkıp bunları bir de ulu orta televizyonlarda anlatıyorlar. “Diyanet'in hiçbir açıklama yapmadığı konularda biz ortaya çıkarak konuşuyoruz” diye övünüyorlar. Kimse 'Ne diyorsun sen birader' demiyor. İçinde yaşıyor olmasan fıkra gibi ülke aslında! Sonra Diyanet aylık yayımlanan Aile Dergisi'nde He-Man, Ninja Kaplumbağalar, Bugs Bunny ve Temel Reis'e savaş açıyor: “Çocukları şiddete yöneltiyor, dini duygulara aykırı” diyor. Şaşırsak mı, üzülsek mi bilmiyorum ama anlaşılan ülkenin ayarlarını 'din tüccarları' değil, Temel Reis'in yediği 'ıspanak' bozuyor! Dostlar alışverişte görsün... Şimdi ben 'Verin, söküğünüzü dikeceğim” desem, ceketinizi bana emanet etmezsiniz. Çünkü terzi değilim, yamuk dikerim. Size ilaç önersem, 'tedavi edeceğim' desem bana 'şarlatan' dersiniz, demeniz gerekir. Peki ama siz kimlere fırsat verdiniz, kendinizi kimlerin insafına terk ettiniz? Gelin bir sağlama yapalım: Kadınların, çocukların, hayvanların uğradığı zulmün sebepleri, sorumluları konuşulmayacak, işsizlik bitsin- ekonomi düzelsin, toplumsal adalet sağlansın denmeyecek çözüm önerisi sunulmayacak, vatandaş dini duygularını sömürmek için pusuda bekleyenlerin açık avı haline gelecek ama cinnet toplumuna dönüşmüş halktan, ülkedeki onca ölümden- zulümden, bayrak yapılıp göndere çekilen cehaletten, maruz kalınan açık tehlikelerden Ninja Kaplumbağalar sorumlu olacak, öyle mi? *** Malumunuz okul kayıt dönemini geride bıraktık. Yine kayıt parası krizi, yine Bakanlığın 'Kayıt parası alanlarla mücadele edeceğiz' açıklaması. Bu film her yıl aynı mevsimde yeniden vizyona girer. Okullar kayda giden velilerden yardım parası (kayıt parası) toplar, velilerden bir kısmı boyun eğmeyip çıngar çıkarır, haber olur. Bakanlık bu duruma her yıl aynı istikrarla şaşırır, 'asla izin vemeyeceklerini' bildirir, soruşturma açar. İdareciler ve öğretmenler ise ödenek sorununu gerekçe gösterip, temizlik, fotokopi, kalem silgi gibi giderlerin karşılanması için para topladıkları konusunda kendilerini savunur. Öğrendik ki artık bu durum 'özel sınıf'' ,'normal sınıf' aşamasına gelmiş, talep edilen ücret de o nispette artmış. Bu uygulamalarla devlet okulunda bile yoksulla zengin arasında uçurum açılarak sınıf sınıf ayrılmaya henüz 'körpeyken' başlanıyor, ne oluyorsa çocuklarınıza oluyor... Ne söylediğimizi duymayacaklar, asla dikkate almayacaklar ama yoksulun da zenginle aynı eğitimi aldığı, ücretsiz, tek tip, tek kıyafet, devlet okulunu savunacağız. Yalnızca 'devlet okulu'nu savunacağız! Özel- devlet mantığıyla ortaya konulan eğitimin sonucu olan toplumsal ayrışmayı (eğitim ticarethanelerini) değil, insanlar arasındaki sınıf farkını kaldırmayı ve fırsat eşitliğini savunacağız.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.