KONYA’DA MART, MART OLALI BÖYLE SEÇİM GÖRMEDİ!

Mart bahar aylarının ilki! Eskilerin tabiriyle kazma-kürek yaktıracak muzipliklere ve esprilere sahip. Dert ayı. Dertlerin biriktiği, dertlere derman arandığı, çözüm bulunmaya çalışıldığı yılın üçüncü ayı. Cemrelerin sonuncusun toprağa düştüğü, kış mevsimine eyvallah denilirken, şaka gibi günlerin yaşandığı enteresan bir ay.
Konya’nın Mart’ı her yıl ayrı bir özelliğe sahip desek yalan değil.
2019 yılının Mart’ı ise geçimle seçim arasında bir ay olarak tarihe geçecek.
Geçimin seçimin önüne geçtiği, seçim var mı, yok mu, ancak siyasileri birinci öncelikli olarak ilgilendiren bir ay Konya’nın Mart’ı.
Havalar biraz daha ısındı gibi desek de, sağı-solu belli olmayan, bir günde dört mevsimi birden yaşatacak günler bu ayın içinde.
31 Mart seçimlerinde ne olur?
Kimler Başkan olur?
Kimler aralardan sıyrılır?
Kimler kendini favori ve garanti görüyor?
Soru çok,
Cevaplar zor,
Tevatür, kıyamet gibi,
Rivayet deseniz, adayların el ilanı gibi mübarek!
Merkez dışındaki 28 İlçe’de her Allah’ın günü, önde olan adayın adı değişiyor!
Ne desek bilmem…
En iyisi şöyle diyelim;
Konya’da Mart, Mart olalı böyle seçim görmedi!
Mart ayının uzamaya başlayan gündüzleri ve geceleri, partilere oy vermekten vazgeçer gibi?
Neden mi?
Çünkü, insanımız adaylar kim, kim ne söylüyor, kim daha güzel konuşuyor diye sormaya ve konuşmaya başladı.
Bu manzara son 15 yıldır bir ilk!
Bunun sonucunda ne olur?
Şaşırtıcı sürprizler olabilir, özellikle Belediye Meclis üyeliklerinde tablo ve beklentiler değişir, bugüne kadar kendisine hiç şans tanınmayan partilerin, rakiplerine her yönüyle fark atan adayları, Belediye Meclis Üyeliklerinde sürprizli bir değişime yol açabilirler!
Oy verecek insanımız olumlu, yeterli ve daha liyakatli gördüğü bir adayı aralardan, sıralardan çıkarıp, bundan böyle Başkan sensin diyebilir!

*****
Başkan adayları ve onların taraftarları için uzun, upuzun günler ve geceler bitecek, tükenecek gibi değil.
Seçim bölgeleri geziliyor, dolaşılıyor, insanların hali ahvali nicedir diye soruluyor.
Yani adayların, yeni yüzlerin çoğunlukta olması, 31 Mart seçimlerini daha da ilginç hale getirmeye başladı.
Bu seçimlerde vatandaşın katı yaklaşımı, aşırı partici davranışı, tutucu tavrı ve çehresi çözülmüş durumda.
Filan partiden geldiysen, kusura bakma, hoş geldin, bizden sana oy yok güle güle yolun, bahtın açık olsun arkadaş benzeri söylemler bu seçimlerde nereye kaybolup gittiler bilen yok!
Konya’nın Mart’ı, bir hayli değişik bir Mart bu yıl!
Konya’da Mart ayları, oldukça soğuk geçer.
Yıllardan beri Mart ayında yapılan seçimleri takip etmiş biri olarak, Mart soğuğu gibi oldukça soğuk karşılanan liderler, adaylar ve partililer, o soğuğa rağmen sıcak karşılanan liderler, adaylar ve partililer gördük!
Esnafın, vatandaşın karşılamaları da aynı liderlerin karşılanmasına benzer olaylarla doluydu.
Sevmediği,
Oy vermeyi düşünmediği partinin adayını,
Dükkânın kapısından içeriye almayan,
Bir bardak çay söylemeyen,
Bizim oyumuzun rengi belli,
Buraya boşuna gelmişsin diyenler,
Bugünlerde,
Kim gelirse gelsin,
İçeri buyur ediyor,
Gülümseme ifadesini artık kimseden esirgemiyor!
Ne oldu?
Ne değişti?
İnsanların bu tavır değişikliğinin sebebi ne?
Vatandaş neden böyle yapıyor, ne oluyor diye bakan, soran, merak eden var mı?
*****
Anadolu’nun meşhur tabirleri olarak ilk sıralarda yer alan, “Bizden başkasına oy veremezler. Bizden başka oy verilecek parti mi var? Bizim oylar çantada keklik. Kimi aday göstersek, bizim vatandaşımız oyunu verir geçer!”
Bu tabirlerden, en çarpıcı olanı bizim oyumuz çanta da keklik tabiri.
Görülen o ki,
Düne kadar kendi istekleriyle,
Çantaya girmekten,
Çantanın içinde olmaktan,
Çanta içinde bir arada bulunmaktan memnun olanlar,
Çanta kapağını aralamış,
Kendilerine çantada keklik denilmesine,
Çantada keklik olarak görülmelerine ve tanınmalarına tepki göstererek,
Daral geldi demişler,
Çantadan aşağıya atlamaya başlamışlar!
Çantada kalan keklikler var,
Aşağıya bizde inelim mi diye soranlar var,
Buradan daha iyisi, rahatı yok diyenler var,
Yarın; Konya, Konya olalı böyle bir Mart seçimi yaşamadı denir mi, derler mi, demezler mi bilemiyoruz.
Nasip olursa bekleyip, göreceğiz!